.43.

205 22 22
                                    


Ben bu ficimi ve burdaki karakterleri aşırı seviyorum,
Ama sizin fikirlerinizi de çok merak ediyorum.

Lütfen yorumlarınızı esirgemeyin benden ☺️

İyi okumalar

Lüks ve kalabalık restoranın en özel köşelerinden birindeki yuvarlak masada karşılıklı oturan ikiliden önce Yoongi'nin görüş alanına girmişti görevli genç kadın ve arkasında yürüyen iki genç ve güzel adam.

Kendisine doğru yürüyen sevgilisindeki değişimi, yürüdüğü alandaki loş ışık nedeniyle hemen farketmemişti Yoongi. Masaya tamamen ulaşmadan, görevli kadın yeni misafirlere alanı işaret etmiş ve devam etmemişti. Onun aradan çekilmesi ile, Jimin'in koyu kızıl saçları Yoongi'nin yavaş çekimde elindeki kadehini masaya bırakıp ayağa kalkmasına neden olmuştu.

Yüzündeki iyi anlamdaki dehşet ifadesini gören Jungkook, ne olduğunu anlamak için büyüğünün baktığı yöne bakmış ve onun aşık bakışlarının karşılık bulduğu sevimli yüzü gülümseyerek izlemişti.

Ta ki Jimin'in arkasında beliren afeti farkedene kadar...

Ancak Jungkook, Yoongi kadar şanslı değildi.

Büyüğünün masaya henüz bıraktığı kadehinin aksine Jungkook'un kadehi dudaklarının arasındaydı o anda. Bir yudum su, tüm vücudunu saran kor ateşe yetmediği gibi bir de geçtiği boğazda takılıp kalmış; Jungkook'un bedeninin kısa süreli de olsa öksürükle sarsılmasına neden olmuştu.

İlk şoku atlatan Yoongi ise sevgilisine alt dudağını ısırarak büyülenmiş gibi bakarken türlü iltifatlar sıralamıştı. Son olarak,

"Daha ne kadar güzel olabilirsin ki Park Jimin? Güzelliğinin bir sınırı olmalı!" dediğinde Jimin yana kıvrılan dolgun dudakları ve cesur kelimeleri ile şaşırtmıştı onu:

"Sevginin bir sınırı var mı Yoongi? Yada gözlerindeki uçurumların bir sonu?"

Yoongi cevap olarak aldığı sorularla daha da büyük bir alanı ezmişti dudaklarında bu sefer, başını da iki yana sallıyordu inanamaz ifadesi ile.

"Ben de öyle düşünmüştüm sevgilim."

Jimin'in bilmişçe konuşmaya devam eden memnun dudakları sevgilisinin dudaklarının yaptığı kısa süreli baskı ile susmuştu.

Masanın diğer tarafında ise romantik çifti sevgi dolu gözlerle izleyen Taehyung, kendi üzerinden ayrılmayı reddeden hayran bir çift kara gözden habersizdi.

Dördü arasındaki sessizliği bozan Yoongi olmuştu; saniyeler önce masum bir öpücük kondurduğu sevgilisinin elini kendi elleri arasından uzaklaştırmadan Taehyung'a dönmüştü.

"Hoşgeldin Tae, mavi çok yakışmış."

"Teşekkürler hyung, sevgilinin fikriydi."

"Zevkli!" Avucu arasındaki yumuşak parmaklara bir kez daha dudaklarını bastırmaktan geri durmamıştı Yoongi.

Beğenilmenin haklı hazzını yaşayan Jimin ise ortamdaki en sessiz kişiye yöneltmişti sorusunu, girdiği transı farkederek.

"Sen ne düşünüyorsun Kook? Nasıl olmuş?"

Jungkook, Taehyung'un bir adım gerisinde hala sandalyesiyle masa arasında duruyordu.
Jimin'in kendi adını söylemesi ile bakışları hala diğerindeyken yüzünü Jimin'e bir anlık çevirmiş sonra da hipnotize olmuş gibi, bir eli yavaşça havaya kalkarken aynı yavaşlıkla Taehyung'a doğru yürümüştü...

Ashes of Mine - TaekookWhere stories live. Discover now