2.8

729 69 13
                                    

mavininkıyısı: günaydın.

alesiaulu: tahminen ne zaman def olursun?

mavininkıyısı: beni görmek istemeseydin engellerdin.

alesiaulu: engelledim zaten ama buradan da yazan sensin

mavininkıyısı: :)

alesiaulu: benimle iddialaşma.

mavininkıyısı: bir şey yapmıyorum, seninle uğraşmak hoşuma gidiyor.

alesiaulu: evet dün yeterince gördüm bunu.

mavininkıyısı: o kişinin ben olmadığımı biliyorsun Alesya. böyle bir şey yapacak olsam daha önceden yakmaz mıydım canını.

mavininkıyısı: elime geçen ilk fırsatta mesela.

mavininkıyısı: ama ne kadar hassas davrandığımı gördün.

mavininkıyısı: neler olduğunu öğreneceğim merak etme.

alesiaulu: neler olduğunu zaten biliyorum. •gönderilmedi.•

alesiaulu: her neyse. haftasonumu seninle konuşarak harcamak istemiyorum. kafamı dağıtacağım yazmasan iyi edersin.

Evet... Odamı toplayıp düzenleyerek geçireceğim haftasonumu ve bu kesinlikle kafamı dağıtacak. Anonimin bir şey yapmadığını biliyordum ama ona gıcık olmak elimde değildi bir şekilde sinirimi bozuyordu işte. Cevabını okumadan yatağımın kenarındaki komodinin üzerine koydum ve yatağımı düzlemeye başladım. Bugün cumartesiydi ve saat 10:15'i gösteriyordu. Babamın çoktan işe gittiğini düşünüyordum ama sanırım annem de çıkmıştı çünkü çoktan yanıma gelirdi bu saate kadar. Annem sabah yürüyüşlerini çok severdi ve ara ara birkaç arkadaşıyla toplanıp kahvaltıyı dışarıda yaparlardı. Bu aktivitenin ona çok iyi geldiğini hissediyordum ve onun adına seviniyordum.

Yatağımı düzenledikten sonra tereddütle kapıya yöneldim, kilitli olmaması için dualar ediyordum. Tüm gün burada kalamazdım çünkü. Kapının kolunu aşağı bastırdığımda hemen açılması ile birlikte koca bir oh çektim. Bunu daha önceleri birkaç kez yaşamıştım ama şu an buna katlanabilecek bir sabır taşımıyordum içimde. Hızlı adımlarla merdivenleri inerken mutfağa daldım ve gözüm tezgahta atıştırmalık bir şeyler aradı. Çay yeni demlenmiş olmalıydı ve tabakta da iki tane tost bana göz kırparken ben de onlara göz kırptım...

Üst dolaptan çay bardağı çıkarıp tezgaha koydum ve daha sonra çaydanlığa uzandım. Çayımı doldururken zil çaldı ve annemin neden anahtarını almadığını düşünüyorken çaydanlığı tekrardan yerine bıraktım ve kapıya yöneldim. Sanırım çok erken kalktığı için unutmuştu. Veya karşı komşu Zeynep abla da olabilirdi, ara sıra bu saatlerde bize uğrar ve birlikte kahvaltı yapardık çünkü.

Kapı tekrardan çaldığında adımlarımı hızlandırdım. Kapıyı açmaya çalıştığımda ise kapı açılmadı ve çatık kaşlarla kapının kolunu izledim. Birkaç kere daha denedim fakat sonuç değişmedi. Annem üzerime kapı kilitlemezdi ama babam... Evet, bunu o yaptırmıştı, veya yapmıştı. Kapı deliğinden baktığımda ise kimseyi göremedim. Karşıdan hiç ses gelmeyince ben seslendim, ne diyeceğimi bilemeyerek.

"Kimsiniz? Zeynep abla sen misin? Şey... Annem yürüyüşe çıktı. Kapıyı da üzerime kilitlemiş, biraz cezalıyım da..."

Biraz cezalıyım da mı?.. Ne kadar mükemmel bir açıklama değil mi? 7 yaşında oyuncaklarını toplamayan bir çocuk muyum ben? Neyse... Zeynep abla hâlâ cevap vermiyordu.

gülüşüne yakılan bütün şiirler adına • yarı textingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin