49 - Cehennemlik Aşıklar

24.6K 2K 1K
                                    

Not: Keyifli okumalar, bol bol yorum ve vote. Bakın unutmuyoruz bol bolll bollll yorum istiyoruz. Kocaman kocaman öpüldünüz.:)

İnstagram: sehnaz.gulsenn

ARIZALI

49 – Derler ki; cehennemliktir âşıklar

* 1 ay sonra

Hayatın gailesini yükleyen ruhum, ayakta kalmak için türlü badireler atlatmış ve aslen bana ait olmayan emanet kalbim ve sahip olduğumu sandığım akıl iradem sevdiğim ve kendimi adadığım adamdan aldığım tekmeyle tepetaklak olup beni mahzenimde yalnız bırakmışlardı.

Kendime dair verdiğim yaşayacağım sözünü tutamamış kederimle baş başa kalmıştım.

Bildiğiniz İnanç Gürmen aklını yitirmişti; Doğu kelamında döneduran dilim bir kelam daha etmeden, karanlıkla birlik kuran dünyamda aldığım nefesimi haram kılmıştım. İnandığım aşktan mahrum kalınca örselenmiştim. Ne örselenmek ki acizce intihara sürüklenmiştim.

Bir gece aniden bindirildiğim uçakla Türkiye'ye gönderilmiş, hayatımı yaşamam için yalnız bırakılmıştım. Nasıl geldiğimi hatırlamıyorum. Yalnızca Doğu beni bırakmaz, naralarım boyuna yükselirken kendimi terk edildiğim gerçeğinden uzak tutmuştum.

Beni bıraktı, değil mi?

Babamın yanına götürüldüğümde geçirdiğim öfke nöbetini anımsıyorum; ona sarılmışım, haklı çıkmasına isyanı basıp krize davet çıkarmışım. Haklı çıkmaması, Doğu'nun onu yanıltması gerekirken, yanılan ve yenilen ben olmuştum.

'Sen haklı çıktın baba, hayatım boyunca ilk defa haklı çıkmanı istemedim.'

'Neden çocuklarının acısını babalar çekmiyor ki. Keşke senin acını ben çekseydim İnanç.'

'Beni terk etti. Neden haklı çıktın baba? Haklı çıkmamalıydın."

"Özür dilerim kızım."

"Özür dileme baba, yanan canımın acısını dindir. Canımın acısından heba oluyorum. Beni kurtar bu azaptan."

'Senin canın yanmasın İnanç, ben cayır cayır yanmaya razıyım kızım.'

Bir ay boyunca pencere kenarlarının müdavimi olmuştum.

Geleceğini düşünüyordum çünkü beni sevdiğini biliyordum. Belki de bir aptal gibi seviyorum diyen adamın kalleşliğine inanmıştım. Sevmeyen adam öyle güzel bakmazdı. Sığındığım tek gerçek aşkla bakan gözleriydi. Bana vedayı çok gören o güzel gözleri.

Beni kurutan o gözler...

Daima su bekleyen çiçek bir yudum almasa kurumaz mı? Ben kurumuş bir dalın ta kendisi olmuştum. Doğu Üzeyiroğlu bir sabah beni ansızın terk ederek yoluna bak demişti.

Oysa şimdi gelse ona koşa koşa sarılırdım. Pencere kenarlarında hıçkıra hıçkıra sayıklamazdım:

"Doğu duyuyor musun; kalbim ağrıyor. Canımı yakıyorsun bebeğim..."

**

Takvimimden bir ay daha geçti.

Kendime gelemedim; hâlâ mevsimlere inat eden pencere kenarı çiçeğiydim. Depresyonuma müdahale eden hiç kimseyi yanımda istemedim. Doğu'ya edilen kusurlu tek bir lafa bile canavarca bir tutumla saldırıyordum.

Yolunu gözlediğim adamın gölgesine sığınarak yıprandığım acılardan soyutlanmak istiyordum. Gelmeli, sıkıca sarılmalı ve kırdığı kalbimi onarmalıydı.

ARIZALIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin