20. BÖLÛM

527 37 0
                                    

NEHİR

     Sabah pencereden sızan ışık yüzünden gözlerimi hafifçe araladım.

Kendimi gayet dinç hissediyordum ama gece yaşadıklarım yüzünden korkum hâlâ vardı. Ben ne günah işlemiştim de yaşamıştım bunları? Hâlâ olanlara bir anlam veremiyorum ama içimden bir ses Burak' la ilgili olduğunu söylüyor, lanet olsun ki o ses genelde hep haklı çıkar.

Yatakta yavaşça doğrulduğumda gözümûn hemen duvar saatine kaymasıyla şaşkınlığıma engel alamamıştım. 10.00 Oha o kadar uyumuşmuydum ya? Normalde 8 dedim mi hep ayaktayımdır ama gece ki olanları da hesaba katarsak bu kadar uyumam gayet normaldi.

Yavaşça yataktan inerek alt ranza da kardeşlerimi aradı gözlerim ama istediğimi elde edememiştim, yatak boştu. Aman tanrım! Nere- ah doğru ya unutmuşum Burak onların geceyi Hande" de geçirevceklerini söylemişti. Tamam Hande' yi tanımıyorum ve daha önce onu hiç görmedim ama Burak ona gûveniyorsa bir bildiği vardır. Gûvenmese zaten orada kalmalarına izin vermezdi.  Ne ara Burak' a bu kadar gûvenmeye başladığıma da anlam veremiyordum. 

Yavaşça odanın kapısına yöneldigimde evin oldukça sessiz olması son olanlardan sonra beni tedirgin ediyordu.

Kapıyı açtığımda olan sessizlikten evde hiç kimse olmadığını anlamıştım. Dün gece de ev sessizdi ve kimse yoktu fakat sonrasın da...

Bu olayı düşünüp durduğum için kendime kızdım. " unutman mümkün mu? " diyen iç sesim yarama tuz bastı resmen.

Merdivenlere ulaştığım da ise tam bir kabusu yaşadım. O günün aklıma gelmesinden nefret ediyorum çünkü ruhumu çalıyor o olay.

" senin yüzünden iflas ettik. " demişti babam ve duyduğum kelimelerle olduğum yerde dona kalırken bir el silah sesi gelmişti.

İşte herşey bundan ibaretti. Benim ruhumu çalan, hayatıma karanlığı bulaştıran, beni arafa sûrûkleyen olay buydu. Bu kadardı. Tabi sonrası da vardı.

O anki duygularımı şuan da yaşayarak kalbimin hızlanmasıyla merdivenleri yavaş yavaş inmeye başladım. Piskolojim alt üst olmuştu. Kafayı yiyordum ve dengem tamamen bozulmuştu.

Aşağı indiğimde bir bardak su içmek için mutfağa yöneldim. Dilim damağım kurumuştu gerçekten ve su içmezsem bayılabileceğim seviyedeydi susuzluğum. Acaba Burak nere de? Hiç bir şey söylemeden çekip gitmesi gerçekten sinirimi bozdu ama bananeydi ki.

Mutfağa girdiğimde Burak' ın tutarsızlığıyla ilgili dûşûncelerimi yok edecek şeyi gördü gözlerim.

Mutfak masasında tek kişilik yok yok denebilecek bir kahvaltı sofrası kuruluydu. Beyaz, üzerinde pembe çiçekler olan porselen takımla aynı renkteki mutfak masasının örtûsû şahane bir uyum içerisindeydi.

Taze sıkılmış portakal suyu şişesinin yanında ise bir vazoyla papatyalar konmuştu. Ah papatya en sevdiğim çiçek.

Tam su içmek için arkamı döneceğim sıra vazonun yanın da bir kağut olduğunu fark ettim. Büyük ihtimalle Burak' tan dı. Kağıdı elime almadan önce aşina olduğum papatya kokusunuda derince içime çektim. Bu koku nasıl oluyorsa bana inanaılmaz derecede huzur veriyordu. Zarfı elime aldıktan sonra bir anlık bir tereddûtle yavaşça açtım zarfı.

Nehir

Holdingte önemli bir toplantı olduğu için erken çıkmak zorunda kaldım. Kahvaltını hazırladım. Aç kalma, zaten son zamanlarda doğru düzgün bir şeyler yemiyorsun. Kardeşlerin Hande ve Efsun' la bugün hayvanat bahçesine gidecekler. Seninde yalnız kalmaman için İzem ve Duru yanına gelecekler. Onlarla bir şeyler yaparsınız. Eve kapanma.

BURAK

Ah şuan da onun için düşündüğüm
" tutarsız, dûşûncesiz " sıfatları için çok pişmanım. Adam dûşûnmûşte neler yapmış? Ah benim aptal kafam, asıl tutarsız ve dûşûncesiz olan benim.

Kardeşlerimin başka bir yerde olmaları iyiydinçûnkû bu bitkin halimi görmelerini istemem.

Burak haklı, son zamanlarda doğru düzgün bir şeyler yediğim yok cidden. İyice halsiz düştüm. Onun da dediği gibi kahvaltı yapmak için masaya oturup kendimi birşeyker yemek için zorladım. Az da olsa yemeliydim.

___

Kahvaltımı etmiş ve bulaşıkları toplamıştım ki kapı çaldı. Kim olabilir ki diye dûşûnûrdûm ama buna gerek yoktu. İzem ve Duru" dur.

Kapıya yönelipte açtığım da bakışlarımı iki kızın üzerinde gezdirdim.

Kestane rengi saçlı, beyaz tenli, siyah dar pantolon, beyaz ve salaş bir buluz ve ûzerinede deri ceket giymiş kız gayette güzel görûndû gözlerime. Çok masum görünüyor bence.

Sarışın, diğer kızdan pek te farklı giyinmeyen kızın ise gayet duru bir yüzü vardı.

Onlara içeri girmeleri için yol vermediğim için ayıpladım kendimi. Ah son zamanlarda ne oluyor bana? Ben böyle tutarsız ve dûşûncesiz bir insan değilimdir aslında. Onlara girmeleri için yol vermiş tam hoşgeldiniz demek için ağzımı açmıştım ki kestane saçlı kız lafımı böldû ve şen şakrak sesiyle;

- Selaamm. Ben İzem. Bu da Duru.

Tam adı gibi duru bir yüzü vardı. İzem ise gayet hoş görûnûyordu gözûme. İyi kızlara benziyorlar. Duru konuşmadı daha ama onun da iyi biri olduğundan eminim.

- İzem adımı söyledi zaten. N' abeerr.

Oda aynı İzem gibi şen şakrak ve ince bir ses tonuyla konuşmuştu. Normalden epey inceydi sesi. Bu kadar neşeli olmaları tuhafıma kaçmıştı aslında. Hayatta hâla neşelerini koruyabilen insanların olması hem tuhaftı hemde çok hoştu.  Belki de onlarında derin yaraları vardı ama herşeye rağmen pozitiftiler. 

İçeri geçip beyaz koltuklara kurulduk. İzem memnuniyetsiz bir yüz ifadesi ile gözleri Duru ile benim aramda mekik dokuyordu. Sonunda dayanamamış olmalıki söze başladı.

- Yaa böyle kös kös evde mi oturacağız? Hadiyin alışverişe gidelim.

Bu neşesi ve heyecanı istemsizce kıkırdamama neden olurken Duru baya somurttu. Dışarı çıkasım olmasa da alışverişe asla hayır diyemeyen kızlardanım.

- Ya kızım daha dün avm' de değilmiydin? Ne bu alışveriş sevdan?

- Hergün durmadan alışveriş yapmamam için bir sebep göremiyorum.

- Of ya bıktım alışverişe gitmekten ama ya. Oylama yapalım o zaman. Nehir sen ne diyorsun alışveriş konusuna.

Onların bu küçük çatışmasını kıkırdayarak izlerken Duru' nun sorusuyla ikisi de bana dönûnce cevap vermem gerektiğini fark ettim. İkisi de umutlu gözlerle bana bakıyorlardı ama benim cevabım belliydi zaten. Aslında eskiden en sevdiğim şeylerden biriydi alışveriş.

+ Duru üzgünüm ama alışverişe asla hayır diyemem.

İzem neşeyle ellerini çırparken Duru daha çok somurtmakla yetindi. Alışverişi sevmeyen kızları cidden anlayamıyorum.
Şuan kuruşumun olmadığı aklıma dank edince seçtiğimden pişman olmam gerekirdi aslında ama hayır. Hiç bir şey almasamda bakınırım. Dediğim gibi alışverişe hayır diyemem.


KARANLIĞIN İÇİNDEN ( BİTTİ )Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin