37- Edepsiz

52K 2.2K 582
                                    


ARIZALI

ŞEHNAZ & GÜLŞEN

BÖLÜM 37: Gitme!

Not: Dolu dolu bir bölüm oldu. Umarız bu bölüm yorumlarınız olur. Neden yorum atmadığınızı anlayamıyoruz bir türlü. Israrla istediğimiz halde okuyup geçiyorsunuz. Yorumlarınızın ne kadar güzel ve keyif verdiğini bir bilseniz. Neyse keyifli okumalar. Dediğimiz gibi lütfen bol bol yorum atın. Biz 6.600 kelimelik bir bölüm geliyor. Ama siz iki satırlık bir yorum atamıyorsunuz ki bu çok üzücü.

Kendinize iyi bakın. J

&&&

Önüne tek bir hedef koymuştu. Anı yaşamaktan kendini asla alıkoymayan Doğu Üzeyiroğlu artık doğru insanla yaşayacaktı. İnanç Gürmen onun kırmızıçizgisiydi. O çizginin ötesinde dahi ikisi beraber olacaklardı ve Doğu onunla her anı yaşayacaktı.

Ne kısıtlanacak, ne kısıtlayacaktı.

Hatem ile uzun uğraşları sonucunda yanına gelmeyi başarmıştı. Muzo refakatçisiydi ve dışarıda bekliyordu. Doğu yalnız kalmak istemişti ki Muzo o söylemeden çıkmıştı. İlişkilerine başta karşı olmasına rağmen, İnanç onunla iyi olduğu için şimdilik destek veriyordu. Doğu, Muzo isterse İnanç'ı yolundan çekeceğini ve başaracağını biliyordu.

Lakin yaparsa Doğu sevdiği kızı, İnanç'ta beraberinde kendisini kaybedecekti.

Babasının anlamadığı buydu.

Yatağa dikkatli ve usulca uzandı. Uyuyor olduğunu sandığı Gürmen kızı gözlerini ağır aheste açtı. Doğu karanlıkta parıldayan amber sarısı gözleri görmenin heyecanıyla tutuştu. Karanlığın içine güneş doğdu dedikleri bu olsa gerekti.

İnanç yanına nasıl geldiğini bilmediği adama sarıldı. Ağrılarını unuturcasına sımsıkı sarıldı. Doğu'ya olan ihtiyacı günden güne artıyordu. Kendinde olduğu müddetçe sesini duymayı, yüzünü görmeyi, ellerini tutmayı bekliyordu. Hiç yalnız kalamadıklarından, şimdi yanına geldiğine inanamasa da çok sevinmişti.

Sarılmasıyla heyecanı yaylım ateşine eşdeğer bir hızda çoğaldı. Ona sarılacağı anı özlemle beklemişti. Karşılığını ziyadesiyle almıştı ama yettiği söylenemezdi. Canını yakmaktan korktuğu için istediği gibi sarılamadı. Sarılırsa hırpalardı.

İnanç kollarını çekmeden ayrıldı. Boynunu başparmağıyla severek, özlediği adamı izledi. Sessiz de kalsalar, konuşsalar da bu an çok özeldi.

Doğu sesini duymak istiyordu. O yoğun bakım kapısının önünde konuşacağı anı korkular içinde beklerken, şimdi suskunluğunu seyredemezdi. Hastaneden çıktıklarında onu üzdüğü ve çekip gittiği için özrünü dileyecekti.

"İlk kalp nakli yapıldığında ne hissettin?" en merak ettiği soruyu sordu. Hep sormaktan çekinmişti. Fakat babası bütün taşları başına yıktığından Doğu artık bazı konulardan kaçınmak yerine konuşmayı tercih ediyordu.

Dudağını tatlı bir tebessüm sardı. O boğuk kalın sesi duyunca hep tatlı bir telaşa kapılıyordu İnanç. "İnanamadım," diyerek söz girdi. O anları hiç unutmuyordu. Hafızasını o günlerin buruk heyecanına teslim etmişti. "Kim bana kalbini vermiş olabilir dedim." Sonunda yutkundu. Gözlerine yaşların biriktiğini çok sonra fark etti.

"Stetoskopu doktorun kulağından çektim. Kendi kalbimi dinledim."

Elini çarpan kalbinin üzerine koydu İnanç. Gözleri kendiliğinden kapanırken o anı yeniden yaşadı. Kalbini dinliyordu. Kulağında sağlıklı atan bir kalbin ritimlerini can kulağıyla dinliyor, gülmekle ağlamak arasında kalıyordu. Birinin son nefesi başka bir bedende yeniden hayat bulmuştu.

ARIZALIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin