mephisto waltz

468 74 114
                                    

"i adore you, like you, think about you, want to be with you forever.

i think... i love you."

...

"... because i'm sure you don't deserve it."

...

Sitenin önündeki polis arabalarını gördüğü andan sonra, yaptığı hiçbir hareketi hatırlamıyordu Marinette.


        Kapıyı sertçe kapatışını, sonrasında yere düşüşünü, yaralanan dizlerini, ardından kalkıp yalpalayarak giriş kapısına yürüdüğünü hatırlamıyordu. Ya da onu tutup durdurmaya çalışan komşuların kimler olduğunu... Tüm bu karmaşanın arasında Nino'nun sesini duyar gibi olmuştu, ancak o da nefes alış verişleri ve kalp atışları arasında kaybolup gitmişti.


       Hiçbir duyusu görevini yerine getirmiyor gibiydi. Görüşü bulanıklaşmıştı, polis ışıklarının altında parlayan nesneleri seçemiyordu. Bacaklarını ya da kollarını hissetmiyordu. Dışarıdan gelen hiçbir sesi duyamıyor olmasına rağmen, aldığı her nefesten ve kalbinin her atışından haberdardı.


       Bu sırada, iki polisin sıkıca tuttuğu kız görüş alanına girdi ve nefesini tuttu Marinette. Kahverengi saçların meltemle geriye savruluşunu, yeşil gözlerin göz yaşlarının etkisiyle büyümüş hâlini izledi. Normalde olsa, Lila'dan kaçacağını ve kendisini görmezden geleceğini biliyordu, ancak içinden bir ses bugün tüm sorularını onun cevaplayacağını söylüyordu.


        Lila da onu fark etmesiyle bağırışlarını birkaç saniyeliğine kesti ve kaşlarını çatarak ona baktı. "Sen..." dedi nefret dolu bir ses tonuyla. "HER ŞEY SENİN SUÇUN! O LANET ABİN BANA BU PLANI SÖYLEMESEYDİ ASLA ADRİEN'I KORKUTMAYA ÇALIŞMAZDIM! CEHENNEME GİT, SÜRTÜK!"


       "Bize zorluk çıkartmayın." Polis memurlarından biri sertçe kızı ileriye doğru itti ve Lila tökezleyerek yere düşmek zorunda kaldı. Bu hareket, genç kızın gözlerindeki nefretin yerini daha fazla göz yaşının almasına sebep olmuştu.


       "Ben... sadece onu korkutmak istedim... o asyalı kızdan ayrılmasını istedim... gerçekten duyma yetisini kaybedeceğini düşünmemiştim! ONUN ÖLMESİNİ İSTEMEDİM BEN!" Histerik bağırışlar ile polis arabasına yürümeye başladığında, Marinette hâlâ ona bakıyordu.


"Onun ölmesini istemedim ben."


Adrien... Adrien... ADRİEN!


         Aklındaki isim daha da şiddetli bir şekilde vurgulanınca, kendine geldi ve polis şeridine doğru koşmaya başladı. Ancak o zaman, ağzını kapatmış bir şekilde ağlayan Nino'yu ve annesini görebildi.


"İntihar mı?" dedi yanında geçen bir polis memuru.


"Evet. Gencin görme yetisi yokmuş, az önce tutukladıkları kız da önce kafasına beyzbol sopasıyla vurmuş, ardından kulağına bir kimyasal dökmüş. Sanırım, duyma yetisini de kaybedince çocuk kendini pencereden atmış." diye yanıtladı bir diğeri.


       Marinette ise duyduklarını anlamak için efor sarf etmeden yürümeye, çembere yaklaşmaya devam etti. Ta ki paramediklerin oluşturduğu çemberin ortasında, yerde yatan bedeni görene kadar-


Ardından, kendisini bile sağır eden bir çığlık ile ileri atıldı.


Sarı buklelerin arasından akan kan ayaklarına ulaşana ve görevlilerden biri onu zorla durdurana kadar çığlık atmaya devam etti.

...


okuyucularım: adrien ameliyat olacak ve görmeye başlayacak, değil mi?

ben: :))))

wei dianxia, 2021.

color of the scream [adrienette]✅Where stories live. Discover now