8. BÖLÛM

1K 61 8
                                    

NEHİR

Sabah inat eden alarmın sesiyle gözlerimi yavaşça araladım. Her sabah bu alarm sesiyle uyanmak iğrenç olsa da mecburdum.

Uykum çok olduğu için gözlerimi tekrardan kapatsamda telefonun tekrar çalan acı alarmı buna her zamanki gibi izin vermedi.

Bu sese daha fazla katlanamayacağımı anlayarak pes edip yatakta doğrulduktan sonra elimi yastığımın altına atıp telefonumu elime alarak alarmı kapattım.

Aslı ile Irmak' ın hâla uyuyor olduklarını fark ettiğimde onları uyandırmak istemediğimden parmaklarımın ucuna basa basa ses yapmadığımdan emin olarak o minik dolaba yöneldim.

Bir sûre dolaba boş boş baktıktan sonra Lacivert pantolonumu ve gri tişörtûmû giymekte karar kıldım.

Saçlarımı taradıktan sonra saate baktıgımda işin başlama saatine 40 dakika kaldıgını fark ederek geç kalmamak için çıkmam gerektiğine karar verdim.

Geç kalıpta o kıl adamın söylenmelerini dinleyemezdim. Çıkmadan önce son kez aynada kendime baktıktan sonra gayet iyi olduğuma karar verdim.

Kardeşlerimede son kez baktıgımda mışıl mışıl uyuyorlardı. Ses çıkarmamasına özen gösterdiğim yavaş adımlarımla odadan çıktım. Ah Metin dayının ve Fatma yengenin de uyuyor olduklarını etrafta ses olmamasından anladığımda ses yapmamaya çalışarak yavaşça dış kapıyı açtıktan sonra dışarıya çıktım.

Bugün hava ılık. Temiz havayı içime çektikten sonra bir kaç adım atmamla o tuhaf izlenme hissi içime doldugunda korkarak etrafımda bir tur atarken gözlerimi etrafta gezdirdim fakat nafileydi, kimse yoktu. Kalp etışlarım biraz hızlanmaya başladıgında pes ederek yoluma devam etmeye başladım.

Temkinli adımlarla ve gözlerimi etrafta gezdirerek bahçeden çıktıgımda bir anda dün yaşadıklarım aklıma geldiğinde Of dünkü olayları hiç unutamayacak mıyım diye dûşûnmeden edemedim.

O Burak mıdır nedir, adamları nasıl dövdûğû gözûmûn önüne gelince bir anda irkilmeden edemedim. Bunların neden şimdi aklıma geldiğini sorgularken aynı o zamanki gibi kalp atışlarım, kalbim yerinden fırlayacakmış glbi hızlanmaya baslamisti bile.

O akşam kabus gibiydi ama. Son 2 aydır çok fazla bu yüksek derece korku hissini yaşamaya başladım. Bu kadar korku fazla değil mi? Eskiden ne de güzel ve sıradan bir hayatım vardı. Bi eskiye bak bide şimdiye...

Ah acaba o Burak beni ne zamandan beri tanıyor ve takip ediyor? En önemli şeyi unutuyordum az daha, o kim? Aklımda bunun gibi bin bir soru var ve en sinir bozucusuda hiç birinin cevabını bilmemem.

Korna sesiyle yerimde sıçrayarak dûşûncelerimden sıyrıldım. Sokağın tam ortasında öylece durduğumu bile fark etmeyecek derecede fazla dûşûndûğûmû de ancak fark ediyordum.

Adam camdan kafasını çıkarıp bir kaç kûfûr mırıldandıgında hemen karşıya geçtim. Aslında durakla ev arası 10 dakika ama ben dûşûnmekten o kadar yavaş yûrûmûşûm ki evden çıkalı neredeyse 20 dakika olmuş.

Etrafıma bakınmamla dehşete kapılmam bir oldu çünkü hiç bilmediğim bir ara sokaktaydım. Aman Allahım burası neresi? Issız bir sokak, yıkık ve eski evler.. Dûşûncelere dalmışken bilmediğim yollara sapmış olmalıydım. Offf bir bu eksikti.

- Yolunu mu kaybettin?

Arkamdan birinin seslenmesiyle zaten hızlı olan kalbimin biraz daha hızlanmasını boş verip hemen arkama dönmemle şoka uğramam bir oldu çünkü Burak' tı bu. Ağzım öylece açık kalakalmış olmalıyım ki ufak bir kahkaha attığında benim de kaşlarım çatılmıştı. Ah kim bilir suratım ne halde? Silkelenip kendime geldikten sonra bir şeyler söylemek için ağzımı açmıştım ki sözcûkleri ağzıma tıkar gibi o konuştu.

KARANLIĞIN İÇİNDEN ( BİTTİ )Where stories live. Discover now