9 ~ Dumanına Sarılmış Kızılperest

123K 5K 598
                                    

ARIZALI

ŞEHNAZ // GÜLŞEN

-         İnstagram hesabımızı takip etmeyi unutmayalım. sehnaz.gulsen adı hesabımızın. Bekleriz!

İki taraf arasında ilan edilen savaşın rekabetli geçeceği kadar, eşitte geçmesi gerekti. Haksızlık yahut hile oyunu bozar ve ki taraf kaybederdi. Yakışıklı – güzel kavgasının hangi kalpte çiçek açacağı oyunu hiçbir hileye bulaştırılamazdı. Zira iki tarafta kendinden emin ve üstünlüğünden güç alıyordu.

İlk adımlar atılıyordu; keyifli sabah kahvaltısı. Tam bir aile tablosu, aman ne hoş!

Doldurduğu tabağına kafasını gömmüştü. Haksızlık olmasın; bahçe kahvaltısı midesinin açlık sinyallerini boğazının tavanına vurmuştu. Tabi 'İyi ki bahçede hazırladın!' deyip Üzeyirin egosunu tatmin etmeyecekti.

Yüzüne vuran güneş, ilkbaharda açan Ekinezya çiçeğini okşar gibiydi. Ekinezya çiçeği gibi narin ve hoş kokuluydu. Sarıçiçeği taşıyordu güzelliği. Lokmalarını yutarken, amber gözlerini sarı güneşe dikip irisleri yakıp görüş mesafesini yok edene kadar bakıp kahvaltısına geri dönüyordu.

"Güneşe bakıp gözlerini yok yere yakmana gerek yok Gürmen. Ben daha yakıcıyım!"

Çiğnediği ekmeği ağzında evire çevirirken çıkarıp adama göstermemek için mücadele etti. Tüm iştahını kapatabilir bu masadan kalkmasını sağlayabilirdi. Şahin Bey ve Demet Hanım için yapamadı.

Güneşe baktı yeniden. "Bazı şeyler bizi yaktığı vakit, acısı bile tatlı gelir. Senin bir tatlılığın yok ki Üzeyir, sana bakıp gözlerimi yok yere yakayım!"

Derin sesi iç ferahlatan kısa bir kahkaha atmıştı. İnanç kulağına dolacak alay tınısını bekledi. Ancak alabildiği eğlenen tonuydu. Afili bir tondu, kulağın daha çok duymak istediği.

"Tatlı sevmem Gürmen. Ben yakışıklı ve karizmatik bir adamım."

"Birde tehlikeli!" diye ekledi.

Şahin Bey ve Demet Hanım sessiz kalmak istemese de ikisinin gözlerindeki düşmanlık ifadesinin yok olduğunu görünce metanetlerini koruyorlardı. Gerçeği eğlence diye izin verdikçe Doğu kızın tepesine binip acı çektiriyordu. Şahin Bey artık tek sözlü bir hakareti bile kabul etmeyecekti. Oğlunu kaybetme korkusu yüreğinde nabız gibi atarken bu hakaretler sonucu bir tartışmayı alevlendirerek bu kaybı gerçekleştirebilirdi. Ne yapsa eli kolu bağlıydı.

Aslında bunu engellemek tartışan ikiliye bağlıydı. Ya iyi geçineceklerdi ya da iyi geçineceklerdi. Demet'in söylediğine ise hayatta ihtimal vermiyordu!

"Doğu'yu kucağıma ilk aldığım zamanlarda tatlım diye severdim. Kovuğundan ilk damlasını atmış bal arısı derdim." oğlunun seğiren çenesi ve kızgın gri dumanı hareleri kadının susmasına engel değildi. Bilhassa devam etti.

"Şahin kızardı bana." Karı kocadan tatlı bir gülüşme geldi. "Doğu yakışıklı bir adam olacak. Sen onu tatlım diye sevme hayatım, yakışıklım diye sev derdi. İlk çocuk heyecanımızı yaşadığımızda Doğu'nun tatlı olup olmayacağı merakı hep içime düşmüştü."

ARIZALIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin