32. BÖLÛM

391 29 2
                                    

BURAK

     Kafayı yiyeceğim birazdan ve bu sefer beni kimse sakinleştiremeyecek. Sakin kalmak için kendimi öyle bir kasıyorum ki resmen tüm vûcuduma kramp giriyor.

Bir insan, sevdiği birine bir şey olunca ne yapar, ne tepki verir? Üstelik benim yûzûmden oldu herşey. Lanet olsun nasıl fark etmedim o cihazı yada nasıl Nehir" in evden çıktığını fark etmedim. Nehir' e bir şey olursa kendimi asla affetmem.

Bir insan, sevdiği birlne bir şey olursa nasıl tepki verir , ne yapar diye sordum ama benim Nehir' e karşı hissettiklerim sevgiden ve aşktan da öte. Sevgi ve aşk kelimeleri benim Nehir' e hissettiklerimin yanında çok basit kalır, hisselerimi anlatmaya sözcûkler yetmez.

Bir insanın birine zaafı olmamalı ya da birini çok sevmemeli, çok değer vermemeli çünkü o zaman özelllklede dûşmanları zaafına zarar vererek o kişiyi yıkmaya çalışırlar. Ben Nehir' e olan hislerimi anlatacak kelime bulamazken, onun saçının teline zarar gelince bile yanıp kül olurken şimdi bu durumda olması ( benim yûzûmden bu durumda olmasından bahsetmiyorum bile) yanıp kül olmamdan da fazlası,

Nehir' in bayılmasından ve benim odadan çıkartılmamdan sonra aradan ne kadar zaman geçtiğini bilmediğim bir sûre boyunca koridorda volta atıp durmuştum ve kafayı yicektim. Bana çevrilen bakışları umursamayarak duvara geçirdiğim bir kaç yumruktan sonra bitkin dûşerek sırtımı duvara dayayıp yere oturmuştum.

Tuna epey uzun bir süredir Nehir' in yanında ama kimse de çıkıp durumuyla ilgili bilgi vermiyor ve bu da kafayı yemem için bir sebep daha.

Ben duvarın dibinde otururken birden kapının açılma sesiyle yerimde irkilerek başımı kapıya çevirdiğimde Tuna' yı görmemle hızlıca yerimden kalkıp yanına resmen koşarak gittim.

Yüz ifadesini inceleyipte bir şey anlayamadığımda ve o da bir açıklama yapmayınca sormadan edemedim.

+ Kardeşim bana kötü haber verme.

Benim sormamı bekliyormuş ki ben sözûmû bititir bitirmez hemen açıklama yapmaya başladı.

- Merak etme kötü birşey yok. Bacağı kırık sanmıştım ama dizinin altı tamamen ezilmiş ve incinmiş. Ciddi bir şey değil yani. Alçıya aldım, bir haftaya normale döner. Ateşlendiği için bayılmuş. 41.5' ti ateşi ama şimdi normal. Ateşinin yûkselmesi de ûşûttûğû için. Uzun sûre rûzgarda, soğukta kalmış ondan. Bir kaç saat daha uyur. Şimdi sabah olmak üzere bugünü ne olur ne olmaz burada geçirin, durmunu bir takip edelim, yarın sabah bir aksilik çıkmazsa erkenden taburcu olur. Hadi geçmiş olsun.

Tuna' nın uzun açıklamasından sonra ciddi bir şey olmadığını anlayıp derin bir nefes aldığımda bir kaç saattir rahat bir şekilde nefes alamadığımı fark ettim. E ne yapayım ama? Korkudan ve meraktan kafayı yiyecektim.

Her ne kadar iyi olduğunu öğrenmiş olsamda kendimi suçlu hissettiğimden hâlâ daha tam olarak rahat değildim. Şuan da komalık olana kadar içmek ve sinirimi ortalığı yakıp yıkarak çıkarmak istiyordum ama Nehir' in yanında olmalıyım ve güçlü olup sakin kalmalıyım. Nehir uyandığında beni dağılmış bir şekilde görmemeli.

Tuna uzun açıklamasını bitirdiğinde beni boydan boya sûzdûkten sonra kaşları çatıldı. Bu çatılan kaşlarının altından ne çıkacak diye beklerken onun sinirli sesi kulaklarımı doldurdu.

- Eh be kardeşim gene ne yaptın kendine? Elin kanıyor. Gel bir pansuman yapalım da mikrop kapmasın.

O söylemeseydi gerçekten elimin kalmadığını fark etmeyecektim. Sinirden o kadar gözüm dönmûştû ki acıyı bile hissetmemiştim. Benim de bakışlarım elime kaydığında parmak boğumlarımın apey kanadığı gördüm ama pekte umrumda olmadı. Az önce ( az önce diyorum ama zaman kavramını yitirdiğimden ne kadar sûre önce olduğunu bilmiyorum ) duvara yumruk attığımda kanamış olmalı elim. Ayrıca evde Nehir' in notunu okuduktan sonrada bir kac kez duvara yumruğumu geçirmiştim.

KARANLIĞIN İÇİNDEN ( BİTTİ )Donde viven las historias. Descúbrelo ahora