62-Kabus

4.2K 497 298
                                    

🕸️

Bazen sadece kollarını bana saran bir kelimeye ihtiyaç duyarım.

Kimse söylemezse eğer, onları kendim yaratırım.

Kabus

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Kabus

Bir sonraki gün, önce Teoman'ın gidişini izledim. Üst katta, koridorun uzun ve eski penceresinden asılı kalmış gri havayı gözlüyordum, bulutlar yere inmiş gibiydi. Bu küçük köyde kimse yoktu. Bomboş ve ıssız bir çöl kadar ölüydü. Ağaçları bile rüzgarla sallandığında ruhsuz bir halde dallarını hareket ettiriyordu. 

Teoman elinde bir çanta ile çıktığında kapıda araba bekliyordu, onu günler sonra ilk defa görüyordum. O an bütün bedenimi ürperten bir heyecan hissettim; yürüyüşü, yüzü, konuşurken çevrede gezinen bakışları... Dikkatimi toparlamak için bakışlarımı ondan çektim. Alara, Barlas ve Can vedalaşmak için çıktı ama Peri ve Bora içeride kaldı. Kirli camdan, beyaz tül perdenin ardından onun yüzüne bakmak bana acı veriyordu. Bir yanım koşup boynuna atlamak ve gitmemesi için her şeyi yapmak istiyordu. Sanki onun gidişi ile yapayalnız kalıyordum, burada beni tutan bir şey yoktu. Bu boş evde, boş koridorlarda soğuk hava vardı. İşte böyle olacak, diye düşündüm. Onun olmadığı her yer böyle olacak. Varlığına alışılan birinin bir anda yok olması gibi.

Ama bu duyguların ne denli tehlikeli ve yanıltıcı biliyordum.

Bu yüzden olduğum yerde durdum ve görüyormuş gibi perdenin ardından bana bakmasını izledim. Bu sefer ne yüzümü çektim ne de bakışlarımı. İçimdeki özlem ile siyah gözlerinin yabani ifadesinde takılı kaldım. Beni bu duygu ile yapayalnız bırakmasına izin verdim.

Çantayı arabanın içine attıktan sonra ağır hareketlerle kapıyı açtı ve yine sakin adımlarla içeriye geçti. Keşke ona hiç sarılmamış olsaydım, diye düşündüm. Belki gidişini izlemek böyle derin bir çizik bırakmazdı. Hala kokusunu ve teninin bıraktığı hissi hatırlayabiliyordum. O gittikten sonra hava iyice kararmaya başladı. Geri kalan bütün vaktimi Yankı'nın odasında, hazırlanmasına yardım ederek geçirdim. Okları, silahları, pelerini. Bana pelerinini verdiğinde yedekte duranı üzerine geçirdi. "Tehlike zamanında kurtulmana yardımcı olacaktır." dedi.

Gitmelerine izin vermek çok zordu. Önce Teoman, ardından Yankı... Kendimi kapana kısılmış ve yapayalnız kalmış hissediyordum. İçim bunalıyor, duygularım birbirine karışıyordu. Yankı ile birlikte Bora Abi ve Peri de gitti. Teker teker, gittikçe daha da eksildim.

Bora Abi'nin kelimeleri aklımda kaldı. "Başka bir perspektif bütün bir hikayeyi değiştirebilir. Keşke sana kendi bakış açımı ve duygularımı gösterebilseydim. Ama duygular bir fotoğraf değil ki açıp gösteresin..." Kendine göre sebepleri vardı belki, bilmiyordum. Hiç sormadım ama onu artık yargılamıyordum. Düşünecek onca şeyim varken tuttuğu elimi sıkmakla yetindim. "Arin, bütün Bunları düzeltip sana gerçek bir abi olmayı çok isterdim."

KÖTÜLÜK KELEBEKLERİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin