41. BÖLÛM

320 28 2
                                    

NEHİR

    Karşılıklı sevgi ne de gûzeldi!

Gûndûz olan onca şeyden sonra gece sevdiğin adamın kollarının arasında olmak, onun kokusunu doya doya içine çekerken bulduğun huzur eşsiz bir şey.

Onun kokusunu içime çekerken gûndûzûn tüm yorgunluğu benliğimi terk ediyordu, verdiği sıcaklık ve güvenin ise tarifi yoktu. Şuan sadece ona odaklandım.

Onun yatağında, onun kollarının arasında uyuyordum; daha doğrusu uyuyor taklidi yapıyordum ama zaten onun da bu numarayı yediği söylenemezdi.

Günün ilerleyen saatlerinde Burak'ın anne ve babası yani Leyla hanım ile Soydan bey bana daha bir sıcak davranmaya başlamışlardı. Burak ile aralarındaki tüm buzların erimesi de beni oldukça mutlu etmişti çünkü ölümlü bir dünyada bu derece bir kûslûğe gerçekten gerek yoktu. Sevdiklerimiz yanımızdayken değerlerini bilmeyiz çünkü bir gün herşey için çok geç olabilir.

Burak' ın dedesiyle ilgili şeyleri öğrendiğimde ise fazlasıyla ûzûlmûştûm ama elimden bir şey gelmemişti.

Boş konuşarak ona teselli verermemiştim. İnsanoğlu yanındakine teselli vermeye çalışırken aslında daha çok canını yaktığını, hatalarını yüzüne vurduğunun farkında olmaz. Boş boş konuşarak yarasına tuz basmak yerine bir an olsun yanından ve kollarının arasından ayrılmayarak her zaman yanında olduğumu hissettirmeye çalışmıştım.

Leyla hanım ve Soydan beye akşam yemeğine kalmaları için ısrar etmiş ve onlar Burak' la hasret giderirken mutfakta yemek hazırlamıştım.

Yemekten sonra bir saat daha kalmış ve sonra gitmişlerdi. Saat epey geç olduğundan bizde yatmıştık. Burak' ı yalnız bırakmak istemeyerek hiç bir şey demeden bende onun odasına girdiğimde oda hiç birşey dememişti. Yatağa girdiğimizde ise sadece kollarını bana sarmakla yetinmişti.

Onun kokusuyla huzur bulduğum saniyelerde gerçekten de uykumun geldigini hissederek, aklımdaki zibilyon tane dûşûnceyi de bir kenara itip kendimi uykunun kollarına teslim ettim.

_____

Sabah perdenin arasından sızan gûneşin ışığına karşı açılmamak için direnen gözlerim sonunda pes ederek açıldığında bakışlarım direk yan tarafıma kayıpta koca bir boşluğun beni karşılaması kaşlarımı çatmama neden olmuştu.

Bakışlarım beyaz çarşaftan duvardaki siyah saate kaydığında " oha " diye bağırmamak için kendimi zor tuttum çünkü saat tam 13.00' dı. Yuh ne ara bu kadar uyumuştum? Eee peki Burak nerede?

Her ne kadar sıcacık yataktan çıkmak istemesemde içimdeki meraka yenik düşerek ûzerimdeki örtûyû kenara attıktan sonra ayaklarımı yataktan sarkıtarak soğuk parkeyle buluşturdum.

Her ne kadar hava sıcak olsada yerler oldukça soğuktu. Parkenin soğukluğu çıplak ayakla yere basılacak gibi olmasada şuanda terlik yada çopap giymeye fazlasıyla ûşendiğim için çıplak ayaklarımla yataktan kalktım.

Tam kapıya yöneleceğim sırada komidinin uzerindeki kağıdı fark etmemle adımlarımı komidine yönlendirdim. Bir not olduğunu fark ettiğimde ise kağıdı elime alarak okumaya başladım.

" Gûnûme güneş seninle doğuyor. Gûnaydın Nehir' im. O kadar güzel uyuyordun ki uyandırmaya kıyamadım. Bugün de güneş geç doğsun dedim. Holdingte katılmam gereken bir kaç toplantı olduğu için erken çıktım, fazla geç kalmam canım. İstediğin bir şey olursa mesaj at gelirken alırım. "

KARANLIĞIN İÇİNDEN ( BİTTİ )Onde histórias criam vida. Descubra agora