29

392 35 4
                                    

Herkese keyifli okumalar koocaamaann sevgiler..   💘

" bırak canım acıyor" kollarımı öyle sinirle sıkıyordu ki en sonunda dayanamayıp acıyla söylenmiştim.

"Acısın" diye bağırdı. "nasıl bunu yaparsın"

"ben bir şey yapmadım" diye bağırıp etlerimi koparacakmışcasına sıkan ellerinden sertçe kurtuldum. Sinirle ileri geri yürümeye başladı.

"seni aptal. Sana o katille görüşmeyeceksin demedim mi? seni de onu da pişman ederim demedim mi"

"katil değil o. Komplo kurmuşsunuz ona. Her şeyi biliyorum. Ne bu demir nefretin" dememle sinirle olduğu yerde durup bana baktı. Öyle korkutucuydu ki..

"sen, onu bana mı savunuyorsun" diye tısladı.

"savunmuyorum. Ama dediğin gibi eğer suçlu olsaydı dışarıda değil gezmesine tek bir nefes bile almasına izin vermezdin." diyip derin bir nefes aldım. " Demire karşı ne bu nefretin baba" sakince ve ılımlı bir şekilde sormuştum ama öyle bir haldeydi ki hiçbir şekilde ılımlanamayacak gibiydi. Gözü dönmüştü resmen..

"o bir İtalyan mafyasının oğlu. Sen, benim saf kızım hiçbir şey bildiğin yok. O şerefsiz, silah kaçakçısının, uyuşturucu satıcısının teki. Gözü kanlı bir katil o. Gözünü kırpmadan adam öldürebilen bir makine seni aptal" diye tısladı. Öldürme lafını duymamla yüzümü buruşturmamak için kendimi son anda tutmuştum. Diğerlerinde değildi ama onda haklıydı. Zorlukla yutkunurken keşke hasanı öldürdüğünü bilmeseydim diye düşünüyordum...

"derhal aranızda her ne varsa sonlandıracaksın. Eğer bir kez daha seni onun etrafında görürsem inan bana o şerefsizin tüm hayatını karartırım" ellerini masaya dayayıp sakinleşmek için derin bir nefes aldı. Şu an o kadar ulaşılmazdı ki..

"bana ne yapacağımı söyleyemezsin" diye çıkıştım. Yürek yemiştim kesin. Söylediğimle gözleri alev topu gibi olmuş, beni yakmak istercesine gözlerime odaklanmış. Ondan korktuğumu inkar edemezdim ama ondan korktuğumu da asla belli etmeyecektim. Bu konuya o kadar hazırlıksız yakalanmıştım ki kelimeleri toparlayıp bir çıkış yolu yaratamıyordum kendime.

"sen.." yavaşça yanıma gelip dimdik karşımda durdu. Keskin sert gözleri mavi gözlerime üstünlükle ve aman vermezcesine bakarken bir anda kendimi hep o üsten üsten korkuturcasına baktığı küçük asya gibi hissetmiştim. Bu ürpertici hissi hissetmeyeli o kadar uzun zaman olmuştu ki bir an afalladım. "dediğimi yapacaksın." demesiyle gözlerimi zorlukla ondan alıp etkisinden çıkmayı başardım.

"dosyasını inceledim. Her şey sizin uydurmanız çünkü eğer öyle olmasaydı dediğim gibi o kanıtlarla demiri dışarıda tek bir saniye nefes aldırmazdın. Derdin ne bunu açıklamak zorundasın önce. Babasıyla derdin varsa neden demire bulaşıyorsun. Elinde gerçek bir kanıt yokken nasıl onu böyle suçlayabiliyorsun" dememle elini çeneme koyup gözlerimizi yeniden birleştirdi.

"sen nasıl bu kadar aptal bir kız oldun inan aklım almıyor." öyle tiksinircesine çıkmıştı ki sesi biran allak bullak oldum.

"bana hakaret etme" diye sinirle bağırdım.

"o sesini kıs. "diye o da bağırdı." o herifin damarlarında gezen o pis kan sence onu zehirlememiş midir he söylesene bana" dibime daha da girip alayla sordu.

"benimde damarlarımda senin kanın geziyor ama senin kadar kötü bir insan değilim" dememle hayatımda ilk kez babamın da allak bullak olduğunu gördüm. Çenemi bırakıp bir adım geri gitti. Kelimelerin ağzımdan nasıl döküldüğünü anlamamıştım ama sanırım fazla ileri gitmiştim.

ASYA (TAMAMLANDI)Dove le storie prendono vita. Scoprilo ora