.68.

114 16 6
                                    


🐰 📞 🐯

"Maalesef güzelim, bir gün daha burdayım. Seul'e dönmeden fabrikaya da uğramam gerekiyor."
"Peki nişana yetişebilecek misin?"
"Yarından sonra orda olacağım güzelim."
"Anladım..."
"Tae... güzelim yapma böyle."
(Burun çekme sesi)
"Heyy! Ağlıyor musun yoksa?"
"I-ıh. Ağlamıyorum. Ama bu üzülmediğim anlamına gelmiyor Kook!"
"Söz veriyorum güzelim. Geldiğimde telafi edeceğim."
"Telafi edeceğin şeyler yapma!"
"Haklısın güzelim. Bir daha seni de yanımda götüreceğim nereye gidersem gideyim."
"Gitme... özlüyorum."
"Ben de güzeller güzeli sevgilim ben de çok özlüyorum seni."
(Nefes sesi)
"Gülümsediğini tahmin ediyorum. Hadi bana fotoğraf yolla. Neden görüntülü konuşmadık ki anlamıyorum."
"Olmaz!"
"Neden?"
"Saçlarımı boyadım, ama çok şey oldu..."
"Ney oldu?"
"Şey işte.... Immm... İddialı..."
"Hmm şimdi daha çok merak ettim ama ben."

***

Taehyung'dan

Çalıların arasından gelen çıtırtı sesleri ile sonuçsuz kalan konuşmamızın üzerinden bir hafta geçmişti. Sevdiğim adamın sözleri ayaklarımı yerden kesecekken, sesindeki hayalkırıklığı beni sert bir şekilde yere çalmıştı.

Benim yüzümdendi. Bu eminsizliğim, güvensizliğim bize zarar verecekti hissediyorum.

Önce annem dönmüştü çiftliğe, aynı günün ilerleyen saatlerinde ise Jungkook apartopar şehir dışına çıkmıştı. İki gün içinde dönmesini beklerken önce üçüncü güne uzamıştı işi şimdi de bir gün daha diyordu.

Onsuz bir kaç gün geçireceğimi düşünmek bir yana; son konuşmamızın tatsız bir şekilde yarıda kesildiğini bilmek dahası da o konuşmanın bir tartışma ya da kavga olduğunu düşünmek beni deli gibi rahatsız etmişti.

Ama Jungkook, kavga etmişiz yada tartışmışız gibi davranmıyordu, gittiğinden beri her gün yaptığımız görüntülü konuşmalarda.

Bir şeyleri büyüttüğüm kesindi, düşündükçe çözemediğimi, her şeyi daha kötü yaptığımı farkettiğimde verebileceğim en mantıklı kararı vermiştim neyse ki.

Annem gider gitmez randevu almış, bu sabah da erkenden klinikte psikologum ile buluşmuştum. Babamın kaybından sonraki dönemi saymazsak en uzun seaslarımızdan birini yapmıştık.

Jungkook'u çok sevmeme, onun da beni sevdiğini bilmeme rağmen, sürekli bir şeylerin kötü gideceği hissiyle yaşamak yormuştu beni. Psikologum, önceki ilişkimin sandığımdan daha büyük travmalara neden olduğunu, iyileşmek yerine bir şeylerin üstünü örttüğümü söylemişti. Ben, hakkında konuşabiliyorsam, üstesinden gelmişimdir diye düşünüyordum ama öyle değilmiş.

Ayrıca, Jungkook'a karşı hissettiğim yoğun şehvet duygusunun beni Bogum gibi yapacağını düşündüğümü doktoruma sesli bir şekilde söylediğimde, onu kafamdan tamamen atamadığımı farketmiştim.

İçimde birikmiş, beynimi ve zihnimi bulandıran daha bir sürü şeyi daha önceki seanslarımıza oranla çok daha açık ve net şekilde anlatmıştım doktora.

Bana, karşımdaki kim olursa olsun, ne düşünecek diye düşünmememi, bazı şeyleri sadece kendim için yapabileceğimi söylemiş ve "... ama sevgilini mutlu etmek için, ona özel bir şeyler yapmak da yanlış değildir, önemli olan kendini zorunda hissetmeden onun için bir şeyler yapman" diye eklemişti.

Ashes of Mine - TaekookOpowieści tętniące życiem. Odkryj je teraz