27 - Yangın

74.4K 3.7K 1.4K
                                    


ARIZALI

YAZARLAR: ŞEHNAZ & GÜLŞEN

BÖLÜM: 27 ( Kopmasın Ellerimiz..)

NOT: Ve bir bölüm daha geldi. Hepinize keyifli okumalar. Bu arada hikaye içinde olan küçük sürprizi umarım beğenir seversiniz. Çünkü eğlenceli günler de bizi bekliyorduk. Bu arada Voteler gerçekten çok iyi ama yorum atmayı unutmayın. Tabi vote atmayı da unutmayın :) :) :)

Kendinize iyi bakın yeni bölümde görüşmek üzere. kocaman ÖPÜLDÜNÜZZZZ.:) :)

Hayat normale dönüyordu. Ne zaman ki Doğu barış bayrağını çekse bütün serserilikler son buluyordu. Doğu geri çekilip elinden sımsıkı tuttu. Artık İnanç itse Doğu kendine çekecekti.

"Şimdi eve gidiyoruz, bu hastaneyle de bağını koparıyorsun."

Öpücüğün yanı sıra son itirafın etkisinde kalan İnanç, elinden tutarak sürükleyen Doğu'nun peşinden giderken gıkını çıkarmadı. Arabaya bindirilip yola çıktıklarında ellerini kucağında birleştirmiş sadece Doğu'yu izlemekle kalmıştı.

Bu tutarsız davranışlar nereye kadar sürecekti?

"Bundan sonra sana başka bir doktor buluyoruz." Öncelikli sıralamasını yapan Doğu, yola o kadar hâkimdi ki hâlâ Hatem'in öfkesini içinde barındırdığından İnanç'ın kesintisiz onu izlediğini fark edemiyordu.

"Daha yaşlı, sana daha babacan yaklaşan, canım kızım diyen bir adam olacak. Spor diye fırsatçı, dövmesi olan Hatem gibiler olmayacak." Kesin kurallar konulmuştu. İnanç onu algılarsa fena olmazdı.

Eve gider gitmez Şahin Bey ile bu konuyu konuşacaktı.

"Duyuyor musun beni Gürmen, doktorun bugünden itibaren değişiyor." Sert sesiyle son ikazında bulunan Üzeyir sesi hiç çıkmayınca merakına yenik düşerek gözlerini yoldan çekip sağına doğru baktı.

Gürmen kızı kızarmış yanaklarıyla ve hâlâ şaşkınlığın parladığı gözleriyle onu izliyordu. Doğu böyle baktığı her saniyeye canını verebilirdi.

'Ne güzel bakıyorsun ulan sen öyle... Bu anını çekip çerçevelettirmem lazım. Ama benim bu mutluluğum çerçeveye sığar mı, onu bilmiyorum.'

Kendi içine konuşan Doğu yolu kontrol edip tekrar İnanç'a baktı. Göz kırparak en çarpıcı gülümsemesini sundu. "Beni özledin değil mi?" hınzırlığına geri döndü Üzeyir. "Bana uzun uzun bakacağın bir yere gideceğiz şimdi."

Gaza yüklenen Doğu hâlâ konuşmamakta direnen İnanç'ı kendine nasıl getireceğini düşündü. "Kahvaltı etmedik, sen acıkmadın mı?"

İnanç konuştuğunu görebiliyordu. Onu konuşturmak için çabaladığını da görüyordu. Dün yüzüne bakmayıp tersleyen adamın bugün yüzüne bakarken güzel güzel gülümsediğini de görebiliyordu.

İçine aniden düşen korkuyla baş başa kaldı. Ya yine kavgayla sonlanıp bu sefer daha kötü olurlarsa? Sürekli kavga edip sonra aniden aralarının düzelmesi bir sonraki kavgayı daha şiddetli hale getiriyordu.

"Doğu..." titreyen nazik sesiyle seslendi.

Nihayet konuşabilmişti. "Efendim?" diye cevapladı Doğu.

"Korkuyorum..." diye itiraf etti.

Doğu belli etmese de onun kadar korkuyordu. "Konuşacağız Gürmen, gittiğimiz yerde uzun uzun konuşacağız."

ARIZALIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin