48 - Sana Sarılacağım.

26.4K 1.8K 380
                                    

ARIZALI

48 – Bir Gün Sana Sarılacağım

Bol bol yorum ve voteeeeee çalışsın parmaklar. Keyifli okumalar bebekalarım öpüldünüz kocaman..:)

İnstagram: sehnaz.gulsenn

Sessizliğin pek hayra alameti olmaz çoğu zaman korkunç senaryolar absürtlüğünü beraberinde getirir, insanın kalbini hoplatırdı. Sabah sessizliğini pek sevmez, evinde insan sesi, pencereden süzülen kuş sesini duymayı yeğlerdi Şevval.

Zira yalnız olduğunu bilmekten nefret ediyordu.

Ne mutfaktan rahatsız eden tabak sesleri ne ona eşlik eden gülüşmeleri duymadı. Odada üzerine çekidüzen verip banyoya girip çıktığında da sesleri işitmedi. Ya çok geç uyanmıştı yahut çok erken. Saati kontrol etmeden Arda'nın odasından süzülerek koridoru geçti. Burnuna dolan kokuyla duraksadı. Akabinde kesme tahtasına değen bıçak sesini işitti.

Mutfakta bu kadar sessiz çalışan tek bir ismi biliyordu. İç yanaklarını ısırarak salon açıklığına geçti. Ertu Atakol tezgâh önünde kahvaltıyı hazırlıyordu. İçeriden tabak çanak sesinin gelmeyişi bu yüzdendi.

Yemek yaparken inanılmaz sessiz ve bir o kadar hızlı oluyordu. Şevval bunu kaldığı günler boyunca fark etmiş, hayranlığını içine atmaktan bir hal olmuştu. Üstelik elinin lezzetli olması da bu hayranlığı katlayan sebeplerden bir diğeriydi.

Etrafta ne Arda, ne İnanç ne de Doğu vardı. Ertu ile yalnız kalmamak için sırtını döndü. Sessiz adımlarını atmaya niyetlenmesi Ertu tarafından engellendi.

"Günaydın, yüzünü yıkadıysan oturalım."

Yüzüne sirayet eden anlamadım ifadesini bertaraf edemeden usulca arkasındaki adama döndü ve alaycı ifadesiyle karşılık verdi:

"Anlamadım?"

Ertu halinden memnun bir tavırla elindeki tabağın içinde her ne varsa masaya bıraktı. "İyi duyduğundan eminim. Otur hadi."

Gözleri salonun içini bir kez daha taradı. Arda bir yerden çıkmayacak mıydı yani? "Diğerleri nerede? Bizim bir adabımuaşeretimiz var; şayet hatırlıyorsan!" kendinden emin edasıyla çarpışmaya girişti.

"Adabımuaşeretine uyacak diğerleri yok. İnanç ve Doğu tatile çıktı. İki gün yoklar. Arda'da bir arkadaşı davet etti, akşama gelir mi gelmez mi belirsiz."

Sakin ve yalın sesiyle açıklaması Şevval'i sinirlendiriyordu. Kibar erkek ayaklarına yatamayacak kadar kabarık bir dosyaya sahipti. Bu rol ancak onu tanımayan kızları yerdi. Şevval yem olmazdı.

Bir dakika... Kimse evde yoksa ikisi yalnız mı olacaktı?

"Anlamadım." Diye yineledi.

"Ne hikmetse bugün bir şey anlamıyorsun?"

Çünkü onun anlam veremeyeceği açıklamalar yapıyordu. Yalnız kalacaklarını ve kahvaltı masasında baş başa olacaklarını bas bas bağıran bir adamı anlamak istemiyordu. Şevval, Arda'yı gördüğü yerde tekmeleyecekti.

"Arda beni almadan gitmez," dediğinde dış kapıya doğru aceleyle yürüyordu. Yalnız kalmamaları için evden metrelerce uzaklaşabilirdi. Kolu indirip kapıyı kendine çekmeye çalışınca açılmayan kapı yüzünden yalpaladı. Kuvvetle muhtemel basireti bağlandığı için bir şey anlamıyordu. Kapıyı tekrar açmaya çalıştı ama girişimi başarısız çıkınca anahtarı aradı. Evden birileri çıktığına göre kapı kilitli değildi.

ARIZALIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin