Kelimelerin Sırrı 10. Bölüm

283 155 8
                                    

Savaş;

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Savaş;

Uzun zamandır kalp atışlarımı bu denli hızlandıran bir tek Pınar vardı sanırım. Bir de bulduğumuz bu ipucu. Heyecanla o beyaz şeyin ağaç köklerinden kurtulmasını bekliyordum.

Beş dakikalık bir bekleyişin ardından sonunda sudan çıkarılan şeyin bir tulum olduğunu kesinleştirdik. Katil üzerinde beyaz koruma kıyafetiyle gezemeyeceğine göre burada ondan kurtulmuş olmalıydı.

Selma'nın yardımcısı çocuk yani yeni pataloğumuz çok da ümitlenmememizi söyledi.

"Başkomiserim kumaş su ile uzun zamandır temas halinde. Üzerinde bir iz varsa bile çoktan kaybolmuştur."

"Hevesimizi kırmasana be oğlum." dedi Burhan duygularıma tercüman olup.

"Valla boş yere ümitlenmeyin diye dedim amirim. Yine de incelemede belki ufak bir ize rastlarız belli mi olur. Benim asıl umutlandığım şu galoşlar. Onların inceleme raporunu alır almaz size iletirim."

"Sağolasın, ismin neydi ya?" dedi Burhan kaşlarını çatıp.

"İshak Tarhan." diyerek gülümseyen çocuğa kolay gelsin diyerek eve doğru yürümeye başladım. Sabah olmadan eve gitmek istiyordum sadece. Burada çalışan onca insan varken benim de boş boş onların başlarında durmam anlamsız geliyordu. Yarın sağlam kafayla olayın üzerinden geçmek daha doğru olacaktı. En azından bu kadar yorgun olmaz, dayanılmaz baş ağrımın eşliğinde bir çıkar yolu aramaya uğraşmazdım.

Burhan'ı olay yerinin başında bırakıp arabaya atladım. Bir şey olursa beni aramalarını tembihlediğim için rahattım. Telefonumun şarjı tamamen bitmeden arabada şarja takıp evime doğru uzun bir yolculuğa başladım.

Hava aydınlanırken kapıyı açıp yatakodasına süzüldüm. Pınar derin bir uykudaydı ve benim geldiğimi duymamıştı bile. Yatağa usulca girip saçlarına yanaştım ve kokusunu ciğerlerime doldurup gözlerimi huzurla uykuya kapattım.

Birkaç saat bile geçmeden Pınar'ın alarm sesiyle açıldı gözlerim.

"Günaydın." dedi en tatlı gülümsemesi eşliğinde.

"Günaydın güzelim." diyerek burnuna bir öpücük bıraktım.

"Sen daha da mahmurluğu üzerinden atmadan uykuna dön hadi, ben şu doktorla görüşme için hastaneye gideceğim. Bugün görüşme ayarlayabilirsem çıkışta seni ararım."

"Buse ile mi gideceksin? Yalnız gideceksen bekle ben de geleyim." dediğimde izin vermedi.

"Hayır, yorgunsun zaten. Buse ile gider, dönüşte de kiralık dairelere bakarız."

"Yorma kendini." dediğimde omuz silkti.

"Bu kadar kolay yorulacak bir kadın değilim ben canım."

Sırıtarak az önce üzerinde uyuduğu yastığa sarıldım ve kokusunu aldığım yerde kaldığım uykuma devam ettim. Yarım saat gibi bir sürenin ardından kapı sesini duymuş ama gözlerimi açmamıştım. Pınar evden çıkmıştı. Birkaç saat daha uyuyup onu yoklamayı düşünerek devam ettim.

Koparılmış Kalpler (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin