.44.

237 24 92
                                    

Dün de bir bölüm attım onu da okuduğunuzdan emin olun lütfen 😍

"Bu ne demek oluyor?"

Taehyung'un soğuk ses tonu, masadaki yüzlerin endişeyle dolmasına neden olmuştu.

Jungkook, Taehyung'un dosyayı masaya bırakan elini kavramış ama kendi avcu içindeki elin kasılıp yumruk olduğunu farkedince hayalkırıklığı ile geri çekmişti elini.

Yoongi, küçüğünün halini farkedip hemen söze girmişti.

"Bay Park'ı ikna ettik Tae. Sen de onaylarsan..."

Taehyung'un soğuk ama sakin tavırlarla ayağa kalkması ile Yoongi'nin de girişimi yarıda kalmıştı.

"Lavaboya gitmem gerekiyor."

Taehyung masada oturan kimsenin yüzüne tekrar bakmadan yürümeye başlamış, koridorda gördüğü garsondan yerini öğrendiği tuvalete doğru yönelmişti.

İçeri girer girmez yüksek sesle oflayıp ellerini ve yüzünü soğuk suyla yıkayarak sakinleşmeye çalışmıştı. Fazla suyunu peçeteye sildiği hala nemli ve soğuk olan ellerini boynunda ve ensesinde gezdirip ferahlamaya çalışırken aynada kızaran gözlerine bakmıştı.

"Ağlamamalıyım. Ağlamayacağım!"

Şık mekana uyumlu lavabo alanında, kafasındaki düşünceler gibi kendisi de bir o yana bir bu yana yürümüş bir kez daha önce ellerini soğuk suyla sonra da tenini soğuk elleri ile buluşturmuştu.

Masadan uzakta geçirdiği dakikaları fazla uzatmak istemeyen Taehyung, koridordaki görevli personele kibarca isteğini iletip masaya dönmüştü.

Onu bekleyen üçlünün bakışları tüm dikkatleriyle kendisine doğrulmuştu.

Taehyung masadan uzaklaşırken Jungkook da hemen hareketlenip arkasından gideceğini belli etmişti ama Jimin durdurmuştu onu.

"Gitme, bırak sakinleşsin. Gelir birazdan."

Jungkook istemeye istemeye yerine tekrar oturmuş ve geçmek bilmeyen dakikalar boyunca Taehyung'un geri dönmesini beklemişti.

Jimin bakışlarını masadaki ikilide gezdirirken Yoongi'nin keyfinin kaçtığı çok belliydi. Jungkook ise yıkılmış gibi üzgün ve bir o kadar da gergim duruyordu.

"Hey, ilk tepkisinin böyle olması çok normal. Söyledim size, başta itiraz edecek dedim. Kook, hadi ama sen tanıyorsun Tae'yi. Kolay kabul etmeyeceğini en başından biliyordun. Hadi ama bozmayın moralinizi. Anlatınca hak verecek merak etmeyin."

Yoongi, elini tutan sevgilinin eline bakıp gülümseyerek onaylamıştı onu. İki sevgili birlikte Jungkook'a döndüklerinde ikisi de farketmişti kendi birleşik ellerine odaklanan hüzünlü bir çift gözü.

Jungkook derin bir nefes alıp gözlerini kaçırarak konuşmuştu ortaya.

"Benden uzaklaşmasına dayanamıyorum. Sanki her an birileri bir kötülük yapacak ve... ve ben yetişemeyeceğim diye korkuyorum."

Yutkunup gözlerini az önce kaçırdığı gözlerde gezdirip devam etmişti.

"En çok korktuğum şey de ne biliyor musunuz? Hakkım olmadığını düşünüyorum. Bir gün Tae, 'ne hakla?' der diye korkuyorum."

Jimin'in sesi yatıştırıcı çıkıyordu:

"Bunlar zor zamanlar Kook, ve sen bu zor zamanlarında hep yanındaydın Tae'nin... çok uzak olmayan bir zamanda Tae, cesaretini toplayıp sana istediğin izni verecek. O bir adımı atacak. Eminim ben."

Ashes of Mine - TaekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin