On Beşinci bölüm

114 46 75
                                    

TENEBRİS KALESİ

"Böyle dalmış ne düşünüyorsun Natalia?"

"Sıradaki hedefi düşünüyorum Nigreos. Nox mu olmalı, Qin mi, Batı İmparatorluğu mu yoksa boz kurtlarla savaşan doğu savaşçıları mı?"

"Hedefimiz Batı kardeşim."

Nigreos Natalia'nın yanından gittikten sonra büyücünün önceden kendisine verdiği kutuyu açtı.

"Büyücü Völjay'ın Gözlfü mü demişti bu na? Halbuki o bana bunun en iyi arkadaşı Oli'nin olduğunu söylemişti. Ne işe yaradığını da bir ben biliyorum. İnsanların göremediklerinde kullandıkları bir araçmış tabi burada bunlardan olmadığı için bilmemeleri normal. Bu Oli denen adam sana çok değer veriyormuş gözlük. Umarım seni almak için gelir ve bende onun öve öve bitiremediği Oli'yi görürüm."

* * *

OLCAY

"Zaten ıslağım boğazın ortasında
Yaşlarım gizleniyor damlalarında
Durma yağmur durma

Cilananıyor ruhum İstanbul sağanağında
Damlalar karışmış elmacıklarıma
Durma yağmur durma
Sorma sen de onu sorma

Aaaaaaahhhhhhh yine yangınlaaaaaarrrr yineeee beeeğğnn

Of! "

Sıkıldım. Hem de çok. Kaç gündür at sırtındayız, yağmur yağıyor, üşüdüm, burnum akıyor ve burada peçete yok. Peçeteeeee! Kadim dostum peçeteeee!
Öksürüyorum. Kimsenin umrunda değil. Karga gibi sesimle konser veriyorum onu bile susturmuyorlar.

"OF!"

Daha ne kadar gideceğiz bari mola verelim. Bir kerecikte beni dinleyin.

"OFF!"

İki gündür girdiğimiz ormandan çıkamadık. Ağaçlarda korkutucu. Korku filminden bir sahne gibi ne zaman üzerime bir şey fırlayacak diye bekliyorum.

"OFFF"

"Ne var OLCAY ne var!!!"

Vav ilk defa adımı söyledi... Bana bağırdı. İnşallah serçe parmağını masanın ayağına çarparsın.

" Ne yok diye sorsaydın daha iyi olurdu. Sıkıldım, yoruldum, acıktım, üşüyorum, boğazım ağrıyor, öksürüyorum, tuvalete gitmem lazım, burnum akıyor, başım ağrıyor, mola vermek istiyorum, uykum var, ateşim çıktı, bu niye bana dik dik bakıyor, neden böyle şeyler benim başıma geliyor, bulut niye kale gibi görünüyo- bulut kale gibi görünüyor. Bulduk! Geldik! İnanamıyorum! Ahahahahaha!"

Şey kahkaha biraz fazla oldu.

Cidden sonunda gelmiştik. Hızlanan kalp atışlarımın sesi resmen iki metre ileriden duyulabilirdi. Çalılıkların arkasına gizlenip kaleyi izlemeye başladık. Siyah tek kelimeyle siyah. İçeridekilerin de kıyafetleri siyah. Yüksek rütbeli gibi görünen beş kişi konuştuktan sonra üçü atlarıyla uzaklaştı.

"Gidişiniz başarı getirsin general!"

"Areas'a dikkat et büyücü!"

Anladığım kadarıyla Tenebris başka bir hedefe yönelmişti ve askerlerin çoğu general denen adamla gitmişti. General Buga Kağan'ın bahsettiği kan emenlerin lideri olmalı ama son büyücünün de öldüğünü söylemişti öyleyse bu kadın nasıl büyücü? Daha da yaklaşmam lazım. Biraz kolye sayesinde birazda gözlüklerim olmadan iyi göremediğim için kulaklarım keskinleşmişti. Bu kolyeyi mutlaka benimle götürmeliyim. Dil öğrenmeme gerek kalmaz. Şuan dış görünüş olarak tuhafız önce kıyafetlerimizi değiştirmemiz gerek bunun içinde şafağa en yakın anı beklemeliyiz izlediğim filmler ve okuduğum onlarca kitaba göre vampirler geceleri dışarı çıkarlar.Günün en karanlık saati ise şafaktan önce. Elbette avlanmaya çalışırken ben onları avlayacağım daha doğrusu Kuzgun ve Karaca avlayacak. Göktuğ ve ben kalenin içine sızacağız. Yanımda Göktuğ'un gelmesini istememin nedeni gördüğüm vampirlerin çoğunun sarı saçlı olması ve Profesör'ün ayakkabısının bir tek ona olması. Hemde omuzlarına gelen uzun saçlarıyla o kıyafetleri giyince cidden bir vampir gibi görünüyor. Kuzgun kalenin içini görebilen bir ağacın tepesine çıkıp orada bizden işaret gelmesini bekleyecek Çakır ve Karaca eğer bir saat içinde kaleden çıkmazsak içeri girecekler. Yanımızdaki sudan biraz elime alarak saçlarımı parmaklarımla arkaya doğru taradım. Sağ tarafıma bir kaç tutam düşsede karışmadım. Kolyeyi ve Ulu Bilge'nin verdiği küpeyi kontrol ettim. Yanıma Profesör'ün ayakkabılarını almıştım çünkü lazım olabileceğini düşünmüştüm.Kaleye şuan giydiğimiz ayakkabılarla giremezdik bu ayakkabılar çok dikkat çekerdi. Önce kendi ayakkabılarımı giydim. Canım sporlarım sizi çok özledim. Sonra diğerini giymesi için sarı kafaya verdim.

Köstekli Saatin Sırrı Kde žijí příběhy. Začni objevovat