4.9

557 66 24
                                    

Çiçeklerim finalden önceki son bölümümüz. Final bölümü +20 oy ile gelecek. Çünkü gerçekten okuyan insanlarla oy veren insanlar arasında uçurum var ve bu hoş olmuyor. Çok zor olmadığını düşünüyorum, ortada bir emek var, bir şeylerin karşılığını almak motive eder o yüzden ne kadar çok oy ve yorum gelirse final bölümü o kadar hızlı gelir. Hoş kalın, keyifli okumalar.❤️

&

"seni görünce her şey bitti sanmıştım ama tüm acıları senden sonra yaşamışım

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

"seni görünce her şey bitti sanmıştım ama tüm acıları senden sonra yaşamışım. tuhaf olan da bununla yaşamaya, senden kaldığı için, alışmıştım.

***

1,5 sene sonra.

"Burada mıydın, ben de sana sesleniyordum. Yemek hazır, gelmeyecek misin?"

Gözlerim kapıda dikilen ve beni aşağıya çağıran Kaan'ı buldu. Kapının kolunda duran elini bir an saçlarına daldırdı ve benden beklediği cevap için mahcup bir ifadeyle önce odaya sonra bana baktı tekrardan. Ona öylece bakmaya devam ettiğimde ise durumu hiç bozuntuya vermeden, sanki soru sormamış gibi başka bir seçenek daha attı ortaya.

"Imm, en iyisi odaya getireyim. Zaten kalabalık senin için iyi bir fikir değildi haklısın. Onlara bir şey demeden buraya çıkarırım ben merak etme." Tam giderken aklına bir şey gelmiş gibi geri döndü.
"Ha, istediğin başka bir şey var mı?" diye sordu ondan önce istediğim şeyler varmış gibi.

Kafamı iki yana salladım ve tekrar önüme döndüm. O da sessizce kapıyı kapattı ve adım sesleri yavaşça kayboldu. Aşağıda gelen insanların sohbetleri, gülüş sesleri buraya kadar geliyordu ve kulaklarımı kapatmak, bu hiç de gereği olmayan kahkahaları bastırmak için yatağımın üzerinde duran kulaklığımı uzanıp aldım ve hemen telefonuma taktım. Şarkıyı son ses açıp telefonu masanın kenarına koyarken çizimime geri döndüm. Belli belirsiz çizdiğim çizgileri keskin bir hale getirmek için üzerinden giderken elimin titremesiyle kalemi refleksle kağıdın üzerine bıraktım. Parmaklarımın titreyişini seyrederken dişlerimi sıktım ve öfkemle elimi yumruk yaptım, bu titremeyi böyle bastırmak çözüm değildi ama hep böyle yapıyordum, diğer elimi de titreyen elimin üzerine kapattım ve öylece bekledim.

Uzun zaman olmuştu. Onu kaybedeli bir buçuk sene oluyordu. Arabayla zorla götürüldüğüm günden itibaren bugün tam bir sene, beş ay, on yedi gün geçmişti. Onu, o benzinlikte, o tenha yerde, o köhne diyarda bırakıp hayatımın hiçliğe sürüklendiği, yalnızlığa olta attığı döneme gelişimin üstünden işte bu kadar geçmişti. Kolay yazılan, kolay okunan ama ruhumu çıkaran bu bir sene beş ay beni öldürseydi ne kadar huzura kavuşurdum size anlatamam. En azından bir yerlerde olduğuna emin olduğum ama asla bulamadığım sevgilimin yanına hayalet olur giderdim. Veya ölmüş olsaydı o zaman direkt yanına giderdim çünkü kalpler ayrı ayrı gömülmezdi benim bildiğim. Ama bu geçen zaman beni öldürmedi, beni mahvetti. Yüzümün sağa ve sola açılan ifadeleri silindi mesela, gözyaşlarım içeride bir yerlerde dondu çünkü içimi kanatan duruma tepki olamayacak kadar yorgundular çünkü onu kaybettiğimde vereceğim en son tepki ağlamaktı. Sonra, aynalardan kaçtım aylarca orada gördüğüm her kimse karşılaşmak istemiyordum, en son o gittikten birkaç ay sonra saçlarımda gözüme çarpan beyazlıklar acımın somutluğunu önüme sürerken hiç bu kadar net bir şekilde yüzleşmemiştim yokluğunun bendeki etkileriyle... Ellerimde gelince beş dakika süren titremelerle, uykularımdan kabuslarla uyanmalarımla, ilk zamanlar hiç dinmeyen ağıtlarımla, parçaladığım kıyafetlerimle, yolduğum saçlarımla ve en önemlisi, izlerle dolu olan yüzümü kulağımın ardına taktığı çiçekle güldüren o adamı, kalbime ektiği aşkla anıyordum.

gülüşüne yakılan bütün şiirler adına • yarı textingWhere stories live. Discover now