.24.

269 26 11
                                    



Arabaların ilgi alanımda olmadığı açıktı, hız tutkunu falan da değildim Jimin'in aksine ama Yoongi hyungun daha önce hiç bir aracı bu kadar yavaş sürmemiş olduğuna emindim.

Neyse ki trafikteki bir çok şöförün ve hastanenin otoparkından çıktığımızdan beri arkamızda seyreden Jungkook'un aksine Yoongi hyung durumdan şikayet etmiyordu.

Yoongi hyung bir kez daha dikiz aynasından arkasındaki küçüğünü kontrol ettiğinde "neden geçmiyor?" diye söylendi.

Jimin de arka koltuğa dönerek bana sormuştu

"Tae, Kook senin evini bilmiyor mu?"
"Hayır Jimin, seninkini biliyor sadece, sanırım bu yüzden arkamızdan geliyor."

Ön koltuktakilerden anladıklarına dair mırıltılar geldiğinde soru soran bendim bu sefer.

"Jimin hastanede hemşireler neden o kadar sinirli baktılar bize?"

Yoongi hınzırca gülüyordu anlamadığım bir nedenle
"Bize değil canım, Kook ayısına kızgındı onlar..."

Yoongi'nin ani kahkahasının arasında neden diye sorduğumda Jimin'in burnundan soluyor olduğunu farkettim.
Cevap Yoongi'den gelmişti.

"Kook fazlasıyla agresifti de..."

"Oh! Onun için ve tabi sizin için de... bir sürü soruna neden oldum hyung. Özür dilerim."

"Saçmalama lütfen Tae. Duymamış olayım." Sesindeki samimiyet giderek artarken içimi titretecek cümleler sıralamıştı.
"Biliyorum birbirimizi tanıyalı çok olmadı ama... Seni kardeşim olarak görmeme izin ver Tae!"
Söylediği şeyle bir an afallasam da aynada buluşan gözlerimizle içtenliğinden şüphe duymamış ve gülümseyerek başımı olumlu anlamda sallamıştım.

Oldukça garip bir andı gerçekten de. Ortamın duygusallığını Jimin'in arkaya dönüp kıkırdaması bozmuştu çok şükür ki.

"Ay kızarmış mı benim TaeTae'm! Sevdiklerimin birbirini sevmesi.... Ah daha ne isterim."

"Hyung bir şey sorabilir miyim?"

"İzin almana gerek yok Tae."

"Polis konusunu nasıl hallettin?"
"O mesele... çok zor olmadı." Yüzündeki gülümseme sesinin ve söyleyeceklerinin aksine çok çocuksuydu.
"Hastaneye ortak olmayı telif ettim."

"Ne!"

Jimin'le aynı anda bağırmıştık ama benim giderek kendini belli eden ağrım sesimin kısık çıkmasına neden olmuştu.

"Hyung ne yaptın sen?"
"Sevgilimin bir hastanesi mi var şimdi?"

"Maalesef gençler... başhekim benim hastanem satılık değil diye inat etti."

"Ee?"

"Ben de biraz bağış yaptım."

İkimizin de şaşkın bakışları arasında devam etti Yoongi hyung.

"E adam işini çok iyi yapıyor."

Jimin sevgilisinin koluna sarılıp yanağını öptüğünde Yoongi gözünü yoldan ayırmamış ama bir eliyle Jimin'in elini tutup kendi dizinin üstünde sabitlemişti.

"Teşekkür ederim hyung. Çok teşekkür ederim."

Yine içten bir gülümsemeyle aynada buluşmuştu gözlerimiz. O anda en çok hissettiğim şey gerçek bir abimin olmasına duyduğum mutluluk mu yoksa candostumun bu kadar iyi bir adamla birlikte oluşuna duyduğum rahatlama mıydı emin değilim.

Jimin, Yoongi'ye yol ayrımından sola dönemsini söylerken "Tae'nin sokağına ordan daha kolay gireriz" diye açıklamıştı.
Ben ise neden olduğunu bilmeden dikiz aynasından Jungkook'un da bizi takip edip etmediğini kontrol ediyordum.

Ashes of Mine - TaekookWhere stories live. Discover now