3 ~ Güçlü Kalbin Var Mı?

150K 6.2K 958
                                    

ARIZALI AŞK

ŞEHNAZ // GÜLŞEN


Lanet olası resimde kardeşi vardı. Kalbinden sigara izmaritiyle delik açılmış Batu Üzeyiroğlu! Yakışıklı yüzüyle çarpıcı gülüşüyle özlemini duyduğu kardeşi siyah kalemlerin özgür çizimiyle gerçekmişçesine karşısında duruyordu.

Kâğıdı elinde salladı hesap soran tehlikeli ifadesiyle, "Bu ne!"

İnanç dudaklarını ısırdı. Hüngür hüngür oturup ağlayacaktı şimdi. Doğu'nun söndürdüğü sigara deliği tam kalbinin üzerine gelmişti. Lanet olası Doğu kardeşinin kalbini yakmıştı. Berrak boncuklar gözlerini yakarak yavaş yavaş iniyordu yanaklarından.

Doğu cevap veremeyen kızın üzerine gitti. Bunun hesabını hemen şimdi vermeli ve bu zalimce duruma son vermeliydi. Kendi elleriyle kardeşinin resmine zarar vermişti.

"Üzeyir!" sert bir ses iki basamaklı merdivenin ucunda duran kadına aitti. Gelir gelmez kızıyla uğraşan oğlunun sesini duymasıyla mutfaktan fırlamıştı. Ve yine üzerine gidiyordu. Bu yaptıklarının İnanç'ın kalbine nasıl zarar verdiğini bilmiyor muydu bu çocuk!

İki basamağı indi hızlı hızlı. Oğlu ve İnanç'ın yan tarafında durdu. Oğlunun eline koyduğu zarif ojeli elleriyle oğlunu iki adımda geriledi. "Ne yapıyorsun oğlum sen?" gözlerinden felaket bir kızgınlık akıyordu. Doğu'yu zapt etmek zor görünüyordu. İnanç'ın yakasından düşmeyecek bu kıza zarar verecekti.

Doğu elindeki kâğıdı annesinin gözüne sokarcasına salladı. "Bu ne Anne?" bağıran öfkeli sesinin altında katlanılamaz bir acı vardı.

Demet Hanım kağıda resmedilmiş oğlunu izledi. Batu ölmüyor, Batu yaşıyordu. Dudağındaki özlem dolu tebessüm deliği gördüğünde düz bir hal almış, gözlerine hüzün damlaları dökülmüştü. Oğlunun kalbinde bir delik duruyordu. Titreyen elleriyle kağıda uzandı. Parmakları dokunmaya ürkmüştü. "Bu ne?"

Bir eli yumruk şeklini alıp İnanç'ın yüzünde patlamak isterken bir diğer eli güçsüzce kağıdı tutuyordu. İki duyguyu bir arada yaşamanın verdiği sersemlikle annesinin hüzünlü gözlerine baktı. Cevap verecekti ancak İnanç ağlamaklı sesiyle engel olmuştu.

"Ben onu sizin için yapmıştım sürprizimdi. Ama bu pislik hayvan önce ayağıyla ezdi sonra sigarasıyla söndürdü. Batu'ya zarar verdi!" son sözleri bir haykırışın dağlardan gelen uğultulu sessizliği gibiydi. Ne yazık ki gerçeklerdi ve bu gerçek genç kızın gözlerinden sicim gibi yaşları akıtmıştı.

Demet Hanım boğazına düğümlenen acıyı dolu dolu yutkundu. İnanç haklıydı, Doğu kardeşine zarar vermişti. Ve zararı vermeye devam ediyordu.

Annesinin açtığı arayı bir hışımla kapattı. Saçlarından çekip kafasını yere yapıştırmak istemişti, fakat annesinin yeniden durdurmasıyla girişimi başarısız çıkmıştı. Sessizce kavgayı izleyen arkadaşları yine aynı sessizlikte evden ayrılmışlardı. Doğu için ses çıkarmamışlardı ama bunun hesabı bilhassa arkadaşları tarafından İnanç'a sorulacaktı.

"Sünepe kızı evinize almış yetmemiş kardeşimin kalbini vermişsiniz. Pişman olacaksınız Demet Hanım!" çakmak çakmak olmuş duman grisi gözleri annesinin üzerinde geziniyordu.

Demet Hanım burnundan uzun süreli bir nefes verdi. "Haddini aşma Üzeyir. Bu laubaliye bir son ver."

Doğu Üzeyiroğlu bir sünepe için laubali damgası yemişti. Kimse için değil, elin kızı için. Hiçbir sıfatı taşımayan kız için.

İnanç'a çevrilen gözleri yakıcı bir volkanın tehlikesini taşırken, sesi hoparlör yutmuş gibi bütün evi inim inim inletmişti. "Seni pişman edeceğim asıl!"

ARIZALIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin