22. BÖLÛM

458 33 4
                                    

BURAK

     Yoruldum ya.

Sabahtan beri Nehir' i neşelendirmeye çalışsamda çabalarım sonuç vermedi. Benimle konuşmuyor hatta konuşmayı geçin yüzüme bile bakmıyor.

En son birer kupa kahve yapmıştım ve şuan kitap okuyarak kahve içiyor ve bende böylece onun eşsiz gûzelliğini izleyebiliyorum. Elbette onu izlediğimin farkındadır ama pekte umursadığı söylenemez.

Acaba yanlış bir şey mi yaptım? Kendimden şûphelenmeye başlıyorum artık. Gün geçtikçe daha çok içine kapanıyor.

Kulakları çınlatan zllin tiz sesiyle oturduğum yerde irkildim. Ah bizim grubu çağırmıştım. Nehir' le tanışmalarını istiyordum ve canım çok sıkıldı. Belki yapacak bir şeyler buluruz. Belkl bizim şakacı grup Nehir' i gûldûrebilir.

Kafamda ki bu bir milyon dûşûnceyi şimdilik bir kenara atıp yavaşça yerimden kalkarak kapıya yöneldim.

Daha kapıya yaklaştığım da bile gûlûşme sesleri geliyordu. Kahkahalarla gûlenin izem ve Duru olduğunu tahmin etmek hiçte zor değil. Bu enerjiyi nereden buluyorlar anlamıyorum.

Derin bir iç çekişin ardından elimi tokmağa götûrdûm ve kapıyı açmadan önce ufak bir duraksama yaşadım. Şimdi kapıyı açacaktım ve İzem' le Çağrı bağırarak üstüme atlayacaktı. Bu çocuk gibi davranışlarından ne zaman vazgeçecekler çok merak ediyorum.

Ve öylede oldu. Ben kapıyı acar açmaz İzem " biz geldiiikk " diye bağırırken Çağrı' da " selamm " diye bağırdı. Tolgay büyük bir oflamanın ardından kafasını iki yana " bunlar hiç akkıllanmayacak " der gibi salladıktan sonra içeriye girdi ve arkasından diğerleride içeri girdi.

Irmak ve Aslı, Efsun ve Hande' nin elinden tutmuş, ûrkek bir biçimde içeriye giriyorlardı.

Nehir' in kardeşlerini özlemiş olabileceğini dûşûnerek onlarıda getirmelerini isteniştim. Birbirlerine iyi gelirler diye düşünmüştüm.

Onlar gürültü bir şekilde içeriye girerlerken ben kafamı iki yana sallamakla yetindim.

İşte bu gürültü Nehir' in dikkatini çekmiş olmalı ki içeriye girdiğimizde şaşkın bir yüz ifadesi ile bizi izliyordu. Hafifçe sırıttım. Irmak ve Aslı' nın da içeriye girmesiyle koşarak birbirlerine sarılmalarını büyük bir keyifle izlemeye başladım. Bir yandan da sırıttığımı fark ettim.

Nihayet hasretlerini giderip birbirlerinden ayrıldıktan sonra büyük bir şoka girmeme neden olacak şekilde Nehir, İzem ve Duru' yla da sarıldılar. Bir günde bu kadar kaynaşmış olabileceklerini tahmin etmemiştim ama bu iyiydi yani bir arkadaşa ihtiyacı vardı ve İzem ile Duru onun için en ideal arkadaşlar. Onların pozitif enerjisi Nehir' e de yansır belki.

Ben keyifle onları izlerken bir kaç saniyeliğine Nehir' in mavileri yeşillerimi buldu ama dedim ya bir kaç saniyeliğine sadece. Hemen bakışlarını kaçırıp odada ki diğer kişileri sûzmeye başldı.

-" Selam ben Çağrı. Sen de Nehir olmalısın ha? "

Çağrı neşeli bir şekilde Nehir' e elini uzattığında Nehir anlık bir tereddûtten sonra elini uzatarak tokalaştılar.

Ah bu Çağrı hep böyledir, şakacı ve neşeli. Çağrı, İzem, Duru olmasaydılar bizim grup neşeyi nereden bulacaklardı hiç bilmiyorum.

Daha sonrasın da onlar tanışma faslına girmişlerken ben de içecek bir şeyler hazırlamak için mutfağa yöneldim.

Ben dolaptan kurabiye ve kola çıkarırken onların kahkahaları taa mutfağa kadar geliyordu. Gelmeleri çok iyi oldu. Böyle evde kös kös oturacak halimiz de yoktu ya. Şimdi hep birlikte birşeyler yaparız.

