twenty-five

884 71 147
                                    

Heyyo,

Baktım uzadı bende iki bölüm olarak değerlensin bari dedim,

İyi okumalar~

×××

Son derslerini de verip hazırlanıp çıkmak üzere olmalarına rağmen konuyu tekrar açmaya çalışan kurtları azarladıktan sonra eşyalarını toparlayıp sınıfından çıktı. Girişinin aksine çok daha yavaş ve sakin bir şekilde indi merdivenleri.

Zemin kata ulaştıktan çok geçmeden sonra ellerinde çantalarıyla öğretmenler odasının önünde konuşan grubu gördü. Herhangi bir konuda sohbet ediyor gibi görünseler bile ne konuştuklarını Tanrı bilirdi.

Ne duraksadı, ne adımlarını hızlandırıp yavaşlattı. Aynı tempoda yürüyüp yanlarına yaklaşmadan Becky ile göz göze geldi. Sevimli resim öğretmeni Becky bir betaydı, hızlı bir gülümsemeyle ona doğru dönüp meslektaşlarının da onu farketmesini sağladı.

"Louis! Daha çıkmamışsın, çok sevindim! Bugün seni görmeyi umuyordum ama hiç inmedin? Nasılsın?"

"Teşekkürler, sadece biraz yalnız kalma ihtiyacı duyuyordum. Kusura bakmayın."

Becky ona gülümserken, müzik öğretmeni Amber girdi araya. O da bir omegaydı. "Konuyu uzatmaya hiç gerek yok. Louis? Gerçekten Harry Styles ruh eşin mi? Ya o gördüklerimiz neydi öyle? Harika görünüyordun! Neredeyse tanımıyordum ya!"

"Katılıyorum," Yanlarında dikilen beden öğretmeni Gerald ise kas yığını bir alfaydı. "..bu iş için yaratılmış gibi görünüyordun."

"Fotoğraflarda çok rahat görünüyordun! Sen olduğuna emin olmak için uzun süre bakmam gerekti!"

Becky gülerek ona bakarken sahte gülümsemesini sürdürdü. Ancak konuşamadı. "Bu çok normal değil mi? Kim bilir onu o hale getirmek için ne kadar uğraştılar."

Yan tarafından gelen sesle başka bir sınıf öğretmeni olan Kate'e baktı. "Hiç belli oluyor mu basit bir ilkokul öğretmeni olduğu? Prensimizi kandırdığı yetmemiş bir de Gucci'nin kalbine inmiş. Ne demişler arkadaşlar? Asıl sessiz olandan korkacaksın."

Louis kendini beğenmiş gülüşler atarak yanında dikilen alfa kadına bakarken sakince gülümsemeye devam etti. "Aynı zamanda çok konuşanın da mutlaka bir şey gizlediği söylenir."

Ona doğru uzanıp arkasından bahçeyi görmeye çalışıyormuş gibi eğildi ve sadece onun duyabileceği şekilde fısıldadı. "En azından ben gündüz öğretmenlik, geceleri ise biraz bahşiş için kucak dansı yapmıyorum."

Geri çekilerek onun donmuş gülümsemesine aynı tebessümüyle bakıp diğer arkadaşlarına döndü. "Sadece küçük bir ricayı yerine getirdim o kadar. Onunla bir süredir görüşüyorduk, anlaşılan gerçekten ruh eşiyiz, kader işte. Gelmiş olmalı, gitsem iyi olur. Size iyi akşamlar."

"Sana da!"

"Bunu mutlaka uzun uzun konuşmalıyız!"

Yürüyüp onlara gülümsemek için arkasını dönmüşken sessizliğe bürünen alfaya da bir bakış attı.

Hah.

Çömez.

"'Prensimiz'miş..."

Homurdanarak yürürken arkasından gittikçe yaklaşan kahkahayı duysa da durmadı. Kahkaha da yürüyüp yanına kadar ulaşsa ve onunla yürümeye devam etse de durmaya niyeti yok gibiydi.

"Susar mısın?"

"O-ona ne söyledin sen? Sanırım buradan sonra hastaneye gidecek çünkü inme inmiş gibiydi!"

Raunchy Alpha // larryWhere stories live. Discover now