the promise

514 83 75
                                    

"and then she knew,

that you could become homesick for people too."

...

yazım hatalarını ve karışık olan cümleleri bana söyleseniz... olur mu?

...

        Elindeki kiremit rengi ruju makyaj çantasına attıktan sonra aynada kendine baktı Marinette. Üzerinde siyah bir crop ceket, altında da onun takımı olan bol paça pantolon vardı. Normalde etek ya da elbise giymeyi tercih ediyordu, ancak bugün otururken eteğini düzeltemeyecek kadar bıkkındı. Dolayısıyla özel günler için sakladığı takımı üzerine geçirmeyi makul görmüştü.


         "Stresliyim, depresifim, ama en azından güzel giyiniyorum." dedikten sonra aynada kendisine dil çıkardı ve ayağa kalktı. On dakika içerisinde yola çıkmaları gerekiyordu, kendi kendisiyle şakalaşacak vakti yoktu. Adrien için önemli olan bu günde, opera ve bale salonuna geç kalmak istemiyordu.


       Ne dedesine ne de Zhou Sheng Çin'e döneceğini söylememişti. Sabahtan akşama kadar yatakta uzanmış, Noir'le oynamış ve telefonu ile ilgilenmişti. Yemek için aşağı indiğinde zaten Adrien görünürde yoktu, bu yüzden ekstra bir sohbetleri olmamıştı.


Kısaca, gülüşmeler ve küçük yanlış anlaşılmalar ile başlayan arkadaşlıkları sessizlikle sona eriyordu.


         Marinette için sorun değildi. Genç kız elinden geleni yapmış, arkadaş olarak kalmaları için defalarca kez uğraşmıştı. Ancak eğer bir ilişki karşılıklı değilse ilerlemeyeceğini biliyordu.


En azından kavga etmemişlerdi, değil mi?


        Merdivenlerin aşağısında onu bekleyen sarışın genci görmesiyle gülümsedi ve verdiği kararı kendi kendine tekrarladı. "Adrien ilk defa bestelerini dinlemeye ailesi olmadan gidecek... Bu yüzden, yanında giden tek arkadaşı olarak, elimden geldiğince bu gecenin iyi geçmesini sağlamalıyım."


Böylece kendisi de geriye baktığında, Adrien ile geçirdiği günlere pişmanlık duymadan bir son verebilirdi.


        "Woah, takım elbisen ne kadar yakışmış! Bence daha sık lacivert giymelisin!" diyerek heyecanla aşağı indi ve Adrien'ın koluna girdi. Genç adam gece mavisi bir takım elbise giymiş, aynı renk ayakkabılar ve gri bir kol saati ile görünümünü tamamlamıştı. Saçları da her zamankinin aksine geriye yatırılmıştı, günlerdir ilk defa kendisine özen göstermiş gibi görünüyordu.


         Gözlerinin kenarında kırışııklıklar oluşturan bir gülümseme ile Marinette'e döndü ve kafasını hafifçe yana yatırdı. "Teşekkür ederim, Mari." dedi neşeli bir ses tonuyla. "Yaptığı iltifatlara inanacağım tek kişi sensin sanırım."


Bir saniye-


Bu Adrien, daha dün kendisine yorgun bakışlar ve kızarık gözlerle bakan kişi değil miydi?

color of the scream [adrienette]✅Where stories live. Discover now