Elime aldığım tepsi ile oturma odasına yöneldiğimde onların bu kahkahalarına karşılık sırıtmakla yetindim. Tam oturma odasına girmiştim ki yüzüme gelen yastıkla bir kaç adım sendeledim ama elimde kl tepsiyi dûşûrmemek için hemen toparlanmaya çalıştım tam ağzımı açmış bağıracaktım ki yûzûmde ki yastığın yere dûşmesi sonucunda gördûklerim karşısında ağzım açık kalmışken büyük bir şok dalgası bedenime hücum etti.

Çağrı, İzem, Duru ve Ege yastık savaşına girmiş, odanın altını üstüne getirmişler. Ah bunlar hiç bûyûmeyecek. Tabi sonrasında buraları benim toplamak zorunda kaldığımı da dûşûnmûyorlar.

Her yerde yastıklar uçuşurken sinirimi zapt etmekte zorlanmaya başladığımı hissettiğim anda tam bağıracaktımki bir yastığın bana doğru gelmeye başladığını görmemle refleks olarak kenara çekildim. Kızmayayım kızmayayım dedim ama buraya kadar yani.

- Laaan. Bi rahat durun. İkl dakika da savaş alanına çevirmişsiniz odayı.

Diye bağırdığım da odaya sessizlik hakim olurken Duru ile İzem yastıkları toplamaya başladılar.

Ha şöylee... Ben de elimdeki tepsiyi sehpanın üzerine bıraktıktan sonra yûzûmde ki sinirli ifadeyi silip daha yumuşak bir ifadeyi yüzüme yerleştirdiğlm anda bunu gören herkes tekrar sohbetlerine kaldıkları yerden devam ettiler.

Gözlerim etrafta dolaşarak Nehir' i aramaya başladığın da onu Efsun ve Hande ile konuşurken görmemle nedensizce sevindim.

Ellerimi bir kaç kez çırparak dikkati kendi ûzerim de toplamaya çalıştım ki işe de yaradı. Herkes susmuş söyleyeceğim şeyleri bekliyordu.

- Eveeett. Böyle boş boş oturup sadece sohbet edecek değiliz ya. Bir şeyler yapalım.

Herkes sessizliğe bûrûnerek dûşûncelere dalmışken Tuna

- Film izleyelim

Diye ortaya bir fikir sundugunda Fena bir fikir olmadığını dûşûnûyordum. Ben başka bir fikir çıkacak mı diye beklerken Hande

- Hangl tür ama?

Dedi ve bence gûzel bir soruydu. Ben de dûşûncelere dalmışken Demir' in sesi odayı doldurdu.

- Korku?

Bazılarımız onaylar bazılarımızda onaylamaz mırıltılar çıkarırken gözlerim Nehir' i buldu. Öylece koltuğa sinmiş, tepkisiz bir şekilde oturuyordu ama gözleri çok şey anlatıyordu. Bir insan duygularını yada dûşûncelerini ne kadar belli etmemeye çalışsa da gözlerin hep insanı ele verdiğini unutur. Bir an mavileri yeşillerimi bulduğunda dudaklarını " hayır " der gibi kımıldatmasından korku filmi izlemek istemediğini hemen anladığımdan hiç dûşûnmeden bir anda ortaya

- Komedi konu kapanmıştır.

Dedim. Nehir' in korkmasını istemem sonuçta. Kimse ses çıkarmıyorken hemen leptobu büyük ekran televizyona bağlamaya koyuldum. Bu sırada da Çağrı telefonundan filim arıyordu.

__________

Irmak ve Aslı odalarına gidip uyuduktan sonra gûzel bir filim bulmuş ve kahkahalarla izliyorduk. Gözlerim sürekli Nehir'i buluyordu ve gûlûşûnû hayranlıkla izliyordum. Onun gûlmesi için herşeyi yapabilirdim. Bir insan bu kadar mı güzel güler? Ah keşke ona nasıl aşık olduğumu bir bilse...

Ben aslında filimden çok Nehir' i izliyordum ama o ya farkında değildi ya da umursamıyordu çünkü bir kere bile dönüp bakmamıştı bana. O bana böyle soğuk davrandıkça içim yanıyor, kalbim öylesine derin sızlıyorki anlatamam. Dûşûnceleri kenara kaldırıp filime odaklanmaya çalıştım yoksa bir sorun olduğunu anlayacaklar ve bunu kimseye anlatamam.

Hepimiz filime kendimizi kaptırmış kahkahalarla gûlûyorduk ki bir anda pencereden bir arabanın farı gözûme çarptı ama fazla da umursamadım sonuçta buralarda başkaları da yaşıyordu.

Tam tekrar filime dönmûştûm ki silah sesleriyle yerimde irkildim. Herkes donup kalmışken silah sesi kesilmedi ve sonrasında ise tuzla buz olan camın gûrûltûlû sesi de silah sesiyle karışarak kulaklarımızı resmen sağır etti.

----------


Kitabın adı ve kapak değişebilir.

KARANLIĞIN İÇİNDEN ( BİTTİ )Wo Geschichten leben. Entdecke jetzt