59-Yağmur

4.5K 492 260
                                    


ilham perilerimi bulamıyorum.

59- Yağmur

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

59- Yağmur

Yağmur hızlandıkça hızlandı, dışarıda, sensörleri yanan arabayı yeryüzünden silmek ister gibi vurdu. Gökyüzü olacaklardan korkuyor gibi kükrüyor, tanrı bizi oradan izliyordu. Hissettiğim o duyguyu tarif etmek isterim.

Yakın, sıcacık kalbi olan bir arkadaşı kaybetmek gibiydi. Onun uzaklaştığını bilmek hiçbir şey yapamamak ama içinden dua edip durmak kadar çaresiz bir duyguydu. Oysa o hiç arkadaşım olmamıştı ki, kalbinde başka bir yerim vardı.

En azından o öyle sanıyordu.

Ben Evren'in ardından giderken varendada Teoman, Yankı ve Alara bekliyordu. Zahra'nın tanımadığım birkaç kişi ile arabaya geçişini izliyorlardı. Evren yağmura adımlayıp bahçeye çıktığında duran arabaya doğru yürümeye başladı. Elinde çantası vardı.

Evren'in bana karşı hissettiği en büyük şey merhametti. Öyle saf ve temiz bir kalbi vardı ki kendimi ne kadar yalnız hissettiğimi biliyordu ve bunu engellemek istiyordu. Ama benim yalnızlığım bir başkasıyla geçecek türden değildi.

Tereddüt ile olduğum yerde beklediğimde Teoman'ın sessizce bana baktığını fark  ettim ama başımı cevirmedim. Bakışlarım uzaklaşan Evren'in üzerindeydi. Bana bir şeyler söylemek istemişti ama kelimeleri kalmıştı dudaklarının ardından. Ve eğer onu kaybedersem o şeyler hep içinde kalacaktı.

Yağmurlu havaya adımladım. Damlalar üzerime hücum ederken Evren bagajı açtı ve içine çantayı bıraktı. Arkamdan Yankı'nın bana seslendiğini duydum ama bakmadım. Hızla Evren'e doğru yürüdüm. Yağmur sesi öyle baskındı ki geldiğimi duymadı. Koluna dokunduğumda dönüp bana baktı.

"Bana anlatmak istediğin ne varsa anlat." dedim. Varendadaki meraklı üç çift bakışın üzerimde dolaştığını biliyordum, onca gürültüye ve yıldırıma rağmen bizi işittiklerinin de farkındaydım. Ama umurunda değildi.

"Hasta olacaksın, Arin." dedi ciddi bir şekilde. "Daha sonra konuşuruz..."

"Şimdi duymak istiyorum." dedim. "Lütfen, sadece anlat."

Yüzümdeki ciddi ifadenin ne kadar inatla üzerimde tutunduğunun farkındaydı. Bir an arkamdaki bakışlara baktı, çok fazla zamanı yoktu; yağmur bizi iyice ıslatmaya başlamıştı. Sonra söylemeye karar verdi. Çünkü gitmeyeceğimi biliyordu.

Çevremizde hissettiğim hafif bir enerji var oldu. Görünmeyen ve duyulmayan, tamamen hissiyatla ortaya çıkan bir enerji. Ve bunu, konuşmamızın duyulmaması için Evren'in yaptığını biliyordum. Yankı duyuyordu, gittikçe güçsüzleşse de hala bir avcıydı.

KÖTÜLÜK KELEBEKLERİWhere stories live. Discover now