Special Chapter 1/2 "Harry or Louis?"

321 27 51
                                    

Merhaba~

Açıklama yapmak istemiyorum ki siz tahminde bulunun djdndmkd

Bakalım ilk kim farkedecek bu bölümün özelliğini,

İyi okumalar,

×××

Oflayarak, sanki her gün daha fazla para kazanmaktan başka derdi varmış gibi, kendini yabancı sokaklara attı Harry.

Bunalmış hissediyordu, evde ne kadar doğruları yapıyor olsa bile, küçük çocukmuş gibi, inatla her şeyde tembihleyen bir baba ve bir gün şımartmadan içi rahat etmeyen bir anne vardı. Üstelik işinden dolayı, ve tabi ki bedeni her kombini rahatlıkla kaldırabildiğinden, birbirinden değişik kıyafetler giymekten sıkılıyordu. Zaten o her zaman bir tasarımcı olarak kalıp arka planda çizimini yapmak istemişti.

Podyumda boy göstermek değil.

Sıkıntıyla alnını ovdu direksiyonu tutmayan eliyle. Üstüne en rahat kıyafetlerini giyip, beyaz kısa kollu tişörtü, siyah dar pantolonu ve kahverengi sivri burun botlar, kendini herkesten kaçacağına inandığı o mahallere atmıştı.

Ancak altındaki milyon dolarlık spor araba ona gerçek hayatından kaçmak konusunda hiç yardımcı olmuyordu.

Fazla ilgiden boğulmuş şımarık bir çocuk gibi davranıyor olabilirdi. Ama uzaklaşmaya ihtiyacı vardı ve telfonunu sessize aldığı için kimse onu suçlayamazdı, tamamen kapatmadığına şükretmelilerdi.

O dalgınlıkla arabasının boğulmasına neden olacak derece yavaş gitmesinin sebebi, otobüs, bir anda durunca ani firen yaptı onun yavaşladığını bile farketmeyerek. Trafikte bu denli dalgın olmasından dolayı kendine saydırıp dururken otobüsü sollamak için gaza basacaktı ki duraktaki bir kurt dikkatini çekti.

Onu durduran şey neydi, pek emin olamamıştı o zamanlar. Kokusunu bile alamıyordu halbuki. Çiçek detaylı lacivert kapşonlusu, kollarının ellerinin üstünü örtecek kadar uzun olması veya saçlarının hem taranmış, hem de özensizce yana atılmış gibi model verilerek sakallarına uyum sağlaması olabilirdi. Ondan tamamen bağımsız, spor çantasının tek omzundan sarkıyor olması bile olabilirdi, çünkü bu küçük ayrıntı bile onun görüntüsüne katkı sağlamıştı sanki.

Ancak hangisiyse de, Harry'nin onu biniş sırasını beklerken izleyip, üzerinde fikir yorarak can sıkıntısı gidermeye çalışmasına yetmişti. Emin değildi ama üniversiteli olabilirdi. Belki de aynı yaşlardaydı ve o Harry'nin aksine kolay yoldan değil alın teriyle bölümünü kazanmaya çalışıyordu. Sakalları olmasaydı Harry liseli bile diyebilirdi. Yani en azından duruşu ve tarzı buna çok müsaitti.

O bunları düşünerek kafasını dağıtırken o kurt binmeden önce arabasına küçük bir bakış atmıştı. Muhtemelen sebepsizce burada neden durmuş olabileceğini merak etmiş, ancak üzerinde durmadan otobüse binivermişti.

Fakat Harry o kısa sürede onun mavilerini farkedebilmişti.

Otobüs bütün yolcularını aldıktan sonra Harry'nin, 'Kafa dağıtmak istiyordum zaten, otobüsün arkasında zaman öldürebilirim.' diye düşünmesine ve o kurdun durağı gelene kadar da otobüsü takip etmesine yeten şey de o maviler olmuştu.

Dediğini yapıp, hem zaman öldürüp hem de merakını giderdiği sıralarda otobüs sonraki üçüncü durağında durmuş ve kurt aşağı inmişti. Harry yine merakına yenik düşüp camını kurdun kokusunu, yanlışlıkla, alma ihtimaline karşı indirirken genç kurt yolun karşısındaki ilkokula geçmişti.

'Omegaymış...' diye düşünerek gözlerini kırpıştırdığı sıralarda bunu farkedince duraksamıştı.

"Tanrı bütün emeğini güzelliğine verip zekasını hor görmemiştir, değil mi?"

Raunchy Alpha // larryWhere stories live. Discover now