1-Kızıl İblis

20.9K 1.2K 829
                                    

Merhaba perilerim.

Sessiz bir köşeye çekilin, derin bir nefes alın ve dünyayı unutup yukarıdaki müziği mutlaka açın.

Yeni bir dünyaya adım atıyoruz sizinle. Destek olmayı, yorum ve oy vermeyi unutmayın.

🕸️

Kaçmayın, savaşın.

1-Kızıl İblis

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

1-Kızıl İblis

"Kalbim, binlerce metre yüksekten atlamış bir adamın kemikleri kadar kırık."

O gece ormanın içinde deliye dönmüş biri gibi saatlerdir hızla yürüyordum. Hava kararmak üzereydi ve ben üzerimdeki ince giysiler içinde üşüyordum. Son birkaç haftadır kaldığım teyzemin evinde öyle sözlere maruz kalmıştım ki, bir anda kaybolmak istemiştim. Ve bu lanet küçük kasaba, etrafında ormanla çevrili bir patika barındırıyordu.

Kalbim öyle kırıktı ki, o saatte bir ormanın içine mi yoksa cehennemin dibine mi yürüdüğüm umurumda bile değildi. Sonsuza kadar yalnız kalmak, hatta mümkünse varlığımı yeryüzünden silmek için her şeyi yapardım. Fakat tek yapabildiğim, titreyen bacaklarımla olabildiğince ormanın derine yürümekti, kaçacak hiçbir yerim yoktu işte. Ben Arin Divon, yapayalnızdım.

Korkudan zangır zangır titreyen bedenime rağmen yürümeye devam ettim. Ağlamamı durdurmaya bile çalışmadan geriye dönüp bakınca arkamda kimseler yoktu, gökyüzüne yükselen ağaçlar ve yabani otlar arasında tek başımaydım, yapayalnız. Yine de orman, içinde şeytansı ruhları barındırıyor gibi sessizdi. Nereden geldiğini anlayamadığım uğultu dışında sisler tüm her şeyi yutmuştu sanki.

Eskide sarı olan ama artık kahveye iyice yaklaşmış yumuşak saçlarımı geriye attım ve önümde duran engele baktım.

Yere boylu boyunca serilmiş koca ağaç kavuğunu aşarak karşıya geçtim ve etrafıma bakındım. Sabahtan beri ağır ağır yağan yağmur sonunda durmuştu ama ağaç kavukları hala nemliydi ve yapraklardan minik damlalar damlıyordu. Belki de bu ıslaklık yüzünden ağaçların üstüne tünemiş kuşlar dışında hâlâ hiç ses yoktu. Bu korkutucuydu ama en azından kalbimin ortasında hissettiğim öldürücü çaresizlik duygusuna iyi geliyordu. Derin nefes alarak ağlamayı durdurmaya çalıştım. Yanaklarımı ıslatmış olan gözyaşlarımı elimin tersiyle kuruttuktan sonra kafamı kaldırıp gökyüzüne baktım. Hava iyice kararmak üzereydi ve geriye kalan tüm güneş ışığını yapraklar emiyordu, üşüyordum.

Ne zamandır yürüyordum, kaç saat olmuştu bilmiyordum ama öyle yorgundum ki kendimi bir köşeye bırakıp öylece uyumak istiyordum. Çevreyi kaplamış olan soğuk, beyaz sis olmasa muhtemelen öyle yapardım ama hasta olmak gibi bir niyetim yoktu, benden şikayet edip duran teyzeme lafını edecek bir konu daha vermek istemiyordum.

KÖTÜLÜK KELEBEKLERİWhere stories live. Discover now