Koparılmış Kalpler 32

2.8K 1.3K 153
                                    

Selam dedektifler nasılsınız? Ben iyiyim, heyecanla satır arası yorumlarınızı bekliyorum.
Bölüm şarkınız medyada, hepinize iyi okumalar 💐

 Bölüm şarkınız medyada, hepinize iyi okumalar 💐

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Pınar;

Basit hayatım, sıradan acılarım ne çabuk değişmişti böyle? İnsanların dalga geçeceği sorunlarım varken birden çıta atlamış ve haberlere konu olmuştu yaşadıklarım. Hayatımı kitap yapmak istiyorlardı artık. Kitabı yazılması gereken kişi benmişim gibi. Bu hikayede ben hiçbir zaman ana karakter olmamıştım ki. Ben sadece figürandım, kurbandım. Basit, sıradan bir kadın....

Adının Bergüzar olduğunu öğrendiğim alımlı kadın, karşımda gülümseyip el sallarken öylece bakmaya devam ediyordum. Boş gözlerle, bolca soru işareti dolu düşüncelerle. Bu teklifi kesinlikle kabul etmeyecektim. Acım zaten tazeydi, derindi. Anlattıkça daha da dibe batacaktım, biliyordum. Ben bu kayıplarla yüzleşmekten kaçarken onlar aksine çabalıyordu. Kaldıramıyordum.

Üstelik kimseye sesimi duyurmaya ihtiyacım yoktu benim. Kimin ne düşündüğü umurumda değildi. Olmamalıydı. "Hakkımda konuşan herkesin canı cehenneme!'' diyerek ayaklandım. Merkezden çıkmak için büyük bir adım atmıştım ki, Burhan arkamdan resmen anırarak adımı seslendi.

''Hey, Pınar nereye?''

''Hava alacağım.'' diyerek elindeki telefonumu aldım ve onu orada bırakıp otoparka çıktım. Polis memurlarının kollarına girip sürüklediği insanların yanından geçerek ilerdeki boş banka oturdum.

Telefonumu açtığım gibi bildirim yağmuruna tutulmuştum. Cevapsız çağrılar, mesajlar, whatsapp bildirimleri...

Hızlıca hepsine göz atıp Burak'tan gelen mesaja tıkladım.

''Seninle konuşmalıyız, gelince bana haber ver.'' yazmıştı. Dün saat 21:24 te gelen mesaja öyle boş gözlerle birkaç dakika bakıp düşündüm.

Ne konuşmak istiyordu ki? Son konuşmamızın çok da iyi gitmediği düşünülürse, ona hâlâ öfkeli olduğumu da tahmin etmeliydi. Özür mü dileyecekti? Tek özürle kurtulamazdı.

Buse'nin numarasına tuşladım. Hemen mutlulukla şakıyan sesi kulaklarımı doldurdu.

''Ahh benim güzeller güzeli arkadaşım, senin adını telefonda görmek o kadar güzel bir duyguydu ki şu an mutluluktan ağlayabilirim. Makyajım bile umurumda değil inan.''

''Evet Buse, ben de seni özledim. Akşam annemlere gel, konuşmamız gerek.''

''Tabii ki, depresyon gecesi mi yapıyoruz? Çikolata stoklayıp geleceğim.''

''Olur. Akşam görüşürüz.'' diyerek kapattım telefonu. Beş dakikanın ardından Savaş yanımda bitmişti.

''Gidelim mi?'' dedi buz gibi soğuk sesiyle. Yüzünün de sesinden bir farkı yoktu. Bir şeyler olmuştu ama sormaya cesaret edemiyordum. Belki de bilmemek daha iyiydi bazen. Yeterince düşünüp üzülecek acım vardı zaten. Bir yenisini daha kaldıracak durumda olmadığıma karar verip peşine takıldım.

Koparılmış Kalpler (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin