the marriage of figaro

798 112 108
                                    

        Sehpanın üzerinde duran profesyonel yağlı boya malzemeleri, ördek peluşu, bir kutu çikolata ve papatya buketine baktı Marinette. Korumasının ve hemşire Diana'nın baskısıyla arkadaş grubunu uğurlamış, Adrien ile birlikte çikolataları yiyerek sohbet etmişti. Şimdi ise hastanenin belirlediği ziyaret saatleri sonlanmak üzereydi, hava kararıyordu. 


       "Bugün de rezillik kotamı doldurdum ya, kendime inanamıyorum." dedi yastığına daha da gömülürken. Bir önceki gece yaptığı gibi Adrien'ı alıkoymak, ayın şahitliğinde onunla eğlenmek isterdi, ama Zhuo Sheng'in ikinci kez buna göz yummayacağını biliyordu. Bu yüzden sarışın gencin "Uyuman için uğultulu tepeleri kısaca anlatayım mı?" teklifini kabul etmişti.


     "Rezil olduğunu düşünmüyorum." dedi genç adam sandalyeye oturduktan sonra. "Chloe sana resim seti hediye etmişti değil mi? Ne çizmeyi planlıyorsun?" 


     Merakla yönelttiği bu soru karşısında Marinette bakışlarını tekrar sete yöneltti. "Şövale olmadan bir şey yapamam ne yazık ki. Gerçi, şövalem olsaydı da heyecandan ne çizeceğime karar veremezdim herhalde." Cümlesini gülerek tamamladı ve ona resim dersleri veren öğretmenini düşündü. Kadın orta çağ cadıları gibiydi, iyi kişiliğine rağmen yaptığı resimlerle herkesin hakaretine uğrayabiliyordu.


Ondan çok şey öğrenmişti Marinette, dolayısıyla içinden küçük bir teşekkür cümlesi geçirmeyi ihmal etmedi.


       Adrien onaylarcasına başını aşağı yukarı salladı ve geriye yaslandı. "Vaktimiz gittikçe daralıyor olmalı." dedi tebessümle. "Başlamamı ister misin?"


"Evet, lütfen."


      "Kitabı okuduğumda 15 yaşında falandım sanırım, o yüzden tüm olayları hatırlamıyorum. Elimden geldiğince anlatacağım, sen de bu sırada uyumaya çalış, olur mu?" Sandalyesinde daha rahat bir pozisyona geçmek için birkaç saniye kıpırdandı, ardından derin bir nefes alarak kollarını göğsünde birleştirdi. "Hikayemiz, Yorkshire'da bir ev kiralayan ana karakter ile başlıyor. Bu ana karakterimiz, atına atlayıp ev sahibine bir ziyaret gerçekleştirmeye karar veriyor, ancak gittiği yerde pek hoş karşılanmıyor."


"Ev sahibini kınıyorum."


"Ben de." 

...

        Marinette'in nefes alış-verişleri düzenli bir hale gelmiş, genç kız yaptığı komik yorumlara ara vermişti. Uykunun etkisine yenik düşmüş olmalıydı, bu yüzden elinden geldiğince az ses çıkartarak odayı terk etti Adrien. Tam cebindeki telefonu çıkartıp şoförünü arıyordu ki, bekleme odasında konumlanmış kişinin kendisine seslendiğini duyarak durdu.


      "Bir kahve içelim mi?" dedi Chloe direkt konuya girerek. "Seninle konuşmak istediğim bir konu var." Ani teklif karşısında kaşlarını çattı sarışın genç. Chloe'yi yıllardır tanıyordu, ve nadiren 'ciddi' bir konuşma yaparlardı.


       Genç kız ise kabanını ve çantasını alarak oturduğu yerden kalktı. "Çok düşünmene gerek yok, kafeteryaya gideceğiz sadece." dedi gülerek. Bu açıklama her ne kadar Adrien'ı çok rahatlatmış olmasa da, kafasını aşağı yukarı sallayarak onayladı ve kendi ceketini giyindi.  Zhuo Sheng'in de odada olduğunu biliyordu, bu yüzden korumaya iyi geceler dileyip koridora çıktılar.

color of the scream [adrienette]✅Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin