color of the scream [adrienette]✅

nocturne

"sometimes you have to fight for the things that are worth fighting for."

...

        Marinette çantasından pembe not defterini çıkardı ve Adrien'ın yanında yürümeye devam etti. Öğle -ya da akşam, genç kız emin değildi- yemeği için küçük bir kafeye gitme kararı almışlardı. Bu yüzden, kısa süreli bir yürüyüş ile şehrin iç kısımlarına girmişlerdi.

      "Sana tatil planlarımızdan hiç bahsetmedim, değil mi?" diyerek bakışlarını sarışın gence çevirdi. İtalya'daki hava düşündüklerinden daha sıcaktı, bu yüzden genç adam yazlık siyah bir gömlek ile beyaz pantolon giyinmişti. 

"Hayır, bahsetmedin." dedi ve güneş gözlüklerini düzeltti Adrien.

         Henüz siesta saatlerinde oldukları için şehir sakindi, yerli halk bir saat sonra sokaklara dökülürdü büyük ihtimalle. İtalya'daki siesta uygulaması kesinlikle Marinette'in işine gelmişti, bilmediği bir şehirde kalabalıkta kaybolmak istemezdi. Ayrıca, ona her daim rehberlik eden Adrien da yardımcı olamazdı bu sefer.

       Bir süre defterine göz attıktan sonra seslice iç çekti. "Şimdi bakıyorum da, doğru düzgün bir planım yok... Ama, Cuma akşamı sana bir sürprizim var!" Neşeli gülümsemesini Adrien'a yöneltmiş, ancak arkasından seslenen Zhuo Sheng yüzünden durmak zorunda kalmıştı.

"Şurada bir kafe var, girelim mi?"

...

       Lacivert saçlı genç kız menüdeki her şeyi tek tek google translate'e yazıp çevirmeye çalışıyordu, ancak başarılı olduğu söylenemezdi. Pizza çeşitlerinin sayısına bakarken bile kafayı yemek üzereydi. 

       "Marinette," dedi karşısında oturan ve kolasını yudumlayan Adrien. "Neden İngilizce bilen bir garsondan yardım almıyoruz? En çok tercih edileni sorup, onu yiyebiliriz." Önerisini sunduktan sonra tatlı bir şekilde gülümsemiş, kafasını hafifçe yana yatırmıştı.

           "Sen bir dâhisin!" Genç kız hızla elini kaldırdı ve tamamen boş olan kafedeki garsona işaret etti. Zhou Sheng büyükbabası ile telefonda konuşmak için dışarı çıkmıştı, bu yüzden tüm işlerini kendileri halletmeleri gerekiyordu.

        Kadının masanın yanına gelmesiyle  gülümsedi. "We have no idea about any of these pizzas and side dishes in your menu," dedikten sonra elindeki karton menüyü garsona uzattı. "So, can i ask for the most popular one?"

"Yeah, of course! Then, your order is three pizzas, right?"

"Yes. Do you have any vegeterian options?"