.1.

1.8K 56 16
                                    


Günümüz - Seul

Taehyung, dersten çıkmış koşar adımlarla otobüs durağına ilerlemişti. O sırada telefonu çaldığında arayan çalıştığı kafenin müdürüydü.

"Alo Taehyung, dersin bitti değil mi? Çok yoğunuz ve yeni elemanın eline sıcak su döküldü..."

"Anladım. Geliyorum Bay Lee, 10 dakikaya ordayım dersim bitmişti, sorun değil."

Yönünü otobüs durağından aksi istikamete çevirerek adımlarını hızlandırmıştı. Taehyung saate bakıp annesini aramaya karar vermişti önce.

"Annecim kafeden aradılar, yoğunmuş oraya gidiyorum şimdi."
"..."
"Merak etme orda yerim bir şeyler."
"..."
"Ben de seni seviyorum."

Hemen son aramalardaki başka bir isme dokundu.

"Jimiiin! müdür aradı kafeye gidiyorum yeni eleman kendini yakmış, bir sürü de müşteri varmış. Anneme uğrar mısın aklım onda kalmasın bir de..."
"..."
"Sen bitanesin."
"..."
"Tamam görüşürüz."

Yolu yarılamıştı ama soluk soluğaydı. Akşam ödev yapmayı planlıyordu aslında, şimdi tüm planlarını yeniden yapması gerekecekti.
Parmaklarıyla sayarken mırıldanmaya başladı:
"Proje ödevi, dönem sonu sınavları, Fransızca kursu, annemin doktor kontrolü, kafede depo sayımı var... bi şey daha vardı ya... neydi?" çalan telefonla daldığı düşünceler dağılmıştı.

Gelen arama 'sevgilim'

Ekrana baktı, "yine değiştirmiş kendi ismini deli ya..." Hafifçe gülümsemişti söylenirken bir yandan da aramayı cevaplamıştı.

"Efendim Sevgilim!" imalı bir vurgu vardı sesinde...

"Haha. Ne kim... sevgilim mi? Öyle mi yazıyor ekranda. Bak sen"

"Bi de dalga mı geçiyorsun Bogum! Annem görmesin dedim sana dimi? Kadın zaten iki haftalığına geldi!"

"Ya ama hayatım orda burda unutuyorsun telefonunu..."

"Neyse tamam aynı şeyleri konuşmayalım yine. Kafeye yetişmeye çalışıyorum."

"Neden! bugün off günün değil miydi? Ders çalışacaktın hani? Bana öyle demiştin!!!"

"Bogum çocuk gibisin ya. Yeni eleman elini yakmış, kafe de çok kalabalıkmış. Bay Lee aradı desteğe çağırdı. Gidiyorum işte."

Hızlı hızlı konuşmuştu Taehyung. Nefret ediyorum açıklama yapmaktan diye geçirmişti içinden aynı zamanda da.

"Tamam hayatım yarın akşamı hatırlatmak için aramıştım."

"Yarın akşam... haaa düğün vardı değil mi?"

"Unuttum deme!"

"Unutmadım hayatım!"

"Bay Lee sorun yapmaz değil mi?"

"Yapmaz haftalar öncesinden aldım izni. Benim için önemli olduğunu biliyor."

"E bi zahmet. Kaç aydır ilk kez senin iznine göre shift hazırladı (shift: part-time çalışanların saatlerinin düzenlendiği çalışma programı)
Şimdiye kadar hep sen esnetirdin programını."

"Ben bile bu kadar sorun etmiyorum Bogum. Seviyorum kafeyi de burada çalışmayı biliyorsun."

"Biliyorum sevgilim biliyorum."

Kafenin kapısının önündeydi şimdi Taehyung
"Ben kafeye geldim canım, giriyorum şimdi çok kalabalık gerçekten de. Kapanışta ararım seni. Yarın akşam 8'de görüşürüz öpüyorum."

"Seni seviyorum Tae."

"Biliyorum sevgilim."
....

Telefonun diğer tarafındaki, elindeki cihazı sıkarak koltuğa fırlatmıştı.

"Kafeyi 'seviyorsun'  orda çalışmayı 'seviyorsun' ama seni sevdiğimi sadece biliyorsun 'Sevgilim'
Ah siktir Tae."

Buz dolabından elindeki kadehe buz ekleyen genç adam belindeki kayıp duran havluyu sinirle çekip fırlatmış çırılçıplak kalmıştı şimdi, içerden gelen ince sesle kadehini fondip yaparak dar koridora yönelmişti.

"Bogum yatağa gelmiyor musun bebeğim?"
"Geliyorum!"

İlk bölümler çok acemiliğime gelmiş, kusura bakmayın geri dönüp düzenliyorum. (07/05/22)

Lütfen oy verir misiniz

Sağlıcakla kalın

Ashes of Mine - TaekookWhere stories live. Discover now