Koparılmış Kalpler 2

8.4K 1.8K 1.4K
                                    

Selam sevgili okurlarım, bu bölümde de polisimiz devreye girecek :)

Sevdiğim bir müziği de ekledim, dinlemek istersiniz belki. İyi okumalar, oy ve yorumları unutmazsanız çok mutlu olurum 💐

Herkesin acılarıyla başa çıkabilmek için kendince bir yöntemi vardır. Kimi dua eder, tüm suçu kadere atar, kimi alkole sığınıp bir sıvının acılarını geçirmesini umar.

Ben ise şükrediyorum. Etrafımda daha büyük acılar yaşayanları düşünüp bunu da yaşayabilirdim, şükür diyorum. Hatta yeri geliyor küçük acılarımdan utanıyorum. Oysa şimdi bambaşka bir durumdayım. Neye şükredeceğimi bile bilmiyorum.

Yanımda içtiğim yeşil sıvının kalıntıları, önümde neye, kime ait olduğunu bilmediğim bir kalp! Şok içerisindeyim. Kafam karmakarışık...

Yaklaşık on dakikadır yere çökmüş, kendime gelmeye çalışıyordum. Nefes aldıkça sakinleşmenin aksine, ciğerlerime dolan ağır kokudan dolayı daha kötü durumda olduğum kaçınılmaz bir gerçekti. Aklımda tek bir soru vardı. Bunu kapımın önüne kim, neden bıraktı?!

Korkarak da olsa bakışlarımı kaldırdığımda kutunun kurdelesine iliştirilmiş bir kart gözüme çarptı. Sakin kalmaya çalışarak yerden destek alıp ayağa kalktım. Eğer bu nota şimdi bakmazsam bir daha asla bu cesareti bulamayabilirdim. Şokun da vermiş olduğu deli gücüyle titreyen bacaklarıma inat ayaklanıp nota yaklaştım.

 Açmaya çalışırken ellerim titriyordu ve farkında olmadan nefesimi tutmuştum. Elime aldığım siyah karta bakarak sakinleşmeye çalıştım. Derin derin aldığım nefeslerin biraz olsun kalp atışımı düşüreceğini umarken bakışlarımı kutunun içindekinden kaçırıyordum. Bir kez daha görmeye ne yüreğim ne midem dayanırdı.

Kutuya arkamı dönüp, titreyen elimdeki siyah karta yönelttim kendimi. Dikkatlice kartı açtım. Gözlerimde biriken yaşlar net görmemi engellese de, buğulu gözlerimi kısıp yazılanları seçmeye çalıştım.

"Senin için atan kalp, artık senin için atmıyorsa koparılmaya mahkumdur."

İçimden gelen çığlık atıp, ardıma bakmadan kaçma isteğini zorlukla bastırıyordum artık. Sakin kalmak zorundaydım. Notu ikinci kez okuyup tek bir sonuca varabildim.  Bana yollanılan bu kalbin sahibi beni sevdiği için öldürüldü ve tahminimce bu ilk ve son olmayacaktı. Notta söylendiği gibi koparılmaya mahkum pek çok kalp sahibinin adı aklımdan geçmeye başlamıştı bile. Telefonumu  kapıp elimde tehdit içerikli not, ayağımda pofuduk terliklerimle hızla evden çıktım.

O odada bulundukça kendime gelmem imkansızdı. Biraz hava almanın sakinleşmem için iyi geleceğini düşünerek başımı yukarı kaldırdım. Güneş dalgaları kuru cildimi sıcaklığıyla yakarken, temiz havayı ciğerlerime çektiğimde gözümün kararması ve mide bulantım biraz olsun hafiflemiş gibiydi.

Apartmanın çardağına oturup telefondan 112'yi mi, 155'i mi arayacağım diye düşünürken sonunda 112' yi tuşladım. Böyle bir durumda gerçekten tüm önemli numaralar aklınızdan siliniyordu.

Ağlamaklı sesimle kadına acil durumumu anlatmaya çalışıyordum.
"Evime hediye kutusu içinde insana ait olduğunu düşündüğüm bir kalp yollandı. Tehdit içerikli notuyla beraber." diyebildim gözümün önünde beliren pıhtılaşmış kanlı kalp görüntüsünü silmeye çalışarak.

Kadın sesimden anlamış olacak ki; sakin olmamı, ekibin söylediğim adrese doğru yola çıktığını, evden ayrılıp güvenli bir yerde beklememi söylediğinde bunları zaten akıl edebilmiş olmamdan gurur duyarak teşekkür ettim ve telefonu kapattım.

Şu anki tek umudum kutudakinin büyükbaş hayvana ait  bir yürek olması ve bunun da bana yapılan gecikmiş bir 'Nisan 1 şakası' olması yönündeydi. Maalesef tek dayanağım buydu. Yoksa kafayı yiyebilirdim.

Koparılmış Kalpler (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin