9. BÖLÛM

928 65 6
                                    

Burak

     Lanet olsun! Kapana sıkıştık ve izimkiler de gelemedi, bi kerede vaktinde yetişin be. Ben hadi neyse de Nehir ne olacak?

İçimden aklıma gelen tüm kûfûrleri saydırdığımda o adamlara bu kûfûrler az bile. Öylece ortada kalakalmıştık, kaçabileceğimiz de hlç bir yer yok, zaten düz bi sokak, sağ sol falan yok yani. Bl kerede şans benden yana olsa şaşardım zaten. Tamam bizim bir hamle falan yapmamız imkansız ama işin ilginç yanı, onların yapabileceği bir sürü şey varken sadece sırıtarak bize bakmaları. Evet baya tuhaf.

Nehir' e bakmamla içimin erimesi bir olmuştu çünkü yüzü renkten renge giriyordu, çok fazla korkmuş olmalı. Yüzüne bakarak dûşûncelerini ve duygularını anlamaya çalışsam da tek anlayabildiğim dehşet verici şekilde korkmuş olmasıydı. Korku onu alıp götûrmûş. Evet bende korkuyorum ama bu adamlardan değil, Nehir'e bir şey olmasından korkuyordum.

Kafam karışmuş öylece iki taraftaki adamlara ve Nehir' e bakarken adım sesleri duydumamla kafamı yavaşça o tarafa çevirdiğimde şoka girmem bir olmuştu.

Metin dayı arkadan gelince o tarafta ki tüm adamlar kenara çekilip ona yol verdiğinde o tam karşımıza gelip durdu. Yuh ya. İşte bunu beklemiyordum, bu kadarı da fazlaydı ama. Nehir bunların hiç birini hak etmiyordu.

Nehir' de benimle aynanda kafasını adım seslerinin geldiği yöne çevirdiginde gördûklerinin doğru olup olmadığını anlamak için gözlerini kırpıştırmaya başladı, bu haliyle de çok tatlıydı. Tabi o da benim gibi Metin dayıyı karşısında görmeyi beklemiyordu ama tabi bu adamlar onun adamlarından başka kim olabilirlerdi ki?

+ Metin dayı.

Diye kekeledi Nehir. Tabiki de o olduğuna inanamıyordu ama ben zaten bunu bekliyordum çûnkû onun ne pislik olduğunu biliyorum, o ise bilmiyordu. Onun ruhu bu hayat için fazla temiz ve beyazdı,  o bunların hlç birini hak etmiyordu.  Eh tabiki de bilmiyor ve bilmediği daha onca şey var ama o bu bilinmezliklerin hepsinl kaldıramaz. O piç herif Nehir' in kekelemesine büyük bir kahkaha atmakla yetindiğinde ben ise yumruklarımı sıkmış bir şekilde Nehir' in yanında durmaya devam ediyordum çûnkû bu kadar adama karşı ellmden bir gelmezdi, gelse bile Nehir yanımdayken hiç blr şey yapamazdım. .

+ Metin dayı. Kurtar bizi.

Ah şuan Nehir' e salak demek istiyorum ama diyemiyorum. Kurtarmaya gelmedi ki o, bizi kapana sıkıştıran o. Nehir'e salak diyemiyorum çûnkû onun hiç bir şeyden haberi yok, olmasınıda beklemiyordum zaten. O Metin piçi bu sefer daha büyük bir kahkaha attığında ben ise sinirlerimi zapt etmekte zorlanıyordum. Bu gidişle kulaklarımı felç edecek. Bir insanın gûlmesi bile bu kadar iğrenç ötesi olabilir mi? Bu kadar tiksindirebilir mi? Nihayet gûlmeyi bırakıp alaycı bir yüz ifadesiyle konuşmaya başladığında gözlerimi saniyelik kapatarak dudaklarından dökûlecek iğrenç kelimeleri dinlemeye başladım.

- Kurtarmak mı? Ah ufaklık sen beni tamamen yanlış anlamışsın.

Eliyle etrafındaki adamları gösterdi.

- Bunların hepsi benim adamlarım. Tabi sen benim gerçek yûzûmû ve niyetimi bilmiyorsun. Bu kadar konuşma yeter, yakında öğrenirsin zaten.

Hızlıca konuştuktan sonra ardından o tiksindiren kahkahalarından bir tane daha attı. İğrenç ötesi kahkahalar olduğunu söylemiştim değil mi?

Nehir renkten renge girerken yûzûnde korku ve daha çok şok vardı ve bunu anlamak zor değildi. Ben ise yumruk yaptığum ellerimle ve çattığım kaşlarımla o herifi sûzûyor ve her hareketine, her sözûne dikkat kesilmiştim. Sabrım taşmaya başlamıştı artık. Tamam zaten bunları yapacağını biliyordum ama bu kadar erken olacağını dûşûnmemiştim. Kim dûşûnûrdû ki zaten?

Bir anda adam beni şimdiye kadar fark etmemiş gibi gözleri iri iri açılarak bana baktıktan sonra bir kahkaha daha atmasıyla midem biraz daha bulanmaya başlamıştı. Bu adam kahkaha atmaktan başka bir şey bilmiyor mu?

- Bak senn... Burada kimler varmış? Doğrusu burada olacağını tahmin etmemiştim yani Nehir' in yanında.

Sonunda adamı pis pis sûzmeyi bıraktım. İşte Nehir"in adını ağzına alması sabrımın tamamen taşmasına neden olmuştu. O gûzel isim onun o pis ağzına hiç yakışmıyordu.

+ Bir daha Nehir' in adını o pis ağzına alma yoksaa...

- Yoksa ne? Beni döver misin? Öldûrûr mûsûn? Elinden geleni ardına koyma. 11 e teksin, neyin havalarındasın?

İşte sözûmûn bölûnmesi en nefret ettiğim şey ve bunu o da çok iyi biliyor. Beni daha çok sinirlendirmek için kasten yaptığına eminim. Evet 11' e tektim ama bu fazla uzun sûrmeyecekti yani inşallah. Bizimkiler geldiğinde bakalım ne yapacaklar? Böyle rahat olabilecekler mi?

Metin dayı bir anda hızlı bir haraketle bize yaklaşıp Nehir'i kolundan tutarak kendisine çekmeye başladı. Ne kadar sıkı tuttuğunu buradan görebiliyordum. Nehir kurtulmak için debelenip dururken bir anda ileri atılıp daha fazla tutamadığım yumruğumu o Metin piçinin suratına geçirdim.

Oh be bu yumruk beni epey rahatlattı çûnkû geldiğinden beri bunu yapmak istemiştim ama tamamen rahatlamak için henûz fazla erkendi.

Kırılma sesleri geldiğinde çenesini kırmış olduğumu fark ettim. Bu az bile. Adam inleyerek ve Nehir' i bırakıp çenesini tutarak yere dûştûğûnde kahkaha sırası bendeydi. Eh yumruklarım serttir ne de olsa ve o da bunu çok iyi biliyor.  Yerde inlemesi kısa sürûpte kahkaha attıktan sonra çenesini tutarak ayağa kalktı. Ne de olsa bu en yumuşak yumruklarımdan ve o bunu da çok iyi biliyordu. Benim hakkımda ne kadar çok şey biliyor değil mi?

Nehir' e kafamı çevirip kısa bir göz attıktan sonra dehşete kapılmam da bir olmuştu çünkü gözleri korku ve şok karışımı bir duyguyla irice açılmış ve bir bana bir o piçe bakıyordu. Epey korkmuştu ve bu gayet normaldi. Ah bu korkunun on katına çıkacağını biliyorum çûnkû birazdan burası savaş alanına dönecek.

Metin dayının pis bir kahkası daha sabrımın tamamen tûkenmesine yettiğinde ona atılıp ardı sıra yumruklarımı yüzüne geçirmeye başladığım anda diğer adamların da ûzerime gelmeleri bir oldu.

KARANLIĞIN İÇİNDEN ( BİTTİ )Where stories live. Discover now