.30.

291 26 17
                                    

Önceki bölümü okuduğunuzdan emin olun

"Alerjisi tuttu" demişti Jimin üzülmekten ve öfkelenmekten yorgun düşmüş sesiyle kendini koltuğa bırakırken.

"İlaç falan mı vermiş o şerefsiz yine?

Yoongi'nin gözlerinde ateş çıkıyordu, kolay kolay kavga etmezdi Yoongi, birilerine fiziksel olarak zarar vermek ona göre değildi ama Bogum şu anda yakınında olsa onu öldüresiye dövebilirdi.

"Öyle bir şey demedi, ilaç almış gibi de değil zaten... ama hem stres hem de yabancı duş jeli, yumuşatıcı gibi şeyler birleşip etkiliyor sanırım."

"Bu kadar hassas mı normalde de bu kozmetiklere?"

"Aslında değil ama dedim ya stres anında her şey kolayca tetikleyebiliyor, kaşınmaya başladı ilacını almazsa vücudunda kabarcıklar çıkacaktır yarın."

Jimin'in sesi oldukça düşünceli çıkıyordu, Yoongi onu endişelendiren farklı şeylerin olduğunu hissetmişti hemen.

"Ne düşünüyorsun bebeğim? İlacın ismini söylersen nöbetçi eczaneye gidebilirim hemen."

Jimin oturduğu yerde öne doğru eğilip dirseklerini dizlerine yaslamış başını da ellerinin arasına almıştı.

"İlacı reçeteli, öyle ha deyince alamayız yani. Evdekini almamız lazım. Hem kendi kıyafetlerinden bir kaç parça da getirsem iyi olur."

"Tamam güzelim, sen anahtarı ver ben giderim. Eve varınca ararım seni yerlerini tarif edersin bana olur mu?"

Jimin bir süre cevap vermemiş sadece yutkunmuştu. Yoongi ise bu sessizliği anlamlandırmaya, sevgilisinin kafasından geçenleri anlamaya çalışıyordu.

"Jimin?"

"Yoongi, Tae'ye eve gidebileceğimi söylediğimde yüzündeki ifade... çok korkmuştu."

"Normal değil mi güzelim, kim bilir neler yaşadı?"

"Hayır Yoongi anlamıyorsun. Bogum evde saldırmış Tae'ye, kendini kurtarmak için başına bardakla vurmuş, kan vardı dedi. Bogum'u evde bırakıp kaçmış anladığım kadarıyla..."

"Ne yani o şerefsiz hala o evde mi?" Yoongi daha yeni oturduğu koltuktan bir hışımla kalkmıştı ki Jimin kolundan tutup durmuştu onu.

"Napıyorsun Yooni? nereye?"

"Bırak Jimin, geberteceğim o köpeği!"

"Yoongi sakin olmamız lazım. önce Tae'yi düşünmeliyiz. Nefsi müdafa bile olsa o  şerefsize bir şey olursa Tae'nin başı belaya girebilir hem ölürse falan... Tae bunu kaldıramaz biliyorum. Bu işi daha sonra, Tae'ye zarar vermeden halletmeliyiz." Jimin, Bogum'un hayatını düşünmek zorunda kaldığı için midesi bulanmış gibi yüzünü buruşturmuştu.

Yoongi ise parçaları birleştirip hangi adımı atması gerektiğini düşünüyordu yumruklarını sıkıp bırakarak.

"Tamam o zaman ben dediğim gibi eve gidip eşyalarını alayım Tae'nin, hem de o şerefsiz ne durumda bir bakayım..."

"Hayır bebeğim olmaz! seni o şerefsizin olduğu yere tek başına yollayamam, orda seni ne beklediğini bilmiyoruz. hem eşyaların yerinden de emin değilim, aramam gerekebilir bazılarını."

"Ne yani sen mi gideceksin Jimin! Cesetimi çiğnemen lazım önce!"

"Yoongi bebeğ..."

"Hayır Jimin hem kendin söyledin orda beni ya da seni neyin beklediğini bilmiyoruz. Seni oraya yalnız göndermemi nasıl beklersin Tanrı aşkına!"

Ashes of Mine - TaekookWhere stories live. Discover now