Koparılmış Kalpler 18

4.1K 1.4K 243
                                    

Bölüm başlarında çok konuşmamaya karar verdim artık. İyi okumalar hepinize 💐

 İyi okumalar hepinize 💐

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Pınar;

Hayatımız boyunca farkında olmadan bilinçaltımıza işlenmiş kokular vardır, duyduğumuzda bizi farklı farklı duygulara sürükleyen. Kimi zaman çocukluğunun mutlu anlarına götüren, kimi zaman hüzünlendiren, eski aşkları hatırlatan. Kişileri unutursun da kokularını silip atamazsın beyninden. İnsan beyni her şeyi unutur da kokuları unutamaz işte.

Farkında olmadan işlenmişti beynime adamın güven ve huzur veren kokusu. Doyasıya içime çekip hiç bırakmak istemedim. Maalesef kollarından ayrıldığımda tıraş kolonyası ve parfüm kokusundan mahrum kalmıştım. Oysa dağ havası gibi kokuyordu bu adam. Ferah ve huzur verici...

Okyanusları sığdırdığı gözlerle gözlerime baktığında istemsizce kaçırdım gözlerimi. O okyanusta gizli, acıyan bakışları görmüştüm çünkü. Bu bakışlar yorgun bedenimde bıçak kesikleri gibi acılar bırakıyordu. Acınacak halde değildim ki ben, öyle görünsem de aksine güçlüydüm. Kaçmıştım!

"İyiyim ben." dedim cesaretimi toplayıp gözlerimi onunkilere yönelttiğimde.

"Ama o iyi olmayacak, yerin dibine de girse onu oradan çıkartıp bu yaptıklarına pişman edeceğim." Ayağa kalktığında elini yumruk yapmış bir ileri bir geri yürüyordu. Aniden durup öfkeli gözlerini üzerime dikti.

"Neredeydin? Nereye kaçırdı seni o manyak?"

"Kendisine doktor dememizi istiyor." diye fısıldadım ona manyak diye hitap ettiğini duyduğumda. Kulaklarımda onun sesi yankılanıyordu, katilin. Kendisini tanıtırken kullandığı fısıltı kadar kısık ses tonundan bile anlaşılıyordu lakabından ne kadar gurur duyduğu. Ürperdim.

"Peeeh, bir de doktor adıyla mı anılmak istiyormuş? Doktorlar hayat kurtarır, hayat almaz. İroniye bak!" dediğinde hâlâ yerinde duramıyordu Savaş. Beni es geçip Yaren'e yöneltti bu sefer de öfkeli bakışlarını.

"Pınar'ı tam olarak nerede buldun?"

Yaren Savaş'ın öfkesi karşısında ürkmüş bir kız çocuğu gibi kalakaldı. Dudaklarını yalayıp ağzını açacakken kafa atladım.

"Beni eski bir fabrikaya götürmüş." diyerek ikisinin bakışlarını da üzerime çektim. Bu sorunun muhattabı ben olmalıydım, Yaren değil.

"Tamam, etrafta kullanım dışı hangi fabrikalar varmış bulup, ekipleri yolluyorum." diyerek hışımla kapıdan çıkıp gitti. Bir anı bir anını tutmuyordu ve ben bu duygu değişimlerini düşünecek kadar sağlıklı hissetmiyordum kendimi. Koluma hafifçe dokunan Burak'a kaldırdım başımı. O bir şey demeden;

"Sadece eve gidebilir miyiz artık?" dedim. Tek isteğim biraz olsun huzurdu. Bunu da yataktan başka bir yerde bulabileceğimi sanmıyordum.

"Tabii, tabii ki." diyerek hızla yanımdan ayrılıp Savaş'ın yanına doğru ilerlemeye başladı. Gözüm Burak'ın ardından karşımda oturan Yaren'e takıldığında hafifçe gülümseyerek bana baktığını gördüm. Acıyan bir gülümseme değildi bu, daha çok beni anlayan, bana cesaret vermeye çalışan bir gülümsemeydi. Kızın da başına ne işler açmıştım, beni bulmasa şimdiye çoktan evine varmış, dinleniyor olurdu belki de. Oysa burada tanımadığı insanlarla oturmuş, neler olacağını bekliyordu sessiz sedasız.

Koparılmış Kalpler (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin