the sheltering sky

750 99 176
                                    

bu bölüm elinize ulaştıysa, KENDİMİ TEBRİK EDERİM! WATTPAD'İ SONUNDA YENDİM DEMEKTİR BU!!!<3 [buna rağmen düzenleme imkanı bulamadım, ama söz veriyorum en kısa sürede göz atacağım!]

iyi okumalar!

...


Adrien, bu kadar saf olduğuna inanamıyordu.


Yaşadığı süre boyunca hayattan öğrendiği bir şey varsa, o da ne kadar iyi tokat atabildiğiydi.


       Diğer insanların 'görme yetisine sahip olduğu' gerçeğini öğrendiği günü, en ufak ayrıntısını bile sayabilecek şekilde hatırlıyordu. Ya da ilk ameliyatından sonra, büyük bir umutla bandajlarını çıkarışını... Asla göremeyeceğini anladığı gün de hatırındaydı, ilk arkadaşının onu kandırdığını fark ettiği gün de.


      Bunlara rağmen, Marinette'in enerjik haline kanmıştı genç adam. Onun kahkahalarına, şakalarına, neşeli sesine güvenmiş; her şeyin iyi olacağını düşünmüştü.


      Bu yüzden, elinde sıkıca tuttuğu şövale ile hastaneye girdiğinde mutluydu. Gülümsüyor, şoförü ile şakalaşıyor ve ziyaret saatine kaç dakika kaldığını soruyordu.


       Kendisi böylesine vurdum duymaz bir şekilde eğlenirken, Marinette'in ikinci sakinleştirici ile uyutulduğunu bilmiyordu genç adam. Her şeyin aniden tersine döneceğini, başladıkları konumdan da beter bir yere düşeceklerini bilmiyordu.


Zhuo Sheng'in kurduğu cümleler, belki de yüzünce kez zihninde yankılandı.


        "Gece aniden nefes alamadığını söyleyerek boğazını tutmaya başladı." demişti yorgun koruma. Günlerdir birkaç saatlik uykularla geçiştirmeye çalışıyor, Marinette'in yalnız kalmasına müsaade etmiyordu."Sonra da titreyerek odanın köşesine geçti ve kimsenin kendisine dokunmasına izin vermemeye başladı. İlk sakinleştiriciyi veren hemşirenin burnuna istemsizce dirsek attı hatta. Doktorun söylediğine göre, ek bir fiziksel sıkıntısı yok. Akut stres bozukluğu yaşıyor, eğer bir ay boyunca devam ederse travma sonrası stres bozukluğuna dönüşecek."


        Sonrasında söylenen hiçbir şeyi dinlememişti, dinleyememişti Adrien. Genç kızla geçirdiği neşeli günlerin etkisiyle üzerinden kalkan suçluluk hissi, vakit kaybetmeden evine geri dönmüş, nefes almasını engellemeye başlamıştı. Duvara yaslanmadan önce hatırladığı en son şey buydu, sonra ise bilinci yarı kapalı bir şekilde bekleme odasına geçmiş, hasta odasının kapı kolunu tutmuştu.


Ancak, beyninin verdiği her türlü talimata karşı çıkmıştı kolları.


İçeri girememiş, titreyen parmaklarını geri çekmek zorunda kalmıştı.


       Deri koltuğa oturup Zhuo Sheng'den haber beklemek dışında yapabileceği hiçbir şey yoktu. Bir figüran gibi hissediyordu kendini, etrafında yaşanan kaosa etki edemeyen, işe yaramaz bir figüran.


      Sağ elini buklelerinin arasından geçirdi ve birkaç kez çalıp kapanan telefonunu eline aldı. Arayan kişi kaba bir ısrarla rahatsızlık vermeye devam ediyordu, bu yüzden cevaplamaktan daha iyi bir seçeneği yoktu Adrien'ın.

color of the scream [adrienette]✅Where stories live. Discover now