64-Birlik

4.3K 482 247
                                    


Yukarıdaki müziğe bağımlıyım. Bölümle birlikte dinleyebilirsiniz. Keyifli okumalar 🕷️

Ithaf:  ciamorey

Ithaf:  ciamorey

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Birlik

Beni koruması için inşa ettiğim bütün duvarlar, bir gardiyan gibi içeride tutuyordu beni. Bunu fark ettiğimde çok geçti, bu şey bütün hareketlerime sinmişti. Ardını görebiliyorum duvarın, her şeyi anlıyordum. Öylece durup yardım beklerken bile kimsenin duvarlarıma tırmanamayacağının farkındaydım.

Bu yüzden bana uzatılan bütün yardım ellerini bir çırpıda itiyordum. "Benimle gelemezsin."

Alara neden itiraz ettiğimi anlamadı ama bunu zaten bekliyordu. Net bir tavırla sırtındaki çantaya tutundu. ''Gelebilir miyim, demedim. Bu kadar yolu rica etmek için gelmedim. Geleceğim.''

Yüzündeki ısrarlı tavra şaşkın bir şekilde bakarken ihtimalleri düşündüm. ''Teoman'a söyledin değil mi, birilerini çağırdın beni geri çevirmek için...''

''Bana inanman neden bu kadar zor?'' diye sordu. Çantasını tutarken kararlı bir tavırla beni geçip yola devam etti. ''Ne seni kimseye şikayet etmek ne de geri çevirmek gibi bir amacım var. Sadece yardım etmek ve bütün bunları bitirmek derdindeyim.''

''Alara sen ne dediğinin farkında mısın?'' diye sordum peşinden giderken. ''Kendini neden benim yüzümden böyle bir tehlikeye atasın ki?''

''Sanki sen ne yaptığının farkındaymışsın gibi konuşuyorsun.'' dedi yan gözle bana bakarken. Adımları uzun ve hızlıydı, tıpkı Teoman'ın adımları gibi. Gece gibi uzun ve kapkara saçları sırtına vurup duruyordu. Vişne gibi kokuyordu, uzun boyuna rağmen karanlıkta başarıyla saklanabiliyordu.

''Ölebilirsin.'' dedim. Harfler, dudaklarımdan birer itiraf gibi çıkmıştı. Kendime bir türlü edemediğim o itiraf. Ölebilirsin Arin, muhtemelen öleceksin de.

''Umurumda değil! Kuzenim büyük bir tehlikenin içinde, aylardır bu şeyden kurtulamıyoruz ve ben daha fazla öylece beklemek istemiyorum.'' dedi Alara, söylediğimi elinin tersiyle iterken. Çevresine bakındıktan sonra bana baktı. ''Şimdi, plan ne, ne tarafa gidiyoruz?''

Yürümeye devam ettik. Karşımdaki dağı gösterdim. ''Sınıra, oradan da yer altına ineceğiz.''

Gösterdiğim yere bakarken gözleri kısıldı. Kafasında bir takım planlar yapar gibi sustu. Yanımda olması öyle garipti ki, daha bir süre öncesine kadar düşmanımdı. Şimdi ise önümden yürüyor ve tehlike olup olmadığına bakıyordu. Ve ben ona asla tam olarak güvenemiyordum.

''Oraya gitmek çok uzun sürer.'' dedi. ''Çevre yoluna girersek bir araba durdurabiliriz.'' adımları sola sapınca bir an durakladım. Ona olan güvensizliğini anlar gibi baktı. Saçları omuzlarından aşağı sallanırken soğuk bir rüzgar esti. ''Bu yoldan gitmezsek bir hafta boyunca yürümek zorunda kalacağız.''

KÖTÜLÜK KELEBEKLERİWhere stories live. Discover now