Kelimelerin Sırrı 20.Bölüm

193 115 6
                                    

Savaş;

Hepimiz yemeklere odaklandığımızda az önce yaşanılan olay hiç olmamışçasına sohbete, gülüşmelere başladık. Annem yine çocukluk anılarımı açmış, İclal'in bunları dinledikçe gülmekten gözleri sulanmıştı. Pınar ise gülümseyerek dinliyor, ara ara bana bakıp sırıtıyordu.

Çorbalar bitince sarmalara ve islim kebabına gömüldük. Pınar ikinci sarmayı ağzına tıktıktan sonra anneme döndü.

"Sizin bu kadar lezzet yemek yaptığınızı gördükten sonra daha da korktum. Artık Savaş'a asla yemek beğendiremeyeceğime eminim."

Annem iltifatı gülümseyerek kabul edip Pınar'a da tariflerini seve seve vereceğini, isterse bereber yapabileceklerini söyledi. Güzel bir akşam yemeğinin ardından salonda oturmuş kahvelerimizi yudumlarken telefonum titreyince usulca kontrol ettim. Neyseki mesaj işten değil Açelya'dandı. Annesinin ziyareti ile ilgili bir şeyler ayarlayıp ayarlayamadığımı soruyordu ki bu konu tamamen kafamdan çıkmıştı. Resmen unutmuştum.

Müsade isteyip balkona çıktım ve ufak birkaç telefon görüşmesinin ardından sorunu halletmiş, üvey kardeşime ne zaman isterse görüşe gidebileceğini, benim adımı vermesinin yeterli olacağını söylediğim bir mesaj atıp salona geçmiştim.

Annem tek kaşını kaldırmış, nereye gittiğimi sorgulayan bakışlarla bana bakmaya başlamıştı.

"Ufak bir işi halletmem gerekti Kızıl Sultan, bana öyle bakma lütfen. Henüz bir yere gitmem gerekmiyor, yani gecemiz devam ediyor."

"Heh iyi bari, bir an yine acil bir işin çıktı da gideceksin sanmıştım. Normalde iş telefonlarını sadece benden uzakta açarsın malum. Detayları duyup korkmayayım diye herhalde."

Pınar da kafa sallayıp onaylandığında "Tam da iş sayılmaz. Açelya'ya yardım için söz vermiştim." diyerek yarım kalan kahveme döndüm. Ne kadar soğumuş olsa da iki yudum daha içip fincanı tabağına bırakırken annemin bakışları hâlâ üzerimdeydi.

"Yaa anne, illa her şeyi öğrenmek zorunda mısın?"

"Yok oğlum, Açelya dediğin babanın kızı değil mi? Şu diğer kadından olan."

"Evet, kadın hapiste. Kızı da onu görüp hesap sormak istiyor. Ben de onlar için özel görüş ayarladım bu kadar. Endişelenmeni gerektirecek bir durum yok. Hâlâ ailemden en sevdiğim kadın sensin tabii ki."

Annem yarım bir gülümsemeyle bana bakıp kızıl saçlarını omuzlarından arkaya attı.

"Biliyorum oğlum, sadece şu kızı bir de ben mi tanısam diye düşünüyorum. Ne kadar babana bu konuda kırgın olsam da olan oldu. Ortada masum bir kız çocuğu var ve yalnız. Bir ihtiyacı olduğunda kimsesiz kalmasını istemem. O kadınla asla yüz yüze gelmem ama kızını bir gün kahveye davet etmek isterim."

Pınar yüzünde aydınlanmış bir ifadeyle anneme döndü.

"Bade Anne, sen ne yüce gönüllü bir kadınsın. Bu dediğini düşünebilecek bir başka kadın daha tanımıyorum. Gerçekten, çok özverili bir davranış."

"Açelya bu duruma ne der bilemiyorum ama yarın bir bahsederim annem. Şimdi izin verirsen biz artık kalkalım. Yarın iş var malum. Yemeklerin için de ellerine sağlık. Yine büyük bir iştahla yedim hepsini. Valla özlemişim."

"Ne zaman istersen yakışıklı oğlum. İclal'e söyleyeyim de yanınıza da bir tabak hazırlasın. Evde de yersiniz."

Bol kucaklaşmalarla dolu bir vedanın ardından Pınar ile arabaya binmiş eve doğru yola koyulmuştuk. Akşamın analizini yaparken Pınar çok eğlenmişe benziyordu.

Koparılmış Kalpler (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin