46. BÖLÛM

315 26 2
                                    

NEHİR

     Kulaklarım çınlıyor, gözlerimden yaşlar benden izinsizce akıyordu.

Her ne kadar kendimde silah kullanmış olsamda bize ateş edilmesi hem tûylerimi ûrpertmiş hem de korkumun artmasına sebep olmuştu.

Son zamanlarda yaşadığım silahlı olayların sayısının ve yaşadığım aksiyonların sayısının haddi hesabı yoktu. Ben ne ara, nasıl böyle bir hayatın içine dûşmûştû? Ve sanırım şuan da bunları dûşûnûyor olmamda çok mantıksızdı.

5-6 el ateşten sonra silah sesleri kesilmiş olsada herkes tetikte ve oldukça tedbirliydi.

Duru ve İzem burada benimle kalırken Demir hariç tüm erkeklerin ve diğer kızların silah sesinin geldiği yöne gitmeleri, başlarına bir şey gelmesinden deli glbl korkmama sebep oluyordu.

Sahl son zamanlarda ne kadar çok kporkmuştum? Sayamayacağım kadar fazlaydı gerçekten ve hâlâ böyle bir hayatın içine nasıl dûştûğûmû anlayamasamda eğer böyle olmasaydı Burak' ı tanımayacağımı da biliyordum.

Burak şu karanlıklaşan hayatımdaki tek ışıktı ve onsuz bir hayatı düşünemiyordum. Hayatımızda bizden bağımsız kötû olaylar gerçekleşiyordu ama bu kötû olayların içinde mutlaka iyi bir şeyler vardı ve benim şu karanlık hayatımdaki en iyi şey Burak' tı.

Sonunda herkes geri döndüğûnde ortamda ki gerginlikte elle tutulur cinstendi. Hiç bir şey söylemeselerde bir şey bulamadıkları her hallerinden belliydi ve bu daha çok canımı sıkıyordu.

Bu kadar kolaymıydı yani insanları öldürmek, canlarını tahlikeye atmak? İnsanların canlarının hiç mi değerl yoktu? Birileri bizi öldürmek için silahla ateş etsin ve sonra hiç bir şey olmamış gibi ellerinl kollarını sallayarak kaçıp gitsinler, çok saçmaydı ve adaletsizdi.

Yanaklarımda hissettiğim ellerle her ne kadar irkilsemde ne zaman sımsıkı kapattığımı bilmediğim gözlerimi açmama gerek kalmadan burnuma dolan portakal kokusuyla o olduğunu anladığımda ancak o zaman yanaklarımda ki göz yaşlarının da farkına varabilmiştim.

Beni göğsûne çekip sımsıkı sarıldığında ise nedensizce ağlamam bir tık üst seviyeye geçmişti.

Korkumdan değildi aslında ağlamam, ona bir şey olacak korkusundandı ve şimdl ona sıkıca sarılıyorbinolsamda yine de kendime engel olamıyordum.

Sonunda biraz olsun sakinleşebildiğimde Burak beni kendisinden hafifçe uzaklaştırdıktan sonra alnıma bir öpûcûk kondurup elimden tutarak motora yönelmişti.

Kendime gelerek etrafıma bakındığımda ise herkesin eşyaları toplayıp araçlarına bindiğini fark ederek bende Burak' ın uzattığı kaskı taktıktan sonra arkasına binerek kollarımı sıkıca beline doladım.

Hayatım her ne kadar karanlıklaşmış ve çıkmaz bir yola girmiş olsa da Burak yanımda olduğu için Tanrı' ya binlerce kez şûkrediyordum. O olmasaydı bu hayatın ûstesinden nasıl geleceğlmi bile bilmiyorum. Ben onun sayesinde tekrar hayata tutunmuş ve yaşama sevincimi kazanmıştım, o olmasaydı ya ölûrdûm yada yaşayan ölûden farkım kalmazdı.

Motorun durduğunu hissettiğimde ancak o zaman bahçedeki garajda olduğumuzu fark edebilmiştim.

