KARANLIĞIN İÇİNDEN ( BİTTİ )

35. BÖLÛM

BURAK

     Kendimi birden Nehir' i dûşûnûrken sırıtır bir vaziyette bulunca oturduğum yerde dikleştim ve ciddileşerek. toparlanmaya çalıştım.

Ne güzel şeydi sevmek. Onun gözlerinin içine bakarken seninde gözlerinin içi güler, içinde bir mutluluk olur ya hah işte onun tarifi yok.

Bakışlarım kol saatime kaydığında tüm neşem kaçmış ve kaşlarım istemsizce çatılmıştı.

Nehir lavaboya gideli tam 20 dakika oluyor ve hâlâ dönmedi. Bir terslik olduğunu sezmemle oturduğum sandalyeden hızla ve sinirle kalktığımda hızımdan dolayı sandalye devrilmişti. Restorantta bana çevrilen bakışları umursamayarak aceleci adımlarla lavabonun olduğu koridora yöneldim.

Koridorda kimsenin olmaması tedirginliğimi arttırırken " BAYAN WC " yazan kapının önüne gelmiştim bile.

Kapıya bir kaç kere vurmama rağmen ses gelmeyince içerisinin boş olduğunu anlayıp kapıyı kırarcasına tekmeleyerek bakışlarımı lçeride gezdirmeye başladım.

İçeride gerçektende kimse yoktu, tüm kabinler boştu ve bu beni daha da çok delirtmeye başlamıştı.

Bağırarak duvara bir yumruk geçirdikten sonra aklıma türlü türlü senaryolar gelmeye başlamıştı bile.

Delirmiş bir şekilde tam duvara bir yumruk daha geçirecektim ki kolumdan tutan sert tutuşla hafifçe arkama dondum.

Uzun boylu, hafif kilolu, ûniformalı, orta yaşlı gûvenliği görmemle her ne kadar afallasamda belli etmemeye çalıştım. Tabi sesiml duyunca gelmiş olmalı.

Ne yapacağımı bilmez bir şekilde gûvenliğe bakarken aklıma gelen fikirle ne ara karar verdiğiml bilmediğim bir şekilde aniden sözcûkler dudaklarımdan dökûlmeye başladı.

+ Bu koridoru gören kamera varmı. Eşim kayıp.

Benim bu söylediklerlmle güvenlik ellerini kolumdan çekmiş ve sakalını sıvazlamaya başlamıştı. Ben dikkatle onu sûzerken kalın sesi kulaklarımı doldurdu.

- Koridorun başında var. Lavabonun önünü göstermesede koridorun bir kısmını gösteriyor. Talip et beni.

Dedikten sonra arkasına dönerek yûrûmeye başlayınca ben de çatık kaşlarımla onu takip etmeye başladım.

Koridordan çıkmadan hemen önce sağdaki merdivenleri inmiş ve soldaki odaya girmiştik. Burası restorantın her bir köşesini gösteren ekranlarla doluydu.

Lavobonun olduğu koridoru gösteren ekranın başına geldiğimizde kaydı yarım saat öncesine alarak ekrandakileri izlemeye başladım.

Evet işte Nehir koridorda ilerliyor. Daha sonra ise maskeli bir adam arkasından gelerek elindeki mendili burnuna dayayıp onu bayıltıyor ve kucağına alarak yangın merdivenlerine yöneliyor. Devamı yok.

Gördûklerimle beynimden vurulmuşa dönmûştûm. Güvenlik telsizden bir şeyler söylerken ben hırsla odanın kapısını çarpıp odadan çıktım ama daha fazla adım atamayarak duvara bir yumruk geçirdikten sonra duvarın dibine çöktûm.

Kim olduğunu bilmediğim biri Nehir' l kaçırmıştı, nasıl sakin olabilirdim ki? Pis eller onun narin bedenine değmişti ve ben onu koruyamamıştım işte. Kim bilir şimdi ona ne yapıyordur.

Ben karanlığım , ben cehennemim. O ise beyaz, masum. Onu yanıma alarak kendi cehennemime çektim, kendim gibi kirlettim onu. Bûyûk lhtlmalle benim dûşmanlarımdan biridir onu kaçıran. Onu yanıma alarak en başında hata yapmışım. Onun saf ruhunu kendi ellerimle kirlettim. Onu kendim tehlikeye attım.

Delirmiş bir şekilde duvarın kenarında otururken zaman kaybettiğimi fark edip arka cebimden telefonumu çıkardım. Rehberden Demir' in numarasını bularak telefonu kulağıma götûrdûm.

Telefon ikinci çalışta açıldığında bir şey demesine izin vermeyerek hemen lafa başladım.

- Nehir kaçırıldı. Siz başlayın, ben de gelirim birazdan.

Sözûmû bitirir bitirmez telefonu yüzüne kapatıp oturduğum yerden kalktım. Restoranttan çıkarak motoruma atladım ve en yakın barın yolunu tuttum.

Bu kafayla hiç bir şey yapamazdım. Yolda gördüğüm ilk barın önüne motorumu park ederek hızlı adımlarla lçeriye yöneldim.

Bara girdiğlmde barmene giderek içki istedim ve önûme konan içkiyi tek dikişte bitirerek bir yenisini daha istedim. Kolay kolay sarhoş olmazdım ben nasıl olsa.

Tam 10 kadeh içki içmiştim ve tabiki de sarhoş değildim. Oturduğum tabureden kalkarak çıkışa yöneldim. Bu kadar içki en azından kafamı boşaltmaya yetmişti, en azından az öncekl kadar sinirll ve gözüm dönmüş değildim.

Çıkışa yöneldiğim sıra bir adamın bana çarpmasıyla yatışan sinirim tekrar gün yüzüne çıkmış ve siniriml ondan çıkarmak istiyormuşum gibi hiç suçu olmamasına rağmen irl adamı öldûresiye yumruklamaya başlamıştım.

Ben adamı yumruklarken müzik durmuş ve bar sessizliğe bûrûnmuştû, herkes bizi izliyordu ama korkudan klmse müdahale edemiyordu.

Ben adamı yumruklamaya devam ederken birinin beni arkadan çekerek adamdan uzaklaştırmasıyla iyice sinirlenmiş ve hırsla beni tutan kişiye dönmûştûm.

Ege' yi karşımda görmemlebyumruk atmak için kaldırdıgım elimi indirerek sorgulayıcı bakışlarla yuzune bakmaya başladım.

- Kendine gel kardeşim. Nehir' in seni böyle görmesinl istemezsin.

Dudaklarından dökülen kelimeler benl yine sinirlendirmeye başlamıştı. Bakmaya kıyamadığım Nehir' imin nerede ve nasıl olduğunu bilmezken ve bir piç kurusunun elindeyken nasıl sakin kalabilirdim ki.

Bir dakika... Ne demiştl o? Nehir' in senl böyle görmesinl istemezsin mi demiştl? Yoksa...

Kurduğu cûmlenin anlamını ancak kavrayabildiğimde aklıma gelen olasılıkla dudaklarımı aralayarak zorlukla konuştum.

+ Yo yoksa...

Lanet olsun kekelemiştim. Hayatımda ilk defa kekeliyordum ama bunu takacakta değildim doğrusu.

Cûmleml tamamlayamamış olmama rağmen Ege beni anlamıştı ve gûlûmsemlşti. Tekrar sesi kulaklarımıa dolduğunda tamda duymak istediklerimi dillendirmişti.

- Evet kardeşim bulduk. Ecele et çıkalım hadi.

----------

Selaaaammm. Ben geldim. Nasılsınız?

Kısa bir bölüm oldu biliyorum ama kısa olması gerekliydi. Diğer bölûmûn uzunluğunu bilemem ama acayip bir bölüm sizi bekliyor. Geçmişteki bir çok sır ortaya çıkacak.

Bu arada karakter değişimi yaptım, Burak' ı değiştirdim. Zaten Paul Wesley pek içlme sinmiyordu ama istediğim gibi birini de bulamıyordum. Şimdiki bence daha iyi. Karakter tanıtımı bölûmûnden bakabilirsiniz.

Bu bölûmle ilgili fikirleriniz nedir?
Sizce önceki Burak mı daha iyi yoksa şimdiki mi?

Oy ve yorumlarınızı bekliyorum. Sağlıcaklı kalın.