Çiçek Rüzgarı 3

31 13 0
                                    

"Neden? "

"Zehra dinle bi'. "

"Neden? Cevap versene neden? Bu kadar kolay mıydı duygularımla oynamak? Söylesene eğlendin mi beni kandırırken, inancımı hiçe sayarken, güvenimi kullanırken, aşkımla dalga geçerken? Söylesene neden?! "

Zehra'nın yürek parçalayan hıçkırıkları arasında Atlas, okyanusun mavi suları arasında kayboldu. Bunu hak ettiğini o da çok iyi biliyordu. Başında amacı Zehra ve diğerlerini kullanmayı planlamıştı ama planlarında olmayan bir şey olmuş Zehra'ya aşık olmuştu. Şimdi de onu kaybetmişti.

Fatih, Zehra'yı bulduğunda kan ter içinde kalmıştı. By defa olmaz diyordu kendi kendine.

"Zehra yapmaya çalıştığın şey çok tehlikeli. Hayatın söz konusu. Lütfen tekrar düşün."

"Düşünmeme gerek yok Fatih Abi. Ben kararımı verdim... Sahiden de halamın dediği gibi çok bencil biriyim öyle değil mi? Ben döndüğümde eğer hiç bir şey hatırlamayacaksam yine intihar etmeyi deneyeceğim çünkü burada öğrendiğim ve yaşadığım şeylerden bir haber olacağım... Merak etme Rüzgar bana kızmaz...Ben aşkım tarafından ihanete uğradım Fatih Abi ben zaten öldüm. Daha da yaşayamam. "

Kendini okyanusun derin mavi sularına bırakırken gözlerinde hayal kırıklığı ve hüzün vardı. Bir parça da pişmanlık.

Fatih'in göz yaşları okyanusun suyuna karışırken çaresizlik kalbini sıkıştırıyordu. Bu defa kız kardeşini kurtaracağından emindi ama olmuyordu işte. Her defasında aynı şeyi yaşamaktan yorulmuştu. Onu yine kurtaramamıştı.

Zehra'nın bedeni engin suların arasında kaybolurken tek yaptığı arkasından bakmak olmuştu.

Rüzgar, Kaptan Black'ın yanında Zehra'yı göremeyince gözleri dolmuştu. Onu uyarmıştı. Sirenlere güven olmayacağını söylemişti.

"Kaptan!... Zehra nerede?... Kaptan söylesene Zehra nerede? "

Rüzgar, Kaptan Black'in cevap vermesini beklerken diğerleri sadece sessizce bakmakla yetinmişti. Rüzgar da biliyordu sorusunun cevabını ama bildiği şeye inanmak istemiyordu. Gökyüzüne doğru bakıp gözlerini kapattı. Birer damla gözyaşı gözlerinden usulca süzülürken Kaptan Black cevap verdi. Halbuki cevabını duymak istemiyordu. Beyni duymayı reddediyordu ama nafile. Duymuştu işte.

"Zehra... Geride kaldı. "

Duymuştu duymak istemediği iki sözcüğü. Biliyordu. Onu gitmeden önce uyarmıştı ama Zehra Rüzgar'ı dinlememişti. Gözyaşlarını silerken, Kaptan Black cebinden bir şey çıkarmıştı. Bu şeyin ne olduğunu çok iyi biliyordu. Aylardır aradıkları, Zehra'nın bulmak için ölümü göze aldığı bu şey geri dönüşün anahtarıydı. Köstekli saatti.

Saate bakarken anıları gözlerinin önüne geldi. Londra'dayken Rüzgar korsan olduğu için yakalanmış Zehra'ya da cadı suçlamaları atılmıştı. İşte böyle karşılaşmışlardı. Biri darağacında ölümünü beklerken diğeri kucağındaki kediyle koşarken.

"Sanırım asılacaksınız bay korsan."

"Sanırım siz de yakılacaksınız bayan cadı."

"Hey Schrödinger. Ne dersin biraz etrafı dağıtalım mı?"

"Etrafı dağıtmak az kalır bunlara miyav. Hayatlarında hiç konuşan kedi görmeyen cahiller. Şu boynumdaki demir yığınını nasıl çıkaracağım miyav ben?"

Acı bir tebessüm belirdi yüzünde. Arkadaşlıkları kısa sürse de birbirlerinin defalarca hayatlarını kurtarmışlardı.

"Bu defa kurtulamadınız bayan cadı. Bu defa olmadı."

Fısıltısı rüzgara karışırken uzaktan bir şeyin parladığını fark etti. Ne olduğunu anlaması uzun sürmeyince elleri yumruk yaptı. Gelen Atlas'tı.

"Rüzgar, ben Zehra'dan özür dilemek için gelmiştim. Onu son defa görüp siren kayalıklarına döneceğim."

Bardak taşmıştı ama Rüzgar'ın elinden birşey gelniyordu. Okyanustalardı ve okyanus sirenlerin en güçlü olduğu yerdi. Gözlerini kapatıp derin bir nefes verdi. Atlas hâlâ bir şey demesini bekliyordu.

"Özür mü? Özür mü dileyeceksin? Senin hâlâ buraya gelmeye yüzün var mı ha?! Git Atlas. Zehra'nın katiliyle daha fazla muhattap olamam git yoksa... Sadece git."

Göz yaşları gözlerine ihanet edip akmayı sürdürürken boğazı düğümlenmişti. Hayatında ilk defa bir arkadaşını kaybetmişti. Üstelik bu arkadaş onunla aynı kaderi paylaşmıştı. Birbirlerini en iyi anlayabilecek ikiinsanlardı.

Atlas duyduklarını idrak etmekde güçlük çekiyordu. Zehra'ya bir şey olduna inanamıyordu. Gözlerinden süzülen kanlı göz yaşları Rüzgar'a büyücü kadının söylediklerini hatırlattı.

"Sana bir sirenin kanlı göz yaşı lazım ama onu bulmak çok zor. Sirenler sadece çok değer verdikleri birine bir şey olursa kanlı ağlarlar."

Elindeki köstekli saate bakınca neden kanlı göz yaşına ihtiyacı olduğunu anladı. Saatin arkasında ' Hepsi soyut kaybetmek, sevgi, hüzün ve acı. Gerçek olan kan ve göz yaşı.' yazıyordu.

Köstekli saat çalışmış Rüzgar geri dönmüştü.

Okyanus Zehra'yı küçük bir sahil kasabasına sürüklemişti. Kim ve nerede olduğuna dair hiçbir şey hatırlamıyordu. Tek bildiği okyanusa bakmanın ona hüzün verdiğiydi. Yalnız yaşayan ihtiyar bir kadın ona evini açmış beraber yaşamaya başlamışlardı. Zehra ebin işleriyle ilgilenirken ihtiyar kadında terzilik yapıyordu.

Yine bir gün kumaşları yıkayan Zehra, onları sermek için dışarı çıktı. Rüzgar şiddetliydi. Beline gelen siyah saçlarını savuruyor çamaşırları sermesineizin vermiyordu. Bir kurdele ile saçlarını toplayıp rüzgarın estiği sahile baktı. Bir şey parlıyordu. Çamaşırları sermeyi bitirip sahile indiğinde gördüğü şeyle şaşırdı. Yarısı insan yarısı balık olan bir adam öyle hareketsizce yatıyordu. Neden olduğunu bilmeden ağlamaya başladı. Kalbi acıyordu ama sebebini bilmiyordu. Bağırmak, haykırmak, çığlık atmak istiyordu.

"Kimsin sen? Ve ben neden senin için ağlıyorum?" dedi. Ancak adam hareketsizdi. Sorusunu duyamazdı. Artık duyamazdı.

SON

🌸🌸🌸🌸

Böylelikle Çiçek Rüzgarı da bitti geriye son bir özel bölüm kaldı. Aslında Çiçek Rüzgarı'nın ayrı bir kitap olacak konusu var ama benim zamanım yok. Bölümler de bu uüzden kesik kesik oldu. Aklımda olan çoğu şeyi de daha yazamadım ama bu seferlik böyle olsun. Diğer özel bölümü 17 Ocak da yayınlamayı planlıyorum ( bir aksilik olmazsa tabi) 17 ocak Köstekli Saatin Sırrı'nı yazıp yayınlamaya başladığım tarih. Tam bir yıl olmuş olacak.

Zehra ölmek isterken yaşadı. Atlas Zehra'nın yaşadığını bilmeden öldü.

Sanırım biraz zalim bir yazarım ama evli mutlu çocuklu mutlu sonlardan hoşlanmıyorum. Olcay ve Yiğit için bile mutlu son yazmayı düşünmüyordum ama yazdım işte.

Diğer final yapan kitabımı okuyanlar belki de mutlu son sevmememin kitabıma yansımasından dolayı bana kızgındır.

Neyse çok boş yaptım gelecek bölüm görüşmek üzere. 💫🌸❤

13 Ocak 2023

Köstekli Saatin Sırrı Where stories live. Discover now