Kaskımı çıkarıp motordan indikten sonra Burak' ın da inmesiyle el ele tutuşup eve yöneldik. El elenibtutuşmamız bir nevi birbirimize güç vermemizdi ve doğruyu söylemem gerekirse bende işe yarıyordu. .

Garajdan çıkıp eve yaklaştığımızda kapının açık olmasını fark etmemizle Burak elimi bırakarak önûme geçip silahını çıkarmıştı bile.

Bugûn eğlenmek için dışarı çıkmıştık ama yine olan olmuştu ve artık anlamıştım ki bize mutlu olmak, huzurlu olmak yasaktı.

Burak' ın bir kaç adım gerisindeyken eve girdiğimizde tüm ışıkların kapalı olması her ne kadar korkumu arttırsa da bir kaç adım önümde ki sevdiğim adamın varlığına odaklamıştım kendimi. O yanımda olduğu sürece bana bir şey olmayacağının bilinceydim ama asıl korktuğum beni korumaya çalışırken ona bir şey olmasaydı. Eğer böyle bir şey olursa işte o zaman kendimi asla affedemem.

Burak' ın ışıkları yakmasıyla gördûklerim karşısında dudaklarımdan bir çığlık firar etmişti. Ne gördûğûmû idrak edemezken odalara yönelen Burak' ın peşinden gitmeye başladım, ilerledikçe artan korkumu ise anlatmaya kelimeler yetmezdi.

Koridor, odalar, her yer darmadağındı. Tüm eşyalar yerde ve paramparçaydı ama beni asıl korkutan ise bunu yapan kişinin buralarda bir yerde saklanarak bizi tuzağa dûşûrûyorbi olma ihtimaliydi.

Işıkları yaka yaka tüm odaları geldiğimizde ise şu an da Burak' ın odasındaydık ve evde kimse olmadığını anlamış olmamız bir nebze de olsa rahatlamamı sağlamıştı.

Sonunda Burak silahını tekrar beline yerleştirirken bende gözleriml etrafta gezdirmeye başlamıştım. Buranında tüm evden farkı yoktu ama beni asıl rahatsız eden odada ki kan kokusuydu.

Yerden bakışlarımı kaldırıpta arkama döndûğûm de ise duvarda gördûğûm şeyle donup kalmışken doğru gördûğûme emin olmaya çalışıyordum. Burak' da duvarda ki kanla yazılmış yazıyı fark ettiğinde mırıldanarak okumasını duymam doğru gördûğûmûn kanıtıydı.

- Sûrprizimi beğendiniz mi?

Sonunda bakışlarımı kanlı yazıdan alablldiğimde Burak' ın kûfûrlerini umursamayarak bakışlarımı etrafta gezdirmeye devam ettim. Bu kadar olamazdı yani bu kanlı yazı dışında başka ipucular yada işaretler de olmalıydı.

Boş gardırobun içinde gördüğüm kağıtla adımlarım benden izinsiz dolaba yönelmişti bile. Kağıdı elime aldığımda ise Burak' ın bakışları altında sesli bir şekilde notu okumaya başladım.

+ Sandığım kadar akıllı değilmişsin Burak Kaya. Eğer o kadar akıllı olsaydın beni de şimdiye kadar bulmuş olman gerekirdi. Senden almam gereken intikamım vardı, daha doğrusu intikamlarım. Hem abimin hem de sevgilimin alınacak intikamı hâlâ duruyor. Bu artık beni fark etmen içindi, malum kendin çözemedin bay kendini zeki sanan beyinsiz. Başından beri Cihan' la iş birliği lçindeydim. Cihan piknik alanında kl saldırıyı dûzenlerken ben de burayı hazırladım, insallah beğenmişsindir ama yaptıklarım bu kadarla sınırlı değildi tabl ki. Sen o olayların hepsinin kaynağı Clhan sanarken benim de olaylar da parmağım vardı. Senden intikamımı o çok sevgili Nehirciğini senden alarak alacağıma da emin olabilirsin. Yıkılışını zevkle izleyeceğim Burak Kaya. Ufuk.

KARANLIĞIN İÇİNDEN ( BİTTİ )Onde histórias criam vida. Descubra agora