29-Döngü

6.9K 587 679
                                    


Yukarıdaki müziği açmayı unutmayın ❤️

Kötülük bir Vampir gibidir.

Ona karşı silah alıp yok ettiğinizde, sonunda sizin de kötülüğe battığınızı görürsünüz.

-Denis Johnston

29- Döndü

Yazarın anlatımıyla,

Kızılca, küçük bir nüfusa sahip büyük bir kasabaydı

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Kızılca, küçük bir nüfusa sahip büyük bir kasabaydı. Çevresini saran ormanlar ve çevreyolları boş denecek kadar ıssız olsa da merkezi canlı ve ışıl ışıl bir yerdi. O gecenin sisli soğuk havasından kaçan Barlas ve Can gece yarısına kadar kasabanın merkezindeki barda zaman öldürdüler. Can herkesi tanıyan o popüler, umursamaz ve biraz da zorba altın çocuktu. Barlas ise bir Upir olmanın zorluklarını damarlarının içindeki zehirde hissederek yaşıyor ve karanlıkta kalmayı tercih ediyordu. Işığa çıktığı an insanların onun kana susamış şeytanî yanının göreceğini düşünüyordu.

Haklıydı.

Eğer bir insan olsaydı, daha doğrusu; eğer hâlâ bir ruha sahip olsaydı. O gece bakıp durduğu fotoğraftaki kızın karşısına çıkar ve ona olan hislerini itiraf ederdi. Buna hakkı olmadığını, öylece birilerinin hayatına girip onları korkunç benliğiyle mahvedemeyeceğini düşünüyordu.

Ne demişti Teoman, bir ruhumuz yok, yaşıyor sayılmayız. Barlas ona güveniyordu, hayatını borçluydu ona. Ama içinde bulunduğu bu korkunç karanlığın en büyük sebebi de oydu. Teoman onu sonsuza dek değiştirmişti. Dediği gibi, artık bir ruhu yoktu ve yaşıyor da sayılmazdı.

Bu düşünceyle telefonun parlak ışığını kapatıp barın bir köşesinde yine tamamen karanlığa karıştı. Yarın her zamanki gibi az önce baktığı fotoğraftaki kızı görecekti, okulun bahçesinde onun servisten inişini görecek ve o kızın Peri denen cadıya gülümseyişini izleyecekti. Onun gülümseyişini düşünmek bile heyecanlanmasına sebep oluyorken gerçekten bir ruhu olmaması kafa karıştırıcı değil miydi?

Dikkatini toparlamak için arkadaşına, diğerleriyle konuşan Can'a baktı. Gülüyor, sohbet ediyor ve aşık oluyordu. Özgürdü. Bu basık, kalabalık ve bunaltıcı derecede sıcak yerde bile tamamen özgürdü. Barlas içten içe arkadaşını kıskanarak biradan son yudumu aldı ve boş şişeyi masaya bıraktı.

Teoman nerede acaba, diye düşündü.

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
KÖTÜLÜK KELEBEKLERİWhere stories live. Discover now