.29.

306 26 20
                                    

Önceki bölümü okuduğunuzdan emin olun

Taehyung'un bulunduğu taksi sitenin güvenliğinden geçip C bloğun önünde durduğunda Jimin elindeki şemsiyeyle bekliyordu. O taksinin yolcu kapısına doğru hamle yaptığında Yoongi de ücreti ödemek için şöför tarafına doğru yürümüştü.

Jimin kapıyı açtığında Taehyung'un darmadağın haliyle karşılaşmayı beklemiyordu. Telefonda konuşurken anlamıştı bir sorun olduğunu ama böylesi bir tablo... aklına gelmemişti.

Taehyung'un titreyen bedeni, çıplak ayaklarının ıslak yere basmasıyla sanki tüm devrelerini bir kez daha kapatmış, cansız bir yaprak gibi yığılmıştı Jimin'in üstüne.

Jimin tutmasa yere düşecekti Taehyung, Jimin onun adını çığlık atarcasına seslendiğinde elindeki şemsiyeyi boş verip tüm gücüyle yakalamıştı bedenini. İkisi de şimdi yağan yağmurla ıslanırken Yoongi dehşet içinde taksinin diğer tarafından bu sahneyi izliyordu.

Son bir dakika içinde yaşadıkları anlar ne Jimin'in ne de Yoongi'nin hayatları boyunca kolayca unutabileceği kareler değildi. Ama sadece yaşayacakları uzun gecenin başlangıcıydı.

Saf şaşkınlık değildi ikisinin de hissettiği, Taehyung'un görüntüsü, tepkisizliği, yığılan dağılmış bedeni... ikisinin de kalbine ve zihnine en karamsar endişeleri yayıyordu.

Taksi ileri doğru hareket ettiğinde, Yoongi şoktan çıkmış ve yay çizerek birbirine yaslanmış iki bedenin yanına gelmişti hızlı adımlarıyla. Jimin "Yoongi yardım et" diyordu. Normalde zor da olsa taşıyabilirdi Taehyung'u ama birdenbire ve dengesizce yığılmıştı üstüne.

Yoongi hamle yaptığında başta zorlansa da ikinci denemede kucağına alabilmişti cansız gibi duranı. Jungkook'un onu zorla götürdüğü spor salonuna şükranlarını sunuyordu içinden.

Taehyung bir kez daha birinin kucağında ve Jimin'in önde yol göstermesiyle kapıları açmasıyla bir yerlere taşınıyordu. Ancak bu sefer taşındığı yer kendi sıcak tanıdık yuvası ve onu taşıyan dokunuşlar da önceki gibi itinalı değildi. Çünkü Yoongi de en az Jimin kadar endişeliydi ve taşıdığı bedendeki ruhun can çekiştiğini zar zor hissettiği kalp atışından, tir tir titreyişinden anlayabiliyordu.

Jimin asansörde beklerken yüzünü avuçları arasına almıştı Yoongi'nin kucağında bilinçsiz yatan Taehyung'un ve o zaman farketmişti yüzündeki kırmızı parmak izlerini

"Kahretsin!" Hemen ardından boynundaki ve tshirt ündeki yırtıktan daha aşağılardaki izleri bulduğunda yarımyamalak olan soğukkanlılığını da kaybetmişti.
"Ne olmuş böyle? hasiktir Tae kim yaptı sana bunu? Lütfen kendine gel canım, konuş benimle Tae!"

Taehyung kendine geldiğinde ilk farkettiğinşey vücudunda gezinen eller olmuştu. Yüzündeki endişenin bedenine yayılmasını engelleyememişti o an. Jimin olduğunu farkettiğinde rahatlamaya çalışsa da başka birinin kucağında olduğunu anladığında çığlıklarla, çırpınarak, düşme pahasına ayırmıştı kendini yabancı bedenden. Onu taşıyanın Yoongi olduğunu anlayabilecek berraklıkta değildi zihni.

"Dokunma bana!" diyerek kendini asansörün uzak köşesine attığında Yoongi refleksle "sakin ol" diyebilmiş ama hemen farkına varmış ve başka bir şey demeden ondan uzakta durmayı sürdürmüştü.

Taehyung histerik hareketlerle asansörün duvarını ve kapısını yumrukladığında Jimin dehşetle ısırdığı dudaklarından kaçmak üzere olan hıçkırığını avcunu kendine bastırarak engellemişti.

Jimin'in varlığına bir kere daha şükrettiği Yoongi, omzuna dokunup onu sakinleştirmiş ve Jimin'i Taehyung'a doğru itmişti hafifçe. Panik atak benzeri bir durumda olan Tae'yi şu anda sakinleştirebilecek tek kişi kendisiydi çünkü.

Ashes of Mine - TaekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin