51 - Kuşanma

30.6K 2.1K 1.1K
                                    

Not: Size tam tamına 9555 kelimelik dolu dolu bir uzun mu uzun bir bölüm getirdim. Geç gelecek madem uzun olsun dedik. İşte yazarlarınız olarak binleri aştığınız ve eskilere yavaştan döndürdüğünüz için böyle de teşekkür edelim dedik. Bir de ne dedik efenim biliyor musunuz? Yorumlar böyle devam etseee... Cannım okurlar votelere acımadan bassaaaa... Ha bir de biraz Doğu'yu anlasalar da sövemeseler adama. ;)

Bölümle ilgili açıklamaları İnstagram (sehnaz.gulsenn) hesabımızda yapıyoruz. Arada sohbetlerimiz oluyor, bölümden minnak alıntılar oluyor. Haberdar olmak isterseniz diye sizi yine diğer yuvamıza bekliyoruz.

Buraya kadar okuduğunuza göre bölüme geçebilirsiniz artık. Malum epey uzun bir bölüm gözler yorulacak. Güzel gözlerinizle parmaklarınızı yorun biz de size diğer bölümle eşlik ederiz merak etmeyin.

Öpüyoruz hepinizi. Diğer bölümde görüşünceye dek kendinize çok çok iyi bakın. <3

ARIZALI

51 – Toprağımı Sevme!

Olur biter, geçer gider, sabırlı davranır atlatırız, telkinleriyle göğüs gerdiğimiz her acının üstesinden gelmeyi muhakkak başarmışızdır. Ölümün bir nefes kadar yakın olduğu cihanda yaşamak denilirse buna, yaşamayı da sevdik. Sevmek için bazen bahaneler aradık.

Neticesi, ölüm dışında belirsiz yarınlara daha mutlu ve huzurlu uyanmak için verilen bütün mücadeleler bizi ayakta tutuyor.

İnanç Gürmen onu ayağa kaldıranların elinden tuttuğu için bugün eskisinden daha güçlüydü. Arkasında yaşamanı istiyorum diyen kalbi için sağlam durabiliyordu. Onu bırakan bir adam için kendisini yok yere harcamaya gerek duymuyordu artık.

Belde taşınan silahtan daha tehlikeli bir silaha sahipti İnanç; acımasızlık! Velakin bu silahı kullanmaktan gayrı korkusu yoktu.

Eskiden sevdiği adamın gözlerine baktığında, bir türlü anlam veremediği ifadeye rastlıyor buna mukabil kuvvetlenerek acımasızlığına bürünüyordu. Üzerine koruma kalkanı olarak geçirdiği acımasızlık kılıfının kalbine zarar vermemesini temenni etti.

"Elbette benim canım sağ olacak, sana feda edecek değilim."

Gözleriyle öldürdüğü adama son sözü söyledikten sonra konuşmayı noktaladı. Gelecek herhangi bir yanıtı duymak istemediğinden yana doğru kayarak Doğu'nun alanından bir nebze uzaklaştı. O esnada içeriye korku dolu gözlerle sıçrayan Şevval ve Ayfer Sultanı gördü. Bu korkunun yersiz olduğunu söylemek istediyse de aslında kendisi onlardan daha çok korkuyordu.

'Sakın düşme İnanç!' Diye kendini uyardı. Düşmelerden sonraki kalkışlar çok çetin oluyor, hurdalığa çıkmış araba gibi işlevi kaybediyorlardı.

Doğu'nun radarındayken birilerinin ne uyarısı ne endişesini görmek istemediğinden Şevval'in kolundan tutarak mutfaktan beraber çıktılar. Merdivenlere yol alırken, iyi misin sorusuyla endişeli bakışlarını üzerinde gezdiren kadına sakince cevap verdi.

"Elbette ona ağzının payını verdim. İçim bir nebze rahat."

"Sonra kötü olmanı istemiyorum. Hadi gidelim İnanç." Diye ağlamaklı sesiyle kolundan çekiştirip merdivenlerden indirmeye kalkıştı. Olabilecek krizlerin önünü onu korumaya alarak kesmeliydi.

İnanç kolunu çekiştiren kadına kıkırdadı. "Korkunu anlıyorum ama iyiyim. Demet Abla nasıl?" diye sorduğunda kalan basamakları ağır ağır çıktı. Arkasından bakmayı bir yanı ısrarla reddediyordu.

Ya Doğu arkasından geliyorsa?

"İnanılmaz endişeli, Zara'dan dolayı gelemedi."

Kaşlarını kaldırıp indirdi. "Gelmesini istemezdim." Dürüstçe söyledi. Keza oğlunun gebermesini söylerken kulakları işitsin istemezdi. Batu'nun kalbiyle yaşayabiliyorken, kalan oğlunu ona feda edecek değildi. Ne kadar Doğu onu feda etmiş olsa da.

ARIZALIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin