4.1

715 72 22
                                    

Merhabalaar! Artan sayımız beni heyecanlandırıyor, güzel mesajlarınız ve yorumlarınız için de çok teşekkür ediyorum. Yeni bölümler için mesajlar alıyorum ama şunu belirteyim, beni motive eden oylarınız ve yorumlarınız bu yüzden onları eksik etmeyin ki çabucak gelsin yeni bölümlerimiz. Daha fazla tutmayayım sizi, buyurun iyi okumalar!💙

***

Aklımdakiler, kalbimdekiler haricinde elimde kalan hiçbir şey yoktu. Bu gerçeklik, şimdi öylece yatağımda otururken içimde hissettiğim, taş gibi bir ağırlıkla beni koca bir hiçliğe dönüştürüyordu. Bu ağırlık bendeki zaman kavramını, gerçeklik kavramını ezip beni zehirlemekten başka bir şeye yaramıyordu. Duyduklarım, gördüklerim, öğrendiklerim, hissettiklerimin üzerine bir çığ gibi düşmüştü. Yaşadığım sandığım her şey artık bir kabus gibi karşıma çıkıyor, sanki gerçekten de delirmiş olduğumu bütün rüyalarımda kanıtlıyordu. Gözlerimi her yumduğumda, her uyandığımda dünyadan silinecek gibi hissediyor, Kıyı'nın içimdeki boşluğu gecenin bir yarısında sarsılarak ağlamama neden oluyordu. Bütün bunların haricinde bir de evde tamamen benim mutlu olmamla bir sorunu olan adam bekliyordu beni. Ben her günümde Kıyı'yı, hatıralarımı aramaya çalışırken karşıma geçmiş hiç olmayan bir olayın hesabını soruyordu. Ben karşısında yavaşça ölürken, sanki bunun için geç kaldığımı vuruyordu yüzüme. Evet, belki beni sevmiyordu
ama keşke sadece sevmiyor olsaydı.

Yaşadığımız tartışmadan yaklaşık bir hafta geçmişti. Evde benimle karşılaşmamaya özen gösteriyordu, bu tepkisi de beni sadece güldürüyordu. Bütün bu olanlardan sonra yüzüne bakmak istemeyen asıl bendim, ama nasıl oluyorsa bunu her yaşadığımızda benden kaçıyordu. Ben üzerime yapışan sessizliğimle yanından süzülerek geçiyordum. "Benden kaçmana gerek yok, nasıl olsa vicdanınla uyuyorsun" diye geçiriyordum içimden. Ama onun benimle konuşmaya cesareti yoktu, zaten hiçbir zaman da olmadı. Hep o konuştu, bağırdı çağırdı ben bir şey söylemeyeyim diye daha çok bağırdı. Çünkü onun kendinden başkasını dinlemeye cesareti yoktu. Biliyordu, haklıydım ve aslında yaptığım her şeyin bir açıklaması vardı. Ama o açıklamalarla değil, benim ne yaptığımla ilgileniyordu ve bu yüzden vicdanını da böyle susturmaya çalıştı. Onunla aramda geçen bütün konuşmalar bunlardan ibaretti.

Annem gelip gidip yaralarımı kontrol etti, ilaçlarımı verdi, yemeğimi getirdi ve yedirdi, biraz yanıma oturdu, birkaç damla gözyaşı döktü, bir iki kere yalvardı "şu adamla inatlaşma" diye, sürekli saçlarımı okşadı, gözyaşlarımı sildi ve ben iyi olmadan çıkmadı odamdan. Ben iyi olmadım, ama o öyle bilsin diye yanında değil yatağımda ağladım, acımıyor dedim ama sızısından uyuyamadım, "inatlaşmam bir daha" dedim sonra ona beslediğim kinle daldım uykuya. Bütün bunlar bir haftada değil sanki bir ayda oldu, öyle ağır geçmişti zaman ama Kıyı bir kere bile gelmedi, aramadı, yazmadı. Onu kimse hatırlamadı. Hediyeleri ortaya çıkmadı. Mesajları, numarası geri gelmedi. Kalbimden hissettiğim bir gerçek vardı ki, onu çok özlüyordum, ben beni iyileştiren o adamı çok özlüyordum. Bu cümleler hemen okunmasın, çünkü ben titreyerek, verilmiş en acı çabayla yazıyordum.

Ertesi sabah yatağımda bir sağa bir sola dönerken, aşağıdan Kaan'ın sesini duydum. Epeydir diğerleriyle de bir araya gelmediğimi de fark etmiştim bu sırada. Fiko, Furkan, Kaan beni hep arar sorarlardı ama Sertap bir haftadır ortalarda yoktu, Dilşah ve Aslı'dan uzun zamandır haber alamıyordum zaten. Bunu düşünürken kapım tıklatıldı ve ben de yatağımdan doğruldum ve gülümseyerek seslendim. "Gel."

Ardından kapı yavaşça aralanırken Kaan'ın yüzünü görünce içim birden huzurla kaplandı. Evdekilerin dışında birini görmem ve bunun da Kaan olması bana iyi gelmişti. Ona ve onun yanında olmaya ihtiyacım vardı. Ben derin bir gülümsemeyle ona bakarken onun gülümsemesi ise donmuştu. Bir anlığına yüzümdeki birkaç yarayı saklamayı unutmuştum ama zaten saklasam da illaki görecekti. Suratı allak bullak olmuş bir halde, ağır adımlarla içeri geçip kapıyı örttü ve yanıma geldiği gibi yüzümü ellerinin arasına aldı.

gülüşüne yakılan bütün şiirler adına • yarı textingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin