Üçüncü bölüm

302 77 20
                                    

Haberi ağızları açık izlemişlerdi. Tedirgin tedirgin birbirlerine bakarken kantin duvarında büyük bir kara delik açıldı.

Daha arkalarını dönüp kaçmaya fırsat bulamadan kara delik her şeyi içine çekmeye başlamıştı

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Daha arkalarını dönüp kaçmaya fırsat bulamadan kara delik her şeyi içine çekmeye başlamıştı. Karanlığın hakim olduğu bir ormanda mağara benzeri bir yerde uyanmışlardı. Önce bir rüya olduğunu düşünüp uyanmayı beklemiş ama sonra kendilerini gerçekliğe bırakmışlardı. İlk konuşan Şevval olmuştu.

"İyi misiniz?Bir şeyiniz var mı? "

"Ayağımı hissetmemem dışında iyiyim."

"Dikkat et Sevgi burkmuş olabilirsin."

Ayla ve Şevval elleriyle duvarlardan tutunarak Sevgi'nin yanına giderken arkalarından bir ses gelmişti.

"Gençler ben bir şeye bastım galiba, mayın falan olmasın."

Cevap veren Sevgi olmuştu.

"Saçmalama Ozan ne mayını ayağım ağrıyor zaten bir de sen başlama."

"Tamam ya kızma. Gözlükmüş zaten."

"Ne gözlüğü?... Olcay'ın gözlüğü olmasın"

Yaşadıkları yüzünden okadar şaşkınlardı ki arkadaşlarının yokluğunu daha yeni fark edebilmişlerdi. Yavaş yavaş mağaranın çıkışına doğru ilerlemeye başladılar. Belki de Olcay'ın başı dertteydi, belki o kara deliğe sürüklenmemişti. Saniyeler geçtikçe içlerindeki korku da artmaya başlamıştı.

***

Profesör uyanır uyanmaz çevresine bakınmıştı

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Profesör uyanır uyanmaz çevresine bakınmıştı. Nerede ve nasıl bir zamanda olduğunu anlamaya çalışıyordu ama tek görünen ay ışığının aydınlattığı tepelerdi. Hayallerini düşündü bir süre onları gerçekleştirmek için feda ettiklerini düşündü. Şimdi hepsi birer hiçe dönüşmüştü. Dahası birkaç ay önce yirmi yaşına giren bir oğlu vardı ve şimdi ondan da ayrılmıştı. Fatih'i daha beş yaşındayken evlat edinmişti. Hiç evlenmemişti, evlenmeyide düşünmemişti. Bir çocuğunun olması fikri aklına bile gelmemişti ama bu küçük çocuk bir bakışıyla içini ısıtmayı başarmıştı. Fatih çok zeki bir çocuktu Profesör sayesinde bilime ilgi duymaya başlamış sonrasındaysa Profesör'ün gözü gibi sakladığı zaman makinası projesini keşfetmişti. On yıl üzerinde beraber çalışmışlardı ama şimdi nerede olduğunu bilmiyordu. Koskoca on beş yıl nasıl da geçmişti? Küçük oğlu artık kocaman adam olmuştu. Düşüncereninin içinde kaybolmuş bir halde yürürken ne kadar zaman geçtiğini fark etmemişti. Solundaki tepenin ardından hava aydınlanmaya başlamıştı. Öyle dalmıştı ki arkasından birinin kendisine yaklaştığını fark edememişti. Son anda duyduğu çıtırtı sesiyle arkasını dönecekti ki omzuna inen odun darbesiyle afalladı. Yere çökmüş acıdan başı dönmeye başlamıştı. Bulanık gözlerle gördüğü son şey elindeki odunu kendisine doğru tutan bir siületti.

Köstekli Saatin Sırrı Where stories live. Discover now