spade and bucket polka (holiday suite)

540 91 68
                                    

"my music will tell you more about me than i ever will."

...

         Marinette Dupain-Cheng, neşeli ve enerjik bir kız olmasına rağmen eve girdiğinde kendi başına vakit geçirmeyi severdi. Anne ve babası randevularla akşamlarını geçirdikleri için, onunla ilgilenecek birileri yoktu. Eğer dedesi de ona vakit ayıramayacak kadar meşgulse, havuzda ya da çalışma odasında kendi kendine eğlenebiliyordu.


O olaydan sonra ise, havuz tamamen hayatından çıkmıştı.


        Bu da Marinette'in tamamen resime yönelmesine sebep olmuştu. Çalışma odasında kaldığı sürece kimse onu rahatsız etmiyor, acıyan bakışlar atmıyor ya da sempatik cümleler ile genç kızı avutmaya çalışmıyordu. 


       Yaptığı eserlerin hepsi, söylemek istediği şeyleri anlatan birer aynaydı. Eğer o gün her zamankinden daha fazla acı çekiyorsa, kullandığı renkler de onunla birlikte çığlık atıyordu. Mutluysa, eserindeki çiçekler de gülümsemesine eşlik ediyordu. Kahkaha attığında fırçalarının da aynı enerjiyle hareket ettiğine yemin edebilirdi-


Kısaca, kelimeler duygularını anlatmakta yetersiz kalıyorsa, başvurulacak tek yöntem resimdi.


Resimden daha iyi bir yöntem olduğunu hayatı boyunca hiç düşünmemiş, aşık olduğu sanata ihanet etmemişti.


Eğer ona, iki saatlik bir performansın fikrini değiştireceğini söyleselerdi, buna asla inanmayacağını biliyordu.


Bugüne kadar.

.

.

.

        "Sonne und Mond" olarak adlandırılan besteler çalınmaya başladığında, Marinette gözlerini kapattı ve melodiye odaklanmaya çalıştı. Adrien'ın söylemek istediklerini öğrenmeliydi, bir arada geçirdikleri süreye bundan daha iyi bir son koyabileceğini düşünmüyordu.


       Piyanonun ve kemanların sesini ayırt edebiliyordu, ve bestenin neşeli bir başlangıç yaptığını rahatlıkla söyleyebilirdi. Ancak "Alice in Wonderland" müzikalinden bir kesiti duymasıyla kaşlarını çatmış, gözlerini açmadan Adrien'a dönmüştü. Neden böylesine popüler ve ünlü bir müzikalden kesit kullanmıştı? Bir şey mi anlatmaya çalışıyordu?


       Sonrasında bir süre, melodinin ne tarz bir duygu taşıdığını anlayamamıştı. Sanki hem mutlu, hem tedirgin hem de sinirli gibiydi. Ara sıra müzik aletleri değişiyor ve duygulardan biri daha baskın hâle geliyordu.


Derken, ani bir değişimle, melodiye çellolar da katılmış ve tüm neşeli ortam yok olmuştu.


      Marinette ellerinin titrediğini hissedebiliyordu, ve salondaki herkesin nefeslerini tuttuğuna yemin edebilirdi. Sanki her an başlarına bir şey gelebilirmiş gibi bir his genç kızın tüm vücudunu sarmıştı.

color of the scream [adrienette]✅Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin