4 ~ Ufaklık Ecel Koltuğunda!

143K 5.6K 1.8K
                                    

ARIZALI AŞK 

ŞEHNAZ // GÜLŞEN

İntikam ateşine yemin bağlayan her ruhun yandığı asırlardır görülen duyulan ve bilinen bir gerçekti. Bu gerçekliği inatla reddeden iki beden yanıyordu. Lakin yanmayı bile reddediyorlardı.

Yakmaya ant içen arızalı adam temkinli hareketlerinin çok ötesinde ölümün rüzgârını estiren bir tehlikeyle üzerine vardı.

"Hazır ol ufaklık. Kalbini sökeceğim!"

Hırlayan ifadesi gücünü koruyan İnanç'ın cesaretini kırmıştı. Hayır, zaten o cesaret kırılmaya yer arıyordu. Zira Doğu gibi bir adamın elinde ilk gününde oyuncak olmuştu.

Geri adımlarıyla kaçmaya çalıştı çaresiz. Makine çalışırken dönüşünü o kadar çok izlemiş olmalıydı ki beyni bu döngüden hasar görmüş olmalıydı. "Benim kalbime dokunamazsın!"

İstihzaya bürünmüş duman grisi gözleri tek bir an güldü. Bu gülüş sinsiydi.

"İzle şimdi!"

Kaçma fırsatı ancak ipe dolanıp boğulmasına sebep olurdu. Ki İnanç buna da razıydı, Doğu'nun ellerinde ölmektense!

Lakin daha bir adım atamadan kendini yırtıcı kaplanın dişleri arasında yem olurken bulmuştu.

"Bıraak!" nafile bir çığlıktı.

Çığlığını ve çırpınışlarını zerre kadar umursamayan adam ipte sallanan gökkuşağı tişörtlerini göz ardı ederek İnanç'ın saçlarından tuttuğu gibi sürüklemişti. Can acısını hiçe sayan bir vicdansızlığa sahip adam en ufak bir acıma hissetmedi.

"Sen tam bir pisliksin!"

"Sen lanet herifin tekisin!

Ettiği her hakaret canına vereceği zararı arttırıyordu. Ve ilkini fark etmeyen kıza yapmıştı. Diz altına küçük bir darbe atmış, genç kızı dizlerinin üstüne düşürmüştü.

Hem de kapağı açık çamaşır makinesinin önünde. Canına kast edeceği makinenin önünde. İnanç'ın atacağı her çığlık, nefessiz kalacağı her an Doğu Üzeyiroğlu için bir zaferdi.

Saç diplerini tuttu. Kafasını geriye atıp yüz yüze gelecek şekilde baktı. Duman grisi göz bebekleri alev almış yanardağın isini andırıyordu. Kötü ve ölümcül.

"Benimle uğraşmadan önce durup düşün salak kız!"

Sert bir emir, uyarı mahiyetinde verilmişti. Ve Üzeyir kendisine diklenen amber gözlere delici bir bakış atıp tuttuğu saçlarından kafasını iterek çamaşır makinesinin içine sokmuştu.

Boğuk bir çığlık debelenen bedenin ağzından kopmuştu. "Ne yapıyorsun sen ruh hastası?"

ARIZALIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin