Hediye almayı sever misiniz?
Peki ya aldığınız hediye kutularının içinden eski sevgililerinize ait kalpler çıkmaya başlarsa? Hâlâ hediye almayı sevdiğinizden emin misiniz?
Öldürdüğü adamların kalplerini hediye kutusuyla gönderen psikopat bir katil...
Evvet tatlı okurlarım hepinizin yeni yılı kutlu olsun. Yeni yılın ilk bölümünü beğeneceğinizi düşünüyorum çünkü Savaş ve Pınar ikilisine doyacağınız bir bölüm oldu bence :)
Bölüm şarkınız medyada ekli, hepinize iyi okumalar dilerim
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Pınar;
Okuduğu şiir aklımı başıma almama izin vermiyordu. Az önce dudaklarımda hissettiğim yakıcı sıcaklık sanki tüm vücudumu ele geçirmiş, kalbim ruhuma kadar huzurla dolmuştu.
Gözlerinin mavisi gözlerimin en derinlerine işlerken bitirdi şiiri. Beynim durmuş gibiydi, söyleyecek tek söz bulamıyordum. Teşekkür ederek boynuna doladım kollarımı. Ona ihtiyacım vardı, tüm bu yaşadıklarım yalnız atlatabileceğim şeyler gibi görünmemeye başlamıştı şu dakikadan itibaren. Ya da anın büyüsü bana böyle hissettiriyordu emin değilim. Ferah kokusunu ciğerlerime hapsederken arkamızdan duyduğum alkış sesiyle ayırdım kollarımı Savaş'tan. Burhan mutfaktan çıkmış, alkışlayarak yanımıza geliyordu.
"Sizin de bir ortanız yok kardeşim, vur diyorum öldürüyorsunuz. Benim birbirinize açılın dememi mi bekliyordunuz anlamıyorum ki koca koca insanlar..." derken Savaş arkasındaki yastığı Burhan'a fırlattı.
Burhan numaradan inleyip yastığı kucağına aldı ve sıkıştırıp tekli koltuğa oturdu.
"Ee yenge, şimdi siz sevgili olduğunuza göre bu kardeşine de bir güzellik yaparsın. Bu aşkın mimarı benim sonuçta." diyerek parmağıyla Savaş ve beni işaret etti ve sözüne devam etti. "Bu yakışıklı kardeşine de Buse'yi ayarlarsın diye düşünüyorum."
Savaş koltukta sırtını dikleştirerek; "Oğlum, sen zaten biriyle görüşmüyor muydun? Harem mi kuracaksın, amacın ne?"
"Yok ya, o kız beni aşar. Oktay kızı anlatırken biraz abartmış sanırım. Kız çok bilmiş bir tipti bana biraz daha böyle doğal, hanım hanımcık biri lazım."
Bu lafları Buse için söylüyor olamazdı sanırım. Buse ve doğallık yan yana çok uyumlu ikililer değildi haliyle. Bırak doğallığı, Buse yarım saatte yaptığı bir makyajla bakkala bile çıkmak istemezdi ki. Savaş konuyu değiştirsin diye dua ederken istediğim oldu. Arada sesimi, dualarımı duyduğu için şükrediyordum Allah'a.
"Mal mal konuşma Burhan. Kimse sana çöpçatanlık yapmayacak. Üstelik senden de bunu yapmanı kimse istemedi. Şimdi git de birer kahve hazırla, gerçek hayata dönmemiz lazım. Biz burada keyif yaparken insanlar katil peşinde koşturuyor."
Işık hızıyla gerçek hayata dönmüştük işte. Peşimde bir katil vardı, ne kadar beni öldürmek istemese de etrafımdakilere zarar veriyordu. Onları korumam, en azından düşünüp katilin kim olabileceğini bulmam gerekirken, ben en olmayacak şeyi yapıp Savaş'la fingirdiyordum. Savaş'a göz ucuyla bakıp benden bir adım uzağa kaydığını gördüm. Pişman mıydı az önce beni öptüğü için?
