romeo and juliet

493 78 112
                                    

"when i first met you, i didn't know you were going to be this important to me."

...

"i don't care about you,

but i care about what you have..."

...


         "Adrien, biraz daha gülersen sırtına çizdiğim şey kedi değil yatağının altındaki canavar olacak."  Genç kız elindeki fırçayı hafifçe salladı ve tek elini beline koydu. Her ne kadar kaşlarını çatmış olsa da, sesindeki neşeyi saklayamadığını biliyordu. Adrien'ın kahkahalarını duymak moralini yerine getirmişti.


       Sarışın genç ise oturduğu taburede arkaya döndü ve tek elini ensesine attı. "Üzgünüm," dedi gülümseyerek. "Ama fırçan beni gıdıklıyor, ne yapabilirim?"


"En azından gülerken hareket etmemeye çalış."


        Adrien tokayla bağlanmış olmasına rağmen firar eden saçlarını geriye savurdu ve iç çekti. "Benden iyi bir tuval olmuyor sanırım."


        Dudaklarını büzmesine ve yavru köpek moduna girmesine saniyeler kalmış gibi görünüyordu, bu yüzden kafasını sağa sola sallayarak öne adımladı Marinette. Ardından, hafifçe eğildi ve sarışın gencin burnuna bir buse kondurdu. "Bir şaheser olduğun içindir." diyerek güldü ve tekrar ayağa kalktı. "Neyse, küçük ayrıntılar kaldı sadece. Arkana dön ve onları da tamamlayayım."


"Emredersiniz, prenses~"


        Genç adam tekrardan sırtını Marinette'e döndü ve pencereden içeriye giren ikindi güneşinin yüzünü ısıtmasına izin verdi. Sonbaharın gelişini haber verircesine hava soğumaya başlamıştı, ancak akşam saatleri her zamanki ılık ortamını koruyordu. Hayatının en hızlı geçen üç ayından sonra, Ağustos'un son günlerine ulaştıklarına inanamıyordu Adrien.


      Sırtında fırçanın tüylerini hissedemediğini fark edince kafasını kaldırdı ve arkasına döndü. Bu hareketiyle Marinette kıkırdamış, ardından birkaç adım atarak yanına gelmişti. "Resim bitti, birkaç tane de fotoğraf çektim. O kadar dalmışsın ki bittiğini söylememe rağmen duymadın."


      "Telefonunun hafızası nasıl hâlâ dolmadı aklım almıyor doğrusu." Genç adam gülerek ayağa kalktı ve kollarını kocaman açarak gerindi. Bir saatten daha uzun süredir oturuyordu, artık kaslarını hissetmemeye başlamıştı.


"Birkaç uygulamayı silmek zorunda kalmış olabilirim~"


"Birkaç?"


"Yani... kullandığım tüm sosyal medya ve mesajlaşma uygulamaları?"


        "Sana inanamıyorum." Sarışın genç gülerek kafasını sağa sola salladı, ardından pencerenin önünde duran kutuya uzandı. Sade, küçük bir kutuydu, saatlerdir orada duruyor olmasına rağmen Marinette varlığını bile fark etmemişti.

color of the scream [adrienette]✅Dove le storie prendono vita. Scoprilo